Bahçeli'den flaş açıklamalar

Güncelleme Tarihi:

Bahçeliden flaş açıklamalar
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 10, 2016 10:42

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Ne yeni bir sisteme ne de yeni bir rejime gerek yoktur. Başkanlık tesis edilince Türkiye bir kalemde tüm sorunlarından kurtulacak mıdır?'' dedi. Bahçeli, 'Hükümete verdiğimiz fiili destek hukuki bir boyut alabilecek' sözlerine de açıklık getirdi. Bahçeli, "Söylemek istediğimiz şudur: MHP diğer eleştirileri saklı kalmak kaydıyla ön şart olarak terörle mücadelenin eksiksiz ve kesintisiz sürdürülmesinden yanadır. AKP'nin olağanüstü kurultayı sonrasında terörle mücadele zaafa uğrar ve tavsarsa, parti olarak TBMM'de her türlü ilave desteği vermekten çekinmeyiz. Bunu da milli görev sayarız" diye konuştu.

Haberin Devamı

MHP Genel Başkanı Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu. Bahçeli, başkanlık sistemini kast ederek, Türkiye'de yeni bir sistem ve rejime gerek olmadığını belirttiği konuşmasında şunları söyledi:

"Eğer yeni bir sisteme gereklilik varsa, devleti yeniden tanım ve tarif konusuna milletin tamamı tam bir fikir ve bilgi ittifakıyla tamam diyorsa, ancak o zaman ne konuşulup tartışılacaksa gündeme alınmalıdır. Bunun dışında her söz zaman kaybı, her teşebbüs yeni bir çatışma ve cepheleşme kaynağı olacaktır. Türkiye'nin önündeki engellere yenilerine eklemek bir defa art niyetliliktir. Başkanlık gelince işsizlik bitecek midir? Başkanlık tesis edilince Türkiye bölgesinde ve küresel anlamda yıldız gibi parlayacak, bir kalemde tüm sorunlarından kurtulacak mıdır? Başkanlık kabul edildi diyelim, muhataplarımız bize söyler mi; ne değişecek, hangi mucize, hangi muhteşem başarılar birbiri ardına sökün edecektir? Çok başlılıktan şikayet edenler, bugün kaç başın olduğunu, daha doğru bir deyimle hangi başların anında uçurulduğunu samimiyetle itiraf etmelidir. Sistemi inşa eden insandır. Devlet; milletin, tarih kulvarında hukuken teşkilatlanmış halidir. Bununla birlikte her sistemin dayandığı sosyal, siyasal, kültürel, tarihsel ve hukuksal bir arka planı vardır. Bunlar tepeden tırnağa değişmeden; yani Türkiye Cumhuriyeti'nin üzerinde yükseldiği ana dinamikler değiştirilmeden, geçmişten keskin bir kopuş ve ayrılış yaşanmadan başkanlık nasıl kurulacaktır? Hadi kuruldu sayalım, gelecekte şahsında toplanan güce bağlanarak başka hedeflere yönelmeyecek siyaset ve devlet adamlarının olmayacağını bugünden kim garanti edebilecektir? Şimdi başkanlık ihtiyaçtır diyenler; bir süre sonra başka ihtiyaç ve taleplerle milletin huzuruna çıkarsa buna ne diyeceğiz, hatta nasıl mani olacağız? Kuvvetler ayrımının sonlanmasıyla sosyal ve siyasal dümenin ne tarafa döneceği, hangi gelişmeleri tetikleyeceği az çok bellidir. Başkanlık sisteminin milli bir beklentinin doğal yansıması olduğu tezi bize göre geçersiz, afaki ve abartılı bir değerlendirmedir. Milli özlemlerin başkanlık sistemiyle anında gerçekleşeceğini bırakınız söylemeyi, iması dahi akla, izana ve irfana sığmayacaktır. Türkiye'nin tartışması ve uzlaşması lazım gelen temel konusu, kim ya da kimler tarafından yönetildiği değil, nasıl yönetildiği veya yönetilmesi gerektiğidir. Bunu başardığımız ölçüde Türkiye Cumhuriyeti'nin başka devlet ya da milletler nezdinden sözü de, nazı da geçecektir. Aksi halde her gelen iktidar sayısal ve oransal imkanlarına dayanarak yeni bir sistem tartışmasıyla meşgul olacak, milleti yoracak ve hırpalayacaktır"

Haberin Devamı

Haberin Devamı

"DAVUTOĞLU BAŞBAKANLIĞININ SANAL OLDUĞUNU TEYİT ETMİŞTİR"

