Güncelleme Tarihi:
Ekonomideki sorunların devam ettiÄŸini, sosyal kesimlerin ve vatandaÅŸların feryadının dinmek bilmediÄŸini belirten Bahçeli, "Ekonominin kalbi olan fabrikalar, tesisler ve üretim odaklı çalışan firmalar bir bir kapanmak ve kapılarına kilit vurmak zorunda kalmıştır. AKP iktidarları süresince, mukayeseli üstünlüğümüz olan ve baÅŸta tekstil, giyim, deri ürünleri, oyuncak ve mobilya gibi emek yoÄŸun sektörler Çin, Hindistan ve diÄŸer Uzak DoÄŸu ülkelerin istilasına uÄŸramış, yıkıcı bir rekabet altında kalmıştır. AKP’nin iktidar yıllarında, protestolu senet ve karşılıksız çek rakamlarında görülen yüksek artışlar, esnaf ve sanatkarımızın, ticaretle uÄŸraÅŸan kardeÅŸlerimizin sıkıntılarını açıkça ortaya koymaktadır. Bu büyüme oranıyla vatandaÅŸlarımızın sorunlarına çare bulmak, geçim zorluklarına çözüm üretmek elbette çok zordur" dedi.Â
"AKP YAPTIKLARININ HESABINI MÄ°SLÄ°YLE VERECEKTÄ°R"
Bahçeli, "Türk milleti kan ağlarken AKP hanedanlığı şahsi, siyasi ikbal ve çıkar peşinde koşmakta, gününü gün etmektedir. AKP döneminde yolsuzluk, kanunsuzluk, vurgun, soygun ve talan korkutucu boyutlar kazanmış, yaygın bir yönetim anlayışı olarak kök salmış ve kurumsallaşmıştır. Ancak, artık bu kara düzene son vermenin zamanı gelmiştir. AKP yaptıklarının hesabını misliyle verecektir ve bunu yapacak olan Milliyetçi Hareket bu milli vazifeyi üstlenmek konusunda sabırsızlanmaktadır. Milletimizin fazlasıyla hak ettiği huzur, mutluluk ve rahatlık inşallah bizimle birlikte gelecek; yolsuzluk, işsizlik ve yoksulluk kader olmaktan mutlaka çıkacaktır" diye konuştu.
"OYUN ÃœSTÃœNE OYUN TERTÄ°PLEMEKTEDÄ°R"
Türkiye’nin temellerinden koparıldığını ifade eden Bahçeli, şunları söyledi: "Tehlikeler bunaltıcı şekilde çoğalmış ve yayılmış vaziyettedir. Başbakan Erdoğan çözüm süreci isimli hainliği kabullendirebilmek için girmeyeceği kılığın, atmayacağı iftiranın ve başvurmayacağı çirkinliğin olmayacağını şimdiye kadar ispatlamıştır. Başbakan ve hükümeti; PKK ve İmralı canisiyle yapılan pazarlıklara karşı etkinleşen tepkileri frenlemek, sözde çözüm ve barış sürecinin dış kaynaklı olduğunu saklayabilmek, terörle mücadeledeki acziyeti ve başarısızlığı örtebilmek, süreç denilen melanetin PKK talepleriyle bir ve aynı amaca yönelik olduğunu gizleyebilmek için oyun üstüne oyun tertiplemektedir. İmralı canisinin ve PKK’nın avucuna düşen Başbakan’a göre Türkiye; Etnik farklılıklar ekseninde yeniden tarif edilirse demokratikleşecek, Milli birlik ve kimlik tasfiye edilirse özgürleşecek, Bölücü terörün dayatmalarına boyun eğerse gelişecek, Teröristlerle el sıkışıp bölücü zorbalıklara onay verirse güçlenecek, PKK’nın silahla başaramadığını, öldürmeyle elde edemediğini sunarsa huzura kavuşacaktır. Başbakan ve hükümeti; Bölünmeden fayda ummaktadır. Parçalanmada, etnik temelli çatlamada çözüm aramaktadır. Terörist Öcalan’dan hikmet beklemektedir. Kandil’deki canilerden lütuf dilenmektedir. Küresel kanlı projelerden ödül ve ikram alma derdindedir. Elbette bunlar bir hükümet, bir siyasi yönetim ve bir başbakan açısından yüz karası tavır ve yönelişlerdir."
"PKK’YA BOL KEPÇELİ BİR İKRAMDA BULUNULMUŞTUR"
Bahçeli, "PKK terör örgütü AKP’nin sırtını yere getirmek ve hain taleplerini zorla veya gönüllü şekilde koparmak için tüm gücüyle yüklenmiş ve yüklenmeye de devam etmektedir. Bu esnada 4’ncü Yargı Paketi TBMM’nde kabul edilmiş ve bu yolla PKK’ya bol kepçeli bir ikramda bulunulmuştur. Artık, cebir ve şiddet içermeyen terör faaliyetlerini övmek, bunların propagandasını yapmak, bildiri ve açıklamalarda bulunmak suç kapsamından çıkarılmıştır. Öz ve özet olarak diyebiliriz ki, PKK propagandasına yasal kılıf dikilmiş, İmralı canisinin posterlerini taşımaya mazeret bulunmuş, canibaşına sayın demek, bölücü fikirleri ve terörist düşünceleri şiddete başvurmadan savunmak serbest hale gelmiştir" diye konuştu.
"BAŞBAKAN VE HÜKÜMETİ PKK’NIN OYUNCAĞI HALİNE GELMİŞ"
Başbakan Erdoğan’ın dipsiz bir kuyuya düştüğünü ve bölücülüğün akıntısına kapıldığını söyleyen Bahçeli, "PKK, Türklüğün ezilmesini, Türk milletinin değersizleştirilmesini istemekte, AKP bunu hevesle yerine getirmektedir. PKK, üniter milli devlet yapısının sakatlanmasını teklif etmekte, AKP bunu iştahla hayata geçirmektedir. PKK, Türkiye Cumhuriyeti’nin yıkılmasını, Türk ifadesinin her taraftan silinmesini bastırmakta, AKP bunları çoktandır yapmaktadır. PKK, Türkiye’yi istemekte, AKP buna hazır olduğunu göstermektedir. PKK, Türk vatanında hak iddia etmekte, AKP bu kutsal mirası peşkeş çekmek için müsait zaman kollamaktadır. PKK nazlanmakta, AKP pışpışlamaktadır. PKK somurtmakta, AKP gönül almaktadır. PKK jest yapmakta, AKP mest üstüne mest olmaktadır. Şu rezalete bakınız ki, Başbakan ve hükümeti PKK’nın oyuncağı haline gelmiş, tüm imk?nlarıyla bölücülüğün önüne düşmüş ve flamasını sallamaya koyulmuştur" dedi.
"BARIŞ ÇIĞLIKLARIYLA TÜRKİYE ADETA CEHENNEME GÖTÜRÜLMEKTEDİR"
Bahçeli, "Teröristbaşı dün ne söylüyor idiyse, bugün Başbakan tekrarlamış ve sanki yeni bir şey gibi sahiplenmiştir. İmralı canisi 1921 Anayasası’na vurgu yapmış, bu anayasayı övmüş, aynısını Başbakan’da ifade etmiştir. İmralı canisi, 1924 yılından sonra sorunların yaşanmaya başlandığından bahsetmiş, Başbakan’da aynı dili kullanmıştır. İmralı canisi sözde Akil İnsanlar Heyeti’nin kurulmasını, Hakikatleri Araştırma Komisyonu’nun teşkil edilmesini alçakça zorlamış, Başbakan’da aynı tutumu benimsemiş ve hatta gereğini yapmıştır. İmralı canisiyle Başbakan Erdoğan tencere kapak misali birbirlerini bulmuşlar ve hedefler konusunda üst üste çakışmışlardır. Bu ikilinin müşterek çabaları altında çözüm ve barış çığlıklarıyla Türkiye adeta cehenneme götürülmektedir" diye konuştu.
"AKİLLERE GÖRE BÖLÜNME VE TOPRAK KAYBI GİBİ ENDİŞELER YERSİZDİR"
Bahçeli, "İhanet sürecine memur olarak dahil edilen 63’lükler yurdumuzun değişik yörelerinde, farklı illerimizde bölücülüğün kabullendirilmesi için ikna turlarına ve psikolojik harekete başlamışlardır. AKP-PKK ortaklığıyla belirlenen 63 aklı karışık, ne anladıkları muamma olan çözüm ve barış ezberleriyle etrafta dolanmaya ve hükümet imk?nlarını son haddine kadar kullanmaya şevkle koyulmuşlardır. Bu sözde akillerin Ege Bölgesi Heyeti’nin görüşleri kapkara bir üyesi, ’Sen müzakere yaptığın insanlara hala terörist dersen, Kürt sorunu yok, terör sorunu var dersen kafalarda soru birikir’ ifadeleriyle sözde akillerin akıllarındakini ortaya dökmüştür. Ayrıca bu çürümüş şahıs, ulus-devlete karşı olduğunu ve Türkiye’nin 29 özerk bölgeye ayrılması gerektiğini hiç utanmadan, hiç sıkılmadan açıklamıştır. Bazı sözde akillere göre bölünme ve toprak kaybı gibi endişeler yersizdir, bazılarına göre ise barışın kaybedeni olmayacaktır. Kimisi Kürt kökenli kardeşlerimizin toplam sayısını vermiş, kimisi de sözde barışı hukuk, adalet ve eşitlik temelinde tanımlamıştır. Yine 63 aklı karışıktan birisi PKK’ya tazminat verilmesinden bahsetmiş, bir diğeri Türklerin Kürtlere borcunu ödemesi gerektiğini vurgulamış, bir başkası teröristbaşının serbest kalması ve Kandille İmralı arasındaki temasın sağlanmasıyla ilgili bayağı düşüncelerini paylaşmıştır. İşte AKP-PKK işbirliğiyle toplanan sözde akillerin şu kısacık zaman süresinde seslendirdikleri görüşlerden bazıları, fakat en önemlileri bunlar olmuştur" dedi.
"BUNLAR PKK TETİKÇİLERİDİR"
"Bizim 63’lüklerle ilgili söylediğimiz ne varsa bir bir ortaya çıkmaktadır" diyen Bahçeli, şunları söyledi: "Bunların amacı Türk milletinin birliği, Türk kimliğinin yaşatılması değildir. Bunların amacı Türkiye’nin bölünmez bütünlüğüne destek sağlamak değildir. Bunların amacı Türk milletinin bin yıllık kardeşlik hukukuna katkı vermek, terör sorununa kalıcı ve etkili çözümler getirmek de değildir. Hayatlarında bir tek defa şehide şükran duymamış bedbahtlar bu 63’ün arasındadır. Hayatlarında bir tek gün Türklüğü ağızlarına almamış, vatan dememiş, bayrak diyememiş PKK havarileri bu 63’ün içindedir. Ecdadımızı öcü gibi gören, tarihimizi kanlı hadiseler yekunu olarak değerlendiren, Türklüğe ait değerleri çiğnenmesi gereken bir meta gibi izah eden ruhsuzlar bu 63’lüklerin çevresindedir. Bunlar PKK tetikçileridir. Bunlar AKP propagandistidir. Ve bunlar Türkiye’nin karşısındaki cephedir, Türk milletinin sırtındaki kamburlardır. 63’lüklerden birçoğu, şehidimizin, gazimizin, mağdurumuzun hakkını hayatlarında akıllarına getirmemişlerdir. Yedikleri önünde, yemedikleri arkalarındadır. Bunlar unvan avcısıdır. Bunlar para ve şöhret takipçisidir. Bunların derdi kanın durması, terörün bitmesi, anaların ağlamaması değil, Türkiye’nin bölünmesi, bölücülüğün kurumsallaşması ve PKK’nın dağdan inerek Türkiye’yi esir almasıdır. Kaldı ki başka gaileleri, başka meramları yoktur. Bir defa çözümden ne anladıkları, çözüm olarak neyi işaret ettikleri şaibelidir. Ancak Türk milletinin bunlar gibilerine karnı toktur. Büyük milletimiz canını alan, kanını döken bölücü teröristleri özgürlük savaşçısı ve hakkı yenmiş mağdurlar olarak göstermeye yönelen kim olursa olsun her platformda demokratik itirazını gösterecek, bunları geldikleri gibi de gönderecektir."
"PKK TÜRKİYE’NİN BAŞLICA ÇIBANBAŞIDIR"
Bahçeli, "Başbakan ve hükümeti, çözüm ve barış sürecindeki amacın kanın durması ve anaların ağlamaması olarak izah etmektedir. Başbakan Erdoğan çözüm süreciyle Türkiye’nin huzura, güvenliğe, büyümeye koşacağını, Ve ihanet sürecinin sonunda, anaların gözyaşının dineceğini, babaların ailenin mutluluğunu evlatlarıyla aynı masanın başında paylaşma imkanı bulacağını dile getirmektedir. Başbakan’ın başkanlık hevesleri veya partili cumhurbaşkanı düşünceleri süreç fitnesinin ana argümanları arasındadır. Başbakan’ın çözüm ortağı olarak sürece kattığı ve doğrudan doğruya da tavizlerle diz çöktüğü İmralı canisi ve terör örgütü PKK Türkiye’nin başlıca çıbanbaşıdır" diye konuştu.
"PKK TÜRKİYE’Yİ TAM TESLİM ALMADAN BİR YERE GİTMEYECEKTİR"
PKK’nın dağ kadrosunun ısrarla silah bırakmayacağını diklenerek, tehditler savurarak duyurduğunu belirten Bahçeli, "Terör örgütü sınırdan çıkmak değil, daha fazla sayıdaki militanlarını sınırdan içeri sokmak için faal halde olduğunu değişik açıklamalarla göstermiştir. PKK’nın geri çekilmesi, sınırlarımızdan dışarı gitmesi şu haliyle mümkün görülmemektedir. Nitekim bazı teröristler sınır ötesindeki inlerine sembolik olarak gitse bile, çok sayıdaki örgüt üyesinin ülkemiz içinde kalacağı şüphesizdir. PKK Türkiye’yi tam teslim almadan bir yere gitmeyecektir. Gitse dahi, İmralı canisinin açıklamalarıyla sabittir ki, büyümek, güçlenmek ve stratejik hedefleri gözden geçirmek için sınır ötesi kamplara intikal edecektir. PKK’lı teröristler şayet sınır dışına çıkarlarsa, güvenlik güçlerimizin nasıl ve ne şekilde hareket edecekleri şu günlerde yoğunluğuna tartışılmaktadır" dedi.
"ONBİNLERCE İNSANIMIZI KATLETMİŞ KATİLLERE NASIL GÖZ YUMACAK ?"
Bahçeli, "Başbakan Erdoğan ’Emri biz veririz’ diyerek durum ve posizyon hatırlatması yapmış ve her şeyin hükümetin inisiyatifinde olacağını vurgulamıştır. Farz edelim ki, Başbakan yazılı olarak, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne sınırlardaki terörist geçişine göz yumması ve müsamaha göstermesi için emir verse bile, bu emrin geçerliliği olacak mıdır? Konusu suç teşkil eden bir emri yerine getirmek yürürlükteki hukuk kaidelerinin neresinde yazılıdır? Kanunsuz emrin uygulanması halinde emri veren de, icra eden de suç işlemiş sayılmayacak mıdır? Her şey bir yana, Mehmetçiğimiz kendisine silah doğrultmuş, onbinlerce insanımızı katletmiş katillere nasıl göz yumacak, hükümet böyle bir alçalmayı nasıl izah edecektir? Silahlı veya silahsız teröristlerin geçişine rıza göstermek, hatta törenlerle uğurlamak şehidimize, milli varlığımıza ve bizzat Türk milletine küfür, kayıtsızlık, vicdansızlık ve haksızlık değil midir? Türk milletinin bağımsızlığını ve birliğini canı pahasına savunan kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerimizden hiçbir fani teröristlere sessiz kalmasını beklememelidir. Başbakan bunu eğer aklından geçiriyorsa böyle bir emir vermekten vazgeçmeli ve buna teşebbüs dahi etmemelidir. Aksi takdirde bunun faturasına ne Başbakan, ne hükümeti ne de yedi nesilleri katlanamayacaktır" diye konuştu.
"FEZLEKE APAR TOPAR MECLİS’E GÖNDERİLDİ"
Başbakan Erdoğan da Moğolistan dönüşünde uçakta gazetecilere yaptığı açıklamarı ile ilgili olarak Bahçeli, "Başbakan Erdoğan, Meclis’te bir araştırma Komisyonu kurarak bizim de içinde yer aldığımız koalisyon hükümeti dönemini inceleteceğini açıklamıştır. Bunun yanı sıra, bugüne kadar hiçbir soruşturmaya konu olmayan şahsım hedef alınmış ve düzenlenen bir fezleke geçtiğimiz hafta içinde apar topar Meclis’e gönderilmiştir. Anlaşılan Başbakan, süreç ihanetine gösterdiğimiz milli direnişi ve dik duruşu kırmak için her yolu deneyecektir. Çelişkiye bakınız ki, görevi ihmalden, suç ve suçluyu övmekten, halkı kin ve düşmanlığa sevk etmekten, zimmetten, kalpazanlıktan, resmi evrak ve kayıtlarda sahtecilikten, cürüm işlemek için teşekkül oluşturmaktan hakkında fezlekeler bulunan birisi, bize dürüstlük dersi vermeye kalkışmaktadır. Sayın Başbakan, bilmelisin ki, senden korkan senin gibi olsun. Senden çekinen de senin gibi işbirlikçilikten sabıka yesin. Kalpazanlara, zimmetçilere eyvallahımız yoktur" dedi.
"BAÅžBAKAN ELÄ°NDEN GELENÄ° ARDINA KOYMAMALIDIR"
Bahçeli, "Dünürlere, yandaşlara, hırsızlara, dolandırıcılara devletin bankalarını ve kamunun tüm kaynaklarını peşkeş çeken bir siyasetçiden öğrenecek bir şeyimiz de olmayacaktır. Allah’a şükürler olsun ki, bizim de içinde bulunduğumuz 57’nci koalisyon hükümetinde, partimizin sorumluluğu altında bulunan bakanlıklarla ilgili veremeyeceğimiz hiçbir hesabımız bulunmamaktadır. Çiğ süt içmediğimizden karnımızın ağrıması da mümkün değildir. Başbakan elinden geleni ardına koymamalıdır. Nasıl olsa şimdi güç elindedir. Nasıl olsa Meclis çoğunluğu emrindedir. Her şeyimizi incelemeli, araştırmalı, ne varsa gün yüzüne çıkarmalıdır. Başbakan bunları yapmazsa namerttir. Biz ki, arkasına bakarak yürüyenlerden, düşe kalka yaşayanlardan, sırnaşarak nefes alanlardan, mazisinden dolayı yüzü kızaranlardan olmadık, olmayız ve olmayacağız. Eğer Türk milletinin varlığı, Türkiye’nin hayrı, Türklüğün bekası için bir bedel ödememiz gerekiyorsa, başbakan bunu bilsin ki, seve seve ödemekten çekinmeyiz, çekinmeyeceğiz. Yargı emrindedir. Kolluk güçleri talimatını beklemektedir" diye konuştu.
"BAŞBAKAN ERDOĞAN’A İKİ TEKLİFİM OLACAK..."
Bahçeli, "Başbakan, hakkımızda her türlü iftirayı atarak, biz korkutarak, dava arkadaşlarımı tehdit ederek yolumuzdan ayıracağını, millet sevdasından vazgeçireceğini ve bölünmeye rıza göstereceğimizi sanıyorsa aklını kaçırmış ya da hayal alemine dalmıştır. Biz korkmayız, biz pusmayız ve biz asla ülkülerimizin izinden çıkmayız. Çünkü biz büyük Türk milletinin ölümü bile göze almış gözü pek müdafaacıları ve bayraktarlarıyız. Son olarak Başbakan Erdoğan’a iki teklifim olacaktır. Birincisi dokunulmazlığımı süratle kaldırmasıdır. Milliyetçi Hareket’in değerli milletvekilleri buna olumlu oy kullanacaklardır. İkincisi de şahsım ve 57’nci koalisyon hükümeti dönemini tüm ayrıntılarıyla araştıracak bir Meclis Araştırma Komisyonunu hemen kurdurmasıdır.
BaÅŸbakan ErdoÄŸan’ın elini rahatlatmak, incelemelerini kolaylaÅŸtırmak için Milliyetçi Hareket Partisi istenirse bu komisyona üye vermeyebilecek ve bu hakkını kullanmayabilecektir. Ancak BaÅŸbakan ve partisi, bizim hükümet dönemimizi incelerken, bizim de bir komisyon kanalıyla AKP’nin iktidar yıllarını incelememizin önü açılmalıdır. Sayın BaÅŸbakan; siz 57’nci hükümeti araÅŸtırın, biz de, 58, 59, 60 ve 61’nci hükümetlerin tüm iÅŸ ve iÅŸlemlerini masaya yatıralım. Böylelikle ak koyun, kara koyun her ÅŸeyiyle ortaya çıkmalıdır. BaÅŸbakan’ın cesareti varsa, yüreÄŸi yetiyorsa, aklı kesiyorsa, her ÅŸeyi temizse, iktidar yıllarından gocunacağı, rahatsız olacağı bir ÅŸeyi yoksa bu davetimize kulak vermelidir. Biz hazırız, biz buradayız ve biz kimin ne olduÄŸunun millet huzurunda ortaya çıkmasını samimiyetle istiyor ve bekliyoruz" dedi.Â