Güncelleme Tarihi:
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak A Haber ortak yayınında gençlerin sorularını yanıtladı.
Bakan Albayrak'ın konuşmasından satırbaşları:
30'lu yaşların sonunda başladık, 40'lı yaşların başında vicdanen müsterih bir şekilde görevi bırakıyorum.Biz ne iş yapıyorsak en iyisini yapmalıyız. Niyetiniz de iyi olursa ilahi anlamda da yardımınıza koşanlar oluyor. Biz de 2,5 senede bir şeyler yapmaya çalıştık.Ben gençleri şöyle tanımlıyorum; 'bir toplumun liderinin çizmiş olduğu hedefleri hayata geçirmek için ihtiyacı olan dinamoya sahip olan kesim. İnsanın tüm tekamül yolculuğu içerisinde, her alanda kendini geliştirmesi lazım. Az da olsa genel kültür seviyesinde okumak ve araştırmak lazım.
Sınıfta başörtüsü taktığı için sınıftan atılan bir döneme denk geldik. Kız kardeşlerimiz o dönemin zorluğunu erkeklerden daha yoğun çektiler. Çalışmadan olmayacağını herhalde en iyi biz biliyoruz. Bugünün farklı bir mücadele alanı var, Bugünün gençlerinin en büyük kolaylıklarından biri bilgiye ulaşımın kolay olması.Geçen gün teknoloji ile alakalı üst düzey biriyle konuşurken şu örneği verdi "internetteki datanın raf ömrü 24 ay." bu muazzam bir şey. Bu sürecin içerisinde teknolojinin dönüşümünün yakalanması çok önemli.Birçok bakanlık her yıl binlerce "start-up" dediğimiz yeni gelişen projeler özelinde çok yoğun bir destek ve teşvik veriyor.
BİZİM KADERİMİZ SÜREKLİ DEĞİŞEN EĞİTİM SİSTEMİNE Mİ BAĞLI?
Türkiye'deki ortalama eğitim seviyesinden çıkan bir genç, Amerika'nın en iyi üniversitesinden çıkan bir gençten daha iyi eğitim alıyor.Sınavsız bir yere girmek, kontenjan yoksa olur. Ama kontenjanda sınav gerekli. 1 milyon kişiyi tek yere alacak yer yok. Herkes bir liseye, üniversiteye gitmek istiyor. Ama bu sınavla olacak bir iş. Genç yaşında insan nereyi tercih edeceğini bilemiyor. Bu fikirler değişir. Ama bunu kontrol eden sistem kendini sürekli güncellemeli. Yani bir sistem getirdik bu 50 sene gitsin. Böyle olmaz.
TÜRKİYE'DE İŞ BULMAK İÇİN TANIDIĞIMIZ MI OLMAK ZORUNDA
Bugüne kadar niye eskiye göre daha iyiydi ve daha iyiye gidecek. Bir yöneticiden yola çıkarsak, bu yönetici şöyle bakar, Türkiye'de ne var, memleketçilik, aynı görüşte olmak. Özel sektörde bu yok. İşini yaparsın, hedefini tutturursun. Yoksa yok. Yönetici şöyle bakar, ben nasıl bir ekiple çalışmayalım.
Peki kamuda durum. Orada kayırmacılık vardı. Şimdi kriterlere göre alıyoruz. Kapasitesi varsa geliyor. Ya da performansına bakıyoruz. Benim havuç değnek formülüm var. Başarı varsa havuç, yoksa değnek. Hedefler ortaya koyuyursunuz bu hedefler gerçekleşirse ödüllendiriyorsunuz. Ki bunun ilkini bu sene yaptık. Mezhebi bizi ilgilendirmiyor. Onlara bakmadan başarılı olanları alıyoruz. Neye göre seçiyoruz KPSS, başarılı olan görüşlerine bakılmadan alınıyor. Eskiden belirli bir konjektüre göre hareket edilir, kısıtlı insanlar gelirdi. Artık havuz 80 milyon. Biz buradan seçiyoruz.
Belirli periyotlarda sosyal medya şöyle paylaşımlar görüyoruz: TÜBİTAK'ın yarışmaya almadığı öğrenci ABD'de kazanıyor. Devlet öğrencilere destek vermiyor mu?
Şu manada baktığımızda Ankara diye bir olgu var. Ankara'yı gördükçe ruhunu anlamaya başlıyoruz. Devleti anlıyoruz. Ankara'da bir kağıt hakikaten 3 ayda imzalanıyor. Eğer üstüne gitmezseniz. Burada katıldığım yanlar da var katılmadıklarım da. Türkiye'den sonra yurt dışında eğitim görmüş çok insanımız var. Burada bize düşen, bu kişileri arayıp bulup ciddi şekilde değerlendirmek. Eskiden çok kaçan vardı, bunlardan bir tanesi de benim. Çünkü o zaman özgürlük yok, demokrasi yok niye durayım burada. 2002'den sonra Türkiye'de ulaşım, eneji sektörü, teknoloji atağa kalktı. Ve buralara insan kaynağı lazım. Ve böylelikle 10-15 yılda insan kaynağı da ayağa kalktı.
ADİL KULLANIM KOTASI KALKIYOR MU?
BTK başkanı ile görüştüm. Bu yıl sonu itibarıyla sürenin dolacağını bu işin biteceğini belirttiler.
SON 24 SAATTE YAŞANANLAR