MHP lideri Bahçeli, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Başbakanlığı bırakmasını sistem tartışmalarından bağımsız düşünmenin mantıksız olacağını savunarak, şöyle konuştu:

"Sayın Davutoğlu'na bundan sonraki hayat serüveninde kendisine başarı ve mutluluklar diliyorum. Sayın Davutoğlu ve partisinin iç sorunları esasen ilgi ve merak sahamıza girmemektedir. Ancak AKP Türkiye'yi 14 yıldır tek başına yönetmektedir. Doğaldır ki, bu partide her belirsizlik, her kriz, her çatlak ülkemizi az ya da çok etkileyecek önemdedir ve değerlendirmeye muhtaçtır. Bizim amacımız AKP'nin zor günlerinde siyasal rant devşirmek değildir. Sayın Davutoğlu yoldan önce yol arkadaşına vurgu yapıyorsa, ki haklıdır, o zaman bu refikliğin hilafına ilk hareketi kim başlatmış, burada gözettiği amacı ne olmuştur? Bir başka sorumuz şudur: Sayın Davutoğlu AKP Genel Başkanlığı'ndan ayrılma tercihinin kendisine ait olmadığını söylemektedir. Tercihe saygı duymak lazımdır; ama sandıktan çıkmış bir Başbakan'ı gönderme, görevden alma takdir ve yetkisi de demokratik akıl ve vicdan kapsamında yalnızca AKP'nin saygıdeğer mensuplarına ve millete aittir.  Bu durum karşısında Davutoğlu'nun kenara alınmasında, kızağa çekilmesinde asıl sorumlu kimdir ve bunu niçin gerekli görmüştür? 1 Kasım'da yaklaşık yüzde 49 oy almış bir partinin Genel Başkanı, 29 Nisan'da partisinin Merkez Karar Yönetim Kurulu'ndaki 47 imzalı önergeyle yetkilerinin tırpanlanmasına, 4 Mayıs'ta da Cumhurbaşkanıyla görüştükten sonra olağanüstü kurultay kararına nasıl varmıştır? Pelikan Dosyasında neler yazdığı, nereden yazıldığı, bunun içinde kimlerin olduğu bizim meselemiz değildir. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile gerçek ya da değil görünürdeki anlaşmazlık veya fikir ayrılıklarının derinine inmek bizim açımızdan faydasızdır. Çünkü iki kişi arasında geçen her ne ise bununla ilgili konu  taraflara düşecektir. Bizim araya girmeye, taraf tutmaya, birini diğerine tercih etmeye niyetimiz yoktur. Fakat ortada bir sorun vardır. Her ne kadar AKP siyasi rakibimiz olsa da, Türkiye'nin şu günkü vahim ortamında bir iktidar karışıklığı, bir hükümet bunalımı çok büyük sakıncalar doğuracaktır. Davutoğlu'nu çok eleştirdik.  Davutoğlu ilk olarak, kendisine oy verenlere büyük bir haksızlık yapmıştır. İkinci olarak, vesayet altında olduğunu belgelemiştir. Üçüncü olarak da, Başbakanlığının sanal olduğunu, gerçek gücün kendi dışında toplandığını teyit etmiştir. Anlaşılan Cumhurbaşkanı bir plan ve kurgu dahilinde, kendi hedefleri doğrultusunda Davutoğlu'nu süresiz dinlenmeye almıştır"

Haberin Devamı

"KÜÇÜCÜK AKILLARIYLA MHP'YE ÇELME TAKMAK İSTİYORLAR"

Bahçeli, 1 Kasım seçiminin üzerinden 6 ay geçtiğini, buna rağmen yeni bir seçim havası oluşturmanın ve yeniden sandık yolunu işaret etmenin ülkeye ihanet olacağını vurgulayarak, MHP'ye yönelik eleştirilere de yanıt verdi. Bahçeli, şunları kaydetti:

"Şimdi bu bayağı söylentilere lütfen dikkat edeniz: Erken seçim için MHP bekleniyormuş. MHP'deki olağanüstü kurultayla ilgili gelişmeler bundan sonrası için tayin edici ve belirleyici olacakmış. MHP'de mevcut yönetim kalırsa baraj altı, giderse yüzde 25 çıkarmış.  Ağzı olan konuşmuş sözde okuması yazması olan ümmi yuvaları atıp tutmuştur. Bu sefil ve yalancılar korusu algı ve aldatma düzeneklerini el yapımı patlayıcılar gibi partimizin etrafına döşemeye kalkmışlardır. Bizim korktuğumuzu çekindiğimizi hayasızca iddia edenler en başta bizden görünüp aslına bizimle geceyle gündüz kadar farklı zavallılardır. MHP değil barajdan Allah'tan başkasına kulluk etmez hiçbir şeyden korkmaz, korkmamış korkmayacaktır. MHP gazete köşelerinden, sosyal medyadan üretilmiş edepsiz dedikodularla yönetilemez yönlendirilemez. Sabahları kameralar karşısına geçip sırayla sütünü içmeden ve içtikten sonra yorum yapanların ciddiye alınacak bir tarafı olmayacaktır. Bu tipler yalnızca sütünü içerek avunsunlar. Küçücük akıllarıyla MHP'ye çelme takmak istiyorlar. Zeka fukarası kafalarına göre MHP'nin yutulmasını projelendiriyorlar. MHP sırtını ona buna değil  egemenliğin yegane ve asil sahibi Türk milletine dayanmıştır. Allah'tan başka himmet beklediğimiz milletten başka yardım istediğimiz yoktur. Aksini söyleyenler hadsizdir, seviyesizdir. MHP zayıflar ve kara kampanya elebaşlarının elinde oyuncak olursa Türkiye'nin tökezleyip kendi kendini yiyip bitirmesi kaçınılmaz görülmektedir.  Bizim için siyaset kısa metrajlı bir film, menzilli bir konu değildir. Biz siyasette tavşana kaç tazıya tut demeyiz. Tavşan arayanlara Bozkurt'u hatırlatır akıllarını baştan alırız"

Haberin Devamı

"AKP'DE SULAR DURULMAZSA ANAYASA VE REFERANDUM ÇEKİŞMELERİ TÜRKİYE'Yİ DİBE ÇEKECEK"

MHP lideri Bahçeli, dokunulmazlıkların kaldırılmasına yönelik Genel Kurul oylamasında AK Parti ve CHP'den fire verilmesi ihtimalinin güçlü olduğunu ileri sürerek, şu ifadeleri kullandı:

"MHP bu konuda milletinin yanında duracak, milli vicdanın sesi olacaktır. AKP'de sular durulmaz, tartışmalar bıçak gibi kesilmezse, önümüzdeki anayasa ve referandum çekişmeleri Türkiye'yi dibe çekecektir. İktidar partisindeki kaynama, kategorik kopmalara sebebiyet verirse, ülkenin durumu daha da kötüleşecek, başta ekonomi olmak üzere, siyasi ve sosyal tüm dengeler hepten bozulacaktır. TBMM'deki bölücüler ayrı bir parlamentodan ve ayrılıp komşu olmaktan yüzsüzce bahsetmektedir. Tehlike bu kadar açık ve yalındır. Biz parti olarak AKP'deki gelişmeleri dikkatle takip ediyor ve edeceğiz.  MHP terörle mücadelenin asla gevşememesi gereken milli ve stratejik bir mesele olduğuna yürekten inanmaktadır"

Haberin Devamı

"AKP'NİN KURULTAYI SONRASI TERÖRLE MÜCADELE ZAAFA UĞRARSA TBMM'DE İLAVE DESTEĞİ VERMEKTEN ÇEKİNMEYİZ"

MHP Genel Başkanı Bahçeli, "Eğer ihtiyaç hasıl olursa verdiğimiz fiili destek hukuki bir boyut alabilecek" sözlerine açıklık getirerek, "MHP'nin hukuki boyutta vereceği destek bir hükümet mantığı içinde ele alınmalıdır. Söylemek istediğimiz şudur: MHP diğer eleştirileri saklı kalmak kaydıyla ön şart olarak terörle mücadelenin eksiksiz ve kesintisiz sürdürülmesinden yanadır. AKP'nin olağanüstü kurultayı sonrasında terörle mücadele zaafa uğrar ve tavsarsa, parti olarak TBMM'de her türlü ilave desteği vermekten çekinmeyiz. Bunu da milli görev sayarız. Türkiye huzuruna ulaşana, terörün kökü son militanına kadar kazınana, son kanlı silah teslim alınana kadar üzerimizde ne düşüyorsa sabırla yapmaya açığız. Terörizmi yok etmek amacıyla  MHP her uzlaşma teklifine her ahlaklı çağrı ve davete gönüllüdür. Bizim hukuki boyutta maksadımız bunlardır" diye konuştu.

"YARGITAY'IN KARARINA SAYGILIYIZ"

MHP lideri Bahçeli, konuşmasının ardından gazetecilerin kurultay sorusuna ilişkin, “Yargıtay’ın kararını herkes bekliyor, biz de bekliyoruz. Yargıtay’ın vereceği karara saygılıyız” dedi.

 

 

 

BAKMADAN GEÇME!