Güncelleme Tarihi:
TBMM Başkanvekili Celal Adan başkanlığında toplanan Genel Kurul’da dün Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, PKK’nın alıkoyduğu 13 kişiyi şehit etmesi ve Irak’ın kuzeyinde düzenlenen Pençe Kartal-2 harekâtıyla ilgili bilgi verdi. Milli Savunma Bakanı Akar, sunumunda özetle şunları söyledi:
05.45’TE HAVA HAREKÂTI
“4-5 aydır bu bölgeye odaklandık. Karadan destek olmadan yapılan bir operasyon olması nedeniyle daha öncekilerden farklıydı. Hedefler özenle seçildi. Sivil halkın can güvenliğine özen gösterildi. Operasyon 10 Şubat’ta saat 02.55’te başladı. Saat 5.45’te de hava hücum harekâtı başlatıldı, özel kuvvet unsurlarımız helikopterle inmeye başladı. İlk temasta bölgelerden birinde 2 şehit ve bir yaralı vardı. Yaralı subayımız hastanede şehit oldu.
‘TESLİM OL’ ÇAĞRISI YAPILDI
Güvenlik tedbirleri alınarak mağaraların kapıları tahrip edilmeye çalışıldı. Bölgede el bombasına karşılık olarak mağara girişinde sadece göz yaşartıcı gaz kullanıldı. Herhangi bir silah ve mühimmat kullanılması söz konusu değildir. Sürekli teslim ol çağrıları yapıldı. Mağara içinde ilerleme sırasında çok dar geçitlerin ve ilave demir kapıların olduğu görüldü. Uzun süren çalışmalar sonucu cuma akşam saatlerine doğru bir terörist ‘ateş etmeyin, teslim olmak istiyorum’ dedi, teslim alındı.”
Bakan Akar, TBMM’de operasyonu mağara fotoğraflarıyla anlattı.
“12’si Türk vatandaşı, biri Irak vatandaşı 13 kişinin saat 5.45’te başlarına birer kurşun sıkılarak şehit edildikleri öğrenildi. Mağara içinde teröristler tarafından yapılan ateşe karşılık verilerek ilerlendi. 7 kapı, demir kapılar ve demir perdeler var. Her birinin açılması, tahrip edilmesi gerekiyordu. Olabildiğince teslim olma esasına dayalı bir şekilde ilerleme geliştirildi. Ve nihayet 13 vatandaşımızın şehit edildiği bölgeye girildi. Girildiğinde 13 vatandaşımızın naaşı görüldü. Operasyon kahraman personelimiz tarafından oldukça zor şartlarda gerçekleştirilmiş oldu.”
İÇİŞLERİ BAKANI SOYLU KÜRSÜYE OTOPSİ RAPORUYLA ÇIKTI
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın ardından elinde şehitlerin otopsi raporlarıyla kürsüye gelen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun açıklamalarından önemli satır başları ise şöyle: “Bu çocuklarımızın hiçbiri pikniğe giderken kaçırılmadı. Bu çocuklar ailesi ve eşinin yanında kaçırıldılar. Yaklaşık 5 yıldır bu olayı hep beraber yaşıyoruz.
ÖLDÜRÜP AİLELERİNE TELEFON ETMİŞLER
Bu ailelere sadece vatandaş muamelesi yapmadık, evlat muamelesi yaptık. Her 3 ayda bir görüştük. Derdimiz ne Gara’da? Niçin Hakurk? Gerçi bir vekil yakın zamanda gitti, oralarda boy gösterdi. İsmini sorarsanız söyleriz. Bu operasyonda, ilk tezvirat şu oldu; bu evlatlarımız ayın 10’unda şehit oldu. Ailelere telefon açtılar, Belçika numaralı bir telefondan, dediler ki: ‘Bombalıyorlar, çıkın deyin ki, Türk Silahlı Kuvvetleri burayı bombalamasın.’ Çocuklarımız şehadete kavuştuktan sonra, aileleri nasıl 5 yıl istismar etmişlerse ölümlerinde de istismar etmeye çalıştılar. Aileler bize ‘İnsan Hakları Derneği çocuklarımızı Türkiye’ye getirebileceğini söylüyorlar ama sizin bir hukuki uygulama yapmanızdan çekiniyorlar’ dedi. Cumhurbaşkanımız talimat verdi, ‘Getirsinler sınırdan alalım, bir şey olmayacak’ diye. Bir yılda tam 5 kere benim bakan yardımcım görüştü. Aileleri alıp Irak’a götürdüler, elleri boş döndüler. Şimdi vereceğim rakam Türkiye Cumhuriyeti’nde ilk kez söyleniyor. 1984’ten bugüne kadar terör örgütü 6 bin 021 sivil katliam gerçekleştirdi. O insan hakları denilen dernek bir tanesi için bunları söyledi mi?
BULDAN ‘MİSAFİR EDİP BIRAKACAKLAR’ DEDİ
Devlet burada üstüne düşen her şeyi yapmıştır. ‘Bunları getirin, her türlü teminatı biziz’ denildi. ‘Şu MLKP’li gözaltına alınmış onu bırakın şu askerleri getirin’ denildi. Öznur Çalık, Pervin Buldan’ı aradı. Buldan dedi ki, “Biraz misafir edecekler, sonra bırakacaklar.” 1987’de 16 şehit, 10 çocuk, 2 kadın. Bunlara acımayan, polisime, askerime, kahraman jandarmama, sivil vatandaşıma acır mı?
BOMBALAMA YALANINA KARŞI FOTOĞRAF
Bombalama yalanlarını bildiğimiz için hemen inisiyatif alarak valiye, başsavcıya, 2. Ordu komutanına ‘beşiniz beraber olacaksınız, meseleyi de şöyle yürüteceksiniz’ dendi. ‘Fotoğraflar çekilecek, aileler gelecek ve vücut bütünlükleri görülecek, hepsinin tutanakları tutulacak.’ Otopsi raporlarının hepsi burada. İçimiz kan ağlıyor bu fotoğraflara, otopsi raporlarına baktığımız zaman. Allah şahittir o Karayılan’ı bin parçaya bölmezsek...”