Bahse varız ki bu şov bir canlı yayın mucizesi

Güncelleme Tarihi:

Bahse varız ki bu şov bir canlı yayın mucizesi
Oluşturulma Tarihi: Mart 30, 2002 23:12

Alman ZDF Televizyonu'nun şov programı Wetten dass...? (Bahse var mısın...?) yaklaşık 15 milyon seyircisiyle dünyanın da en büyük şov programı olarak tanınıyor.

Dansın Sultanları'nın da konuk olduğu son program Münih'te yapıldı. 350 kişinin görev aldığı bu programda yaklaşık iki saat süren bir canlı yayın mucizesine tanık olduk.

Doğrusunu söylemek gerekirse, iki günlüğüne Almanya'ya bir geziye gitmek hiç de çekici gelmemişti. Hatta vize işlemi yetişmezse hiç dert etmeyeceğim, hiç değilse davet edenlere karşı bir bahanem olur diye düşünmüştüm. İyi ki öyle bir şey olmamış. Yoksa hayatımda izleyebileceğim en iyi gösterilerden birini kaçırmış olacaktım.

Düşünebiliyor musunuz, Alman ünlülerinin doldurduğu salonda en önde oturuyorsunuz ve önünüzden 15'er dakika arayla dünya starları geçiyor: Joe Cocker, Rod Stewart, Britney Spears ve Celin Dion. Tabii bunlarla birlikte aynı sahneyi paylaşan bir gurur yaşıyorsunuz: Sultan's of the Dance. Kaçırılacak şey mi bu?...

Bütün bunların ötesinde gözlerimizin önünde gerçekleştirilen bir canlı yayın mucizesine tanık oluyoruz. ZDF'nin bir yılda sadece 7 kez yapabildiği dünyanın en büyük canlı tv eğlence programını bir ders gibi izliyoruz.

Almanya'da trenle seyahat edenler bilirler. Trenlerin kalkış ve varış saatleri 15:17 Bonn, 16:48 Düsseldorf gibi dakikalarla yazar. Ve bu dakiklik yıllardır da aksamadan sürer gider. İşte bu canlı yayında Alman dakikçiliğinin ne olduğunu gördük. Bir haftada yapılıp, montajla halledebilecek bir programın nasıl olup da hiç aksamadan, canlı olarak 2 saatte milyonlarca izleyiciye aktarılma mucizesini hayranlıkla izledik.

ŞEHİR DE CANLI YAYINDA

Adı Wetten das? (Bahse var mısın?) olan programın içinde yarışmalar yapılıyor. Bizim izlediğimiz programda, bir yarışmacı elindeki tahtadan 5 dakikada bumerang yapıp salona fırlattı ve sonra eliyle tuttu. Bir diğeri saniyelik bir bölümünü dinlediği 5 şarkının kime ait olduğunu ve ismini söyledi. Bir diğer yarışmacı ise şöhretli futbolcular topu 250 civarında sektirirken tam 615 kez sektirdi.

Asıl ilginç yarışmalar, kenti ayağa kaldıran ''Şehir Bahsi'' yarışmalarıydı... Şehir bahsinin yapıldığı cadde tamamen trafiğe kapatılıyor. Bad Homburg Kenti'nden Bruno Wilbert isimli bir Alman 27 metre genişliğindeki Nidda Nehri üzerine 6 dakika içinde bira kasalarından bir köprü kuracağını ve bu zaman zarfında bir kişinin köprüden karşıya geçeceği bahsine girdi. Bruno Wilbert, 48 kişinin yardımıyla 6 dakika içinde 1.650 bira kasasıyla köprüyü kurmayı ve bir kişinin bu köprüden karşıya geçmesini sağlayarak bahsi kazandı. Programın başında sahneye gelen bir otomobile binip Münih'te ana cadde üzerindeki dev ‘‘zafer anıtı’’na giderek diktiği kumaşlarla anıtı giydireceğini iddia eden ünlü moda yapımcısı Rudolph Moshammer ise bahsi kaybetti. Yüzlerce kişi zafer anıtının önüne kumaş ve dikiş makineleriyle gelerek kentin bahsi kazanması için çalıştı, ancak programın bitimine kadar anıtı kapatmayı başaramadı.

Tabii bütün bunlar olup biterken bir sahnede Thomas Gottschalk, konuklarıyla konuşuyor, bir yandan da diğer sahnede dünyanın en ünlü sanatçıları gelip gidiyor, dekorlar sürekli değişiyor ve ‘‘Sultan's of the dance’’ da burada yerini alıyordu. Bu başdöndürücü zamanlamayı biz de Türkiye'nin ünlü televizyoncuları, Tuncay Özkan, Can Dündar ve Reha Muhtar'la birlikte bir ders gibi izliyorduk. Bu arada gelecek ‘‘Wetten das...?’’ programının 6 Temmuz'da Paris'te yapılacağını öğrendik...

Türk, demedi mi Yunanlı, dedi mi

Dünya starlarının bile 3 dakikalık tek bir şarkı söylemek için koşarak gittiği böyle bir programda 6 dakika sahnede kalan Dansın Sultanları'nın başarısını bile yeterince yaşayamadık. Programdan sonra telefonlara sarılan Türk izleyiciler ‘‘Vay efendim Türk demedi’’, ‘‘Vay efendim Yunanlı mısınız’’ dedi diye ortalığı ayağa kaldırdı. Thomas hiçbir sanatçıyı takdim ederken, şu ülkenin sanatçısı diye sunmadı. Örneğin ‘‘Karşınızda Kanada'dan Celin Dion’’ demedi. Oysa ki sunucu Thomas Gottschalk, ‘‘Siz Türkiye'den geliyorsunuz, içinizde Yunanistan'dan, Avusturya'dan ya da Hollanda'dan olan var mı’’ diye soruyor ve 3 dansçıya söz hakkı veriyor. Ancak onlar heyecandan bunu kullanamıyorlardı. Thomas, ekibimizi Türkçe olarak ‘‘Gule gule’’ ve ‘‘Tesekkurler’’ diye uğurluyordu. Ünlü Alman sunucu show’un bitiminde de Türk baş dansçının elini öperek bir jest daha yapıyordu. Ayrıca Dansın Sultanları'nın misafiri olan bizlere de ünlü Almanlar'la birlikte en ön sıradan yer verilmişti. Programdan sonra verilen özel partiye de davetliydik. Daha ne yapsalardı. Dünyanın en alıngan milleti biziz, var mısınız iddiaya?...

2 BİN METREKARELİK DEV SAHNE

Programın canlı yayınlanacağı Münih'in ünlü fuarında yaklaşık 2 bin metrekare büyüklüğünde stüdyo sahnesi kuruldu. Sahne için 20 konteyner malzeme, 500 projektör, 13 ton ışık teknik malzemesi, 23 km uzunluğunda kablo kullanıldı. Programı stüdyoda 2 bin izleyici izledi. Biletler bittiği için çok sayıda izleyici dışarıda kaldı.


THOMAS GOTTSCHALK KİMDİR?

Babası avukat olan ünlü şovmen Thomas Gottschalk 1950 yılında Bamberg Kenti'nde doğdu. Bavyera radyosunda yollardaki trafik durumunu anlatan spikerlikle işe başladı. Gençlerin diliyle, hazırcevaplığıyla kısa zamanda sevilen bir sunucu oldu. Wetten dass...? programını 1987’den beri sunuyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!