Güncelleme Tarihi:
İşte Bahçeli'nin konuşmasından satır başları:
GÜL’E DİYARBAKIR CEVABI
Tahriklerin önünü açan AKP’dir. Sonuçsuz ve samimiyetten yoksun kurul kararlarının göz boyamadan ibaret olduğu açıktır.
Gül’ün Diyarbakır gezisi bize başka bir fikir vermemiştir. MGK kararları arasında Türkçe’nin öne çıkarılması pankart ve afişlerde Türkçe dışında bir dilin kullanılmasıyla anlamsız hale gelmiştir.
Gül’ün ne ziyaretinde ne de öncesinde başka dilli afişe rastlanmadığı söylenmiştir. 30 Aralık’ta yaptığımız basın açıklamasında görüşlere üzüldüğünü söyleyerek, Diyarbakır Belediyesi’nin iki dilli faaliyetlerini gizlemeye çalışan Gül’e hatırlatmak isterim.
Her şeyden önce Diyarbakır Belediyesi’nin resmi internet sitesine baksın. İki dillidir. Gül’ün ziyareti de resmi sitede iki dilli yansıtılmıştır
PKK’nın şehir yapılanması KCK, İmralı’nın talimatıyla eşbaşkanlık uygulaması başlattı. Eşbaşkan Gül’ü karşılayan resmi teşrifat arasında yer aldı. İki dilli trafik levhaları yerinde duruyor. Su kanalizasyon iaresi faturaları iki dilli basıyor.
AÇIKLAMALARDAN ÜZÜNTÜ DUYMASIN
Şehrin girişlerine Türkçe ve Kürtçe ‘hoşgeldiniz’ yazan tabelalar asacaklarını açıkladı. Cadde ve sokaklara iki dilli tabelalar asılacak.
Bu kararlar Gül’ün Diyarbakır ziyaretinden kısa bir süre önce Aralık 2010’un ikinci yarısında alındı. Buna rağmen Gül bu belediyeyi ziyaret etti.
Bu nedenle Sayın Cumhurbaşkanı’nın bu tespitlerimizle ilgili açıklamamızdan üzüntü duymaması gerekir
CUMHURBAŞKANLIĞI MAKAMI YARA ALDI
Gül’ün ziyareti ile Cumhurbaşkanlığı makamı yara aldı. Cumhurbaşkanı’nın başkanı olduğu MGK’dan sonra yapılan açıklamada resmi dilin Türkçe olduğunun yinelenmesiyle ilgili ifadelere herkesten önce Cumhurbaşkanı’nın saygı duyması ve uyması kaçınılmazdır.
Gül bölücülüğün odağı olan Diyarbakır Belediyesi’ni ziyaret etmiştir. Sayın Cumhurbaşkanı görüşlerimiz karşısında neden rahatsız olmaktadır. Ortada rahatsız olunacak tutum varsa o da Gül’ün Diyarbakır ziyaretidir. Bazı açıklamalarını da çok vahim buldum.
2 Ocak’ta söylediği ‘Ha deyince olmuyor, kullandığımız dile dikkat edelim’’ sözlerine herkes dikkat etmeli. Sayın Cumhurbaşkanı etnik bölücülerin taleplerinin bir anda karşılanmayacağını, bu sürecin alıştıra alıştıra ilerleyeceğini söylemektedir.
Başbakan Erdoğan da ABD’de aynı kelimeleri kullanmış ve hazım süresinden bahsetmişti. Başbakan ve Cumhurbaşkanı niyet dışında söylemde de birliktedir. Sayın Gül Diyarbakır’da devletin itibarını yerlere serilmiştir.
ANAYASAL SUÇ İŞLİYORLAR
Ettiği yemine bağlı kalmayan Sayın Cumhurbaşkanı milletin şan ve şerefini nasıl koruyacaktır. Biz herkesin ana diline saygı duyuyoruz.
Kamusal alana çıkmaması ve eğitim dili olmaması kaydıyla konuşulmasında sakınca görmüyoruz. Cumhurbaşkanı’nın beyanlarını hükümetin inşa ettiği zafiyeti bir de bu açıdan değerlendirmek lazım.
Sorunluluk sahipleri anayasal suç işlediklerini farkına varmaları gerek. Türk milletinin içini boşaltmaya çalışanları ne millet ne de Yüce Allah affedecektir.
AKP ŞİRİN GÖRÜNMEYE ÇALIŞIYOR
AKP tarafından cepheleşmenin ileri aşamalarına taşınmış olan toplumsal yapı seçimlerle birlikte nefes alacaktır. Önümüzde her anlamda çok zor bir süreç var. Türkiye seçimlere iktidarın neden olduğu ciddi bekalarla giriyor.
Yıkım projesiyle şımaran bölücülük önümüzdeki dönemin en önemli olayı.Perde gerisinde anayasa taslağı için pazarlıklar konuşulacaklardır. Bu tezgahın bir tarafında AKP, diğerinde etnik bölücülüğün diğer unsurları var.
AKP bir yandan sessizce gelişmeleri izliyor. Başbakan Erdoğan’ın unuttuğu ancak seçimlere doğru birdenbire hatırladığı tek bayrak, tek millet kavramlarının AKP için anlamı yoktur.
AKP aldattığı vatandaşlarımıza şirin görünmeye çalışıyor. Daha düne kadar birlikte olduğu bölücülükle taktik gereği karşı saflara çekilmişlerdir.
MİLLETİN YETKİSİNİ İSTİYORUZ
AKP’nin gerginlik üzerinden tasarladığı politikaları artık başak vermeyecektir. AKP iktidarının hesaba çekilmesi bu yıl inşallah yapılacak. Türkiye’ye her iddia sahibi siyasi partilerden daha fazla hizmet etmek için milletin desteği ve yetkilendirmesini istiyoruz.
Türk milletinin dağılma ve parçalanmanın eşiğine getirildiğine şahit oluyoruz.Türk Milleti geride kalan yılların ağır faturasını bu seçimde iktidar partisinin önüne teker teker koyacaktır. Demokrasinin sağlıklı bir şekilde ilerlemesi halinde siyasetin akışı değişecektir, Türkiye girdiği karanlık tünelden çıkacaktır
Her iktidarın yıllar geçtikçe yozlaştığı bir gerçektir. Bu itibarla ufku daralan hükümetlerin yerine daha dinamik hükümetlerin gelmesi demokrasinin doğal gereğidir
AKP YETERSİZ
İktidar değişiminin olmadığı ülkelerde demokrasiden söz etmek mümkün değildir.
AKP hükümetinin üçüncü 4 yılda da bu ülkeyi yöneteceğini temenni etmek alternatifleri dışlamak anlamına gelir. AKP hükümeti yetersiz kaldı, ülkemizi karanlığın içine çekti.
Ekonomi battı, ahlak çöktü, değerler erozyona uğradı, Türklük hiç hak etmediği hakaretlere maruz kaldı. Bunlar bile iktidarın değişmesi için yeterlidir
ANKETLER DOĞRU DEĞİL
AKP hükümetinin enerjisi bitmiş, dermanı kalmamıştır. Sorunları çözememiş, sofradaki ekmeği büyütememiştir. İktidarın değişmesi için gerekli şartlar oluştu, sıra bunu sandıkta göstermeye kaldı
Son zamanlarda çok oy aldığına dair anketlerin hiçbir doğruluğu yoktur.
MHP’nin güç kaybettiği yalanını sürekli pompalayan AKP’nin bizden devşirdiği oylarla etnik kimliği ön plana çıkarmak için yeniden seçilmek istediği aşikardır.
AKP’NİN DEFTERİ DÜRÜLECEK
Başbakanlığı yozlaştıran, işgal ettiği makamı milletin hayrına bırakmayan bu zihniyet Çankaya yokuşunda aciz kalacaktır. AKP’nin milli duyguları siyasi istismar yapmasına izin verilmeyecektir
Özerklik fitnesinin hayalleri kararacaktır.
Bunlara yol açan iktidar partisi AKP’nin de defteri dürülecektir, hesap sormak üzere Yüce Divan yolu ardına kadar açılacaktır.
İKİ DİL YIKIM PROJESİNİN SONUCU
Sahibi ve uygulayıcısı AKP olan yıkım projesi sonucunda Türkiye bölücülüğün çıkmaz sokağına hapsedilmiştir. Resmi işlemlerin Türkçe dışında bir mahalli dille yapılması AKP’nin yıkım politikasının sonucudur.
İki dilli eğitim ısrarları neticesinde mahalli ölçekte kalması gereken bir dilin devreye girmesi milli bütünlüğümüzü bozacaktı. Milletimizi bir arada tutan eğitim sistemidir.
Eğer farklı okullarda ve lisanlarda eğitim verilecek olursa bizi biz yapan ne varsa yıpranacaktır.
Bugün iki dilli hayatın yasa ve kural tanımadan uygulamaya geçildiği birileri tarafından söyleniyorsa bu eşkıyalığın nedeni AKP’dir.
AKP SEÇİM MANEVRASI YAPIYOR
AKP hükümetinin affı mümkün olmayan gafleti sonucunda siyasi bölücülük kimlik taleplerini yoğunlaştırmıştır. Bölücü terörün mesafe alması için önündeki pürüzler hükümet tarafından kaldırılmıştır. Bu şartlar altında yapılan MGK toplantısı yeni bir oyalama sürecine geçildiğini göstermiştir. Seçim öncesi AKP manevrasıdır tek birlik, tek bayrak, tek devlet söylemi.
ANAYASAL SUÇ İŞLİYORLAR
Ettiği yemine bağlı kalmayan Sayın Cumhurbaşkanı milletin şan ve şerefini nasıl koruyacaktır. Biz herkesin ana diline saygı duyuyoruz. Kamusal alana çıkmaması ve eğitim dili olmaması kaydıyla konuşulmasında sakınca görmüyoruz.
Cumhurbaşkanı’nın beyanlarını hükümetin inşa ettiği zafiyeti bir de bu açıdan değerlendirmek lazım. Sorunluluk sahipleri anayasal suç işlediklerini farkına varmaları gerek. Türk milletinin içini boşaltmaya çalışanları ne millet ne de Yüce Allah affedecektir.
İSTATİSTİK DEĞİL BOLLUK GEREK
Türkiye kırılgan bir dönemden geçiyor. Hükümetin geliştik, büyüdük iddialarının vatandaşın nezdinde önemi yoktur. Üniversite mezunu gençler iş bulamıyor.
Milletimiz istatistiki bilgileri değil, bereket ve bolluk artışını bekliyor. Başbakan Erdoğan’ın içi boş iyimser mesajları aldatmadır, kandırmacadır. Erdoğan sahte bahar havaları estirmek için her yolu deniyor. Bu devran Haziran ayında bitecektir.
Bu yılın ilk altı ayında yüzde 4 maaş zammı alacak olan memurlarımız AKP hükümetine gününü mutlaka gösterecektir. Türkiye’nin içinden geçtiği yüksek gerilimi uzun süre taşıyamayacağı ortadadır. Bu karanlık sürüklenişi durdurarak bu çıkmazı çözecek yegane güç seçim sandığıdır.
AKP dönemi ile sandık başında hesaplaşmadan Türkiye’nin düzlüğe çıkması mümkün değildir.