Güncelleme Tarihi:
Bahçeli'nin sosyal medya hesabından verdiği o mesajlar;
Dilin kemiği yok derler,doğrudur;ama kemiksiz de olsa vurdu mu yatırır. Dil gönülden beslenmedikçe dirlik getirmez,getirse de dengeli olmaz.
Büyük düşünürümüz Yusuf Has Hacib; gözünü kollarsan gönül dilemez. Gönül dilemezse hiçbir şeye tutsak olmaz, diyor, ne güzel söylüyor.
Mevlana, garez gelince hüner kaybolur,yüzlerce perde iner gönülden göze derken,eksik bırakıyor.Garez olunca dil de yanılır, yanlışa çakılır.
Dili bozulmuş birisi, “beşer şaşar, böyle bir yetkiyi Peygambere versen bozar diyebiliyor”, elbette halt ediyor, günaha giriyor.
16 Nisan Referandumundan dolayı uykuları kaçanlar ille de kulp bulacaklar ya, ama hesapları ters tepiyor, Allah ayaklarını dolaştırıyor.
Kalbin temizliği yüze, yüzün temizliği dile yansır. Heybede ne varsa ele o gelir,dilden ne çıkarsa talih veya talihsizliğin kilidini o açar.
HOLLANDA, TÜRK DÜŞMANLIĞI TOKADI YEDİ
Hollanda kararmış dilinin, kötü niyetinin kurbanı oldu, farkında değil. 15 Mart’ta seçim yapıldı, ırkçılık ve Türk düşmanlığı tokadı yedi.
Bernard Shaw diyor ki, nefret, yüreksizlerin korkutuldukları zaman duydukları bir öç alma halidir. Hollanda yüreksizliğe, nefrete yenildi.
Hollanda’da varlık mücadelesi veren Türk soylu kardeşlerim muhataplarına demokrasiyi öğretti, sandıkta mesajı verdi, tahammülsüzlüğü yendi.
Tek yönlü sokakta iki tarafı kontrol ederek karşıya geçmeye gerek yoktur.Bu tedbirden çok, tedirgin bir telaşın ürünüdür. Avrupa telaşlıdır.
Şinasi öyle diyor; alçak tepecikler kendilerini dağ zannederler. Ben de diyorum ki, dağ olsalar ne yazar; önemli olan insan olmaktır.
Bir milleti imha için askeri istilaya lüzum yoktur. Ona tarihini unutturmak, dilinden ve dininden soğutmak kâfidir. Avrupa’nın gayesi budur.
GENÇLERE SESLENDİ
Sevgili gençler; sizler henüz okunmamış, henüz yazılmamış millet destanısınız. Karşımızdaki tehlikeyi görün, 16 Nisan’a mührü vurun.
Arkanızı güneşe çevirirseniz, gölgeniz önünüze düşer. Dönün güneşe, kovun gölgeyi, davranın, harekete geçin, ülkenize sahip çıkın.
Değerli gençler,bir düşünün Türkiye’yi.Çünkü düşünmek görmektir,bunu da bilin.Beka en çok sizin için,en çok sizin geleceğinizin güvencesidir
Önce ateş edip sonra nişan almak komedidir. Zihninizin paraşütlerini açarsanız, iş yaptığını, şuuru kanatlandırdığını fark edersiniz.
Genç kardeşim, Yunus diyor ki, cümleler doğrudur sen doğru isen, doğruluk bulunmaz sen eğri isen. Sizler doğrusunuz, siz dik duruşsunuz.
Fırsatı görmek için uyanıklık,yakalamak için yetenek ve cesaret,ondan istifade için kuvvet ve kararlılık gerekir.Bu Türk gençliğinde vardır.
FATİH'İN İSTANBUL’U FETHETTİĞİ YAŞTASINIZ
Diyorlar ki,18 yaşındaki gencin seçilme hakkına ulaşması anlamsızdır.Sizler Fatih'in İstanbul’u fethettiği yaştasınız,her şey size helaldir.
İş mi, bulunur; aş mı, yapılır;ev mi,alınır;yuva mı,kurulur;para mı, kazanılır;ama vatanın telafisi yoktur,bağımsızlığın ikamesi hiç yoktur.
Yusuf Has Hacib asırlar evvel gençliğe sesleniyor: “Yılma, ayrılma doğruluk yolundan; gençliği boşa geçirme, ondan yararlan.”
Yine diyor ki, “sıkı tut gençliği, çabuk geçer. Nice sıkı tutsan da gençlik kaçar.” Silgiyi kalemden önