Güncelleme Tarihi:
Hulusi Akar'ın konuşmasının satırbaşları şöyle:
Burada bir subayda, bir askerde nelerdir diye baktığımızda; bir istekli, iki yetenekli ve ahlaklı personele ihtiyacımız var. Bizim de görevimiz istekli olmayanı isteklendirmek, yetenekleri geliştirmek bizim görevimizdir.
Şanlı tarihimizde bunun çok önemli örnekleri var. Bu büyük komutanların kazandığı zaferler tarihimize altın harflerle yazılmıştır. Şu anda birçok arkadaşımız yurt içi ve sınır ötesinde terörle mücadelesini sürdürmekte. Bu arkadaşlarım da tarihteki müstesna yerlerini almaktadır.
‘O HAİNLERİ ALÇAKÇA AÇTIKLARI ÇUKURLARA GÖMMÜŞLERDİR’
24 Temmuz 2015'te büyük bir hava harekatı başlamış bulunuyor ve bu operasyonlar aynı azim ve kararlılıkla devam etmektedir. TSK mensupları girilemez denen yerlere girmiş, ulaşılamaz denen yerlere ulaşmışlardır. Teröristlere büyük bir darbe vurulmuştur. Teröristler bazı il ve ilçelerde çukur eylemlerine başlamıştır. TSK, polisimiz, jandarmamızla ve adli kurumlarımızla o hainleri o alçakça açtıkları çukurlara gömmüşlerdir.
‘4 BİN 500 TERÖRİST ETKİSİZ HALE GETİRİLDİ’
15 Temmuz'da hain darbe girişimi gerçekleşmiştir. TSK, üzerindeki sıkıntıları 1 ay içinde atmış ve Fırat Kalkanı Harekatı başlamıştır. Göğüs göğse çatışmalar yaşanırken, DEAŞ'lı teröristler de o çukurlara gömülmüşlerdir. 3 binden fazla DEAŞ'lı etkisiz hale getirilmiştir. Hiçbir koalisyon gücü TSK'nın yaptığı gibi DEAŞ'la göğüs göğse mücadele etmemiştir. Hemen akabinde Zeytin Dalı Harekatı düzenlenmiştir. PKK'nın YPG'den hiçbir farkı yoktur. Burada 4 bin 500 terörist etkisiz hale getirilmiştir.
“BİZ BU COĞRAFYADA VARIZ VE OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ”
Kendi silahımızla, araç gerecimizle bu başarıların gelmesi mümkün olmuştur. Bir diğeri de bizim TSK mensuplarımızın üstün gayretleridir. Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatı sırasında tıbbi olarak istirahat verilen subaylarımız, doktorlar ne derse desinler araziye gideceklerini ifade ettiler ve 62 arkadaşımız mücadeleye katıldı. Bu bizim için büyük bir gurur meselesi. Bunlar gösteriyor ki bizim ordumuzun modern araç ve gerecin ötesinde milli, manevi ve mesleki değerlere sahip olması. Hedefimiz eğitimde ve öğretimde bu ruh yüceliğine varabilmektir.
Biz bu coğrafyada varız ve olmaya devam edeceğiz. Bu silahlı kuvvetlere emir komuta edecek subaylar da büyük önem kazanmakta. En iyi imkanlar için devletimiz her türlü imkanı seferber ediyor. Biz subaylarımız için ne kadar yatırım yapsak azdır. Bunun bilincinde hareket etmekteyiz.
‘İÇİMİZDEKİ HAİNLER TEMİZLENDİKÇE SAYIMIZ AZALSA DA ÇOK DAHA GÜÇLENDİĞİMİZİ GÖRDÜK’
15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra bazı düzenlemeler yapıldı ve Milli Savunma Üniversitesi kuruldu. Burada bizim ilkelerimiz; aklı ve bilimi esas alacağız, savaşçı ruh ve üstün fiziki yetenek için imkanlarımızı seferber ediyoruz. En önemli husus da bizim faaliyetlerimizi yürütürken ciddiyetle işimize önem vermemiz, diyalog ve koordinasyon içinde faaliyetlerimizi yürüteceğiz.
Bizim için her bir Harbiyeli çok önemli. İçimizdeki hainler temizlendikçe sayımız azalsa da çok daha güçlendiğimizi gördük. Şimdi aramıza katılan subaylarla çok daha güçlü olacağımızı biliyoruz.