Güncelleme Tarihi:
Bahçeli partisinin grup toplantısında özetle şunları kaydetti:
ÇUKURAMBAR’DA HUNHAR BİR SUİKAST
“Çukurambar’da hunhar bir suikast vuku buldu. Bu kanlı olay gerçekleşir gerçekleşmez, perde arkasının aralanması, aydınlığa kavuşması amacıyla sabırla beklemeye koyulduk. Soruşturma sürecinin titizlikle yapılabilmesi maksadıyla her gelişmeyi yakından takibe başladık. Ancak adeta tek bir merkezden emir almışçasına MHP’ye organize bir saldırı hız kazandı.
CİNAYETİN GÖLGESİ DÜŞÜRÜLMEK İSTENDİ
Cinayetin gölgesi birden bire MHP’ye düşürülmek istendi. Düşman oklarını takip ettik. Adına zafer denilen casusların şebekesine dönmüş marjinal bir partinin ümitsiz vakası, ‘Hepimiz katilin kim olduğunu biliyoruz’ açıklamasıyla savcıların görev alanına giren bir açıklamada bulundu. Bu istihbarat fosiline bildiklerini sormak şerefli Türk savcılarının ana görevidir, gereğinin yapılmasını istemek hem çağrım hem de görevimdir. MHP’yi saldırıyla irtibatlandırmak için binlerce FETÖ hesabı açıldı.
İDDİALARINI İSPAT ETMEZLERSE ŞEREFSİZLER
Milletvekillerimiz ahlaksızca suçlandı. Başkanlık Divanı üyesi arkadaşlarım töhmet altında bırakıldı. Ülkü Ocakları hain bir kuşatmaya alındı. MHP’ye cinayetin ihale edilmesi amacıyla şiddetli bir cephe açıldı. MHP’yi uyuşturucu çeteleriyle, kiralık tetikçilerle, torbacılarla, cinayet örgütleriyle bir göstermeye niyetlenmiş kim varsa şerefsiz kere şerefsizdir. Bizim üzerimize katil yaftası vurmak, sokağa çıkmamızı tahrik etmek için el ovuşturan kim varsa şerefsiz kere şerefsizdir. MHP’nin kurumsal kişiliğini bu cinayetle irtibatlandıranlar iddialarını ispat etmezlerse şerefsizdir. İşleyen yargı sonucunu sabırla bekleyip, suikastın iç örgüsünü tam görmek en doğru olandır.
KENDİMDE SIR OLARAK SAKLADIM
Genel Başkan olarak sorumluluk taşıdığım süre içerisinde, kendimde sır olarak sakladığım görevden alma nedenlerini yeri geldiğinde paylaşırım. Bizim vampirlerle işimiz olmayacaktır. Ayrıca MHP’yi mafyayla ilişkilendirmek başlı başına bir cürümdür. Ülkücünün mafyası olmaz, mafyadan ülkücü olmaz.”
‘SONU ÖLÜM OLSA DA SURDA GEDİK AÇTIRMAYACAĞIM’
Bahçeli altılı masaya da şu eleştirileri yöneltti: “Serok Ahmet’in,‘Genel başkanlar her stratejik kararda imza yetkisine sahip olacaklar’ itirafı, altılı masanın mahvı perişanlığını belgelemiştir. Devası derdine kâfi gelmeyen tulumba partisinin Kurumsal İletişim ve Tanıtım Başkanı, ‘Anayasa’dan Türklüğü çıkarıyor musunuz?’ sorusuna ‘Doğru’ cevabını vermiştir. Türklüğü Anayasa’dan çıkarmayı cesedimizi çiğnemeden nasıl başaracaktır? Kılıçdaroğlu’na danışmanlık yapan bölücü bir şahsın Türk bayrağını kaldırtması suçtur, cinayettir, kepazeliktir. Çakal olup Bozkurt’a diş gösterenler, unutmasın ki, tek başıma kalsam da davayı çiğnetmeyeceğim, sonu ölüm de olsa surda gedik açtırmayacağım.”