Güncelleme Tarihi:
Dışişleri İşleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Sudan Dışişleri Bakanı İbrahim Amed Abdulaziz Gandur ile ortak basın toplantısı düzenledi. Suriye rejimine ait helikopterinin ÖSO’ya yönelik varil bombalı saldırısı ile ilgili olarak Bakan Çavuşoğlu, "Suriye rejimi, DEAŞ ile mücadele eden güçlere saldırıyor. Rejim ve destekçilerinin ajandasında ne olduğunu açıkça görüyoruz. Rejim güçlerinin ÖSO'ya saldırısı operasyonu durdurmaz. Fırat Kalkanı Harekatı devam edecektir. El Bab'a gidene kadar devam edecektir" dedi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Sudan Dışişleri Bakanı İbrahim Ghandour ile baş başa ve heyetler arası görüşmelerin ardından bakanlığın resmi konutunda ortak basın toplantısı düzenledi.
SURİYE HELİKOPTERİNİN SALDIRISI
Çavuşoğlu, Suriye'de rejim unsurlarına ait bir helikopterin Tall Nayif'de bulunan muhalif unsurlara varil bombalı hava saldırısı düzenlemesi sonucu 2 muhalifin ve ayrıca DEAŞ'ın Aktarin'in güneydoğusundaki Ak Burhan bölgesinde düzenlediği bombalı araç saldırısı sonucu 2 muhalifin şehit olmasına ilişkin bir soruya karşılık, Suriye’de rejimin ve destekçilerinin bugüne kadar DEAŞ, PKK ya da El Nusra gibi bir derdi olmadığının herkes tarafından bilindiğini söyledi.
Rejim ve destekçilerinin aslında Halep’in barış ve güvenliğinin sağlanması için değil, kenti ele geçirmek için El Nusra’nın çekilmesini istediğini vurgulayan Çavuşoğlu, “Bu tür saldırılar bizim DEAŞ’a karşı, ÖSO ve koalisyon güçleriyle beraber mücadelemizi durdurmaz ve Fırat Kalkanı operasyonu da devam edecektir. Fırat Kalkanı operasyonunun tek amacı bu bölgeden DEAŞ’ı temizlemektir. “ şeklinde konuştu.
EL BAB'A KADAR OPERASYON İLERLEYECEK
"Dolayısıyla El Bab’a kadar bu operasyon ilerleyecek." diye konuşan Çavuşoğlu, ayrıca insanların istemeleri halinde rahatlıkla geri dönebilmeleri için bu bölgenin güvenli bölge ilan edilmesi gerektiğini belirtti.
HAŞDİ ŞABİ TELAFER'E YÖNELDİ İDDİASI
Bakan Çavuşoğlu, Haşdi Şabi’nin Telafer’e yöneldiği iddialarına ilişkin ise şunları söyledi:
“Bazı ülkelerin de grupların da tahrikiyle, desteğiyle intikam içinde olan Haşdi Şabi’nin bir taraftan Musul’a girmek istediğini, bir taraftan diğer
bölgelerde Sünnilerin ağırlıkla yaşadığı bölgelere saldırmak istediğini görüyoruz. DEAŞ ile mücadele edilmeli ama DEAŞ sonrasını iyi planlayarak, yerel güçlerle bu mücadele yapılmalı. Musul ve Telafer’deki etnik ve mezhep dengeleri çok iyi dikkate alınmalı. Eğer buradaki gelişmeler bizim güvenliğimizi tehdit edecek bir duruma gelirse, biz koalisyonun içindeki katkımızın yanında kendi güvenliğimizi sağlamak için her türlü tedbirimizi alırız. Bu bizim uluslararası hukuktan kaynaklanan hakkımızdır. Diğer taraftan Telafer ve diğer bölgelerde saldırı olursa, yine burada bize yönelik bir tehdit oluşursa burada da tedbir alırız. Ayrıca buradaki Türkmen kardeşlerimizin hak ve hukukunu da koruma konusunda kararlılığımız da var Allah’a şükür muktediriz de. Oradaki kardeşlerimizi hiçbir zaman yalnız bırakmadık. Onlara yönelik saldırılar olursa elbette biz de buna duyarsız kalmayız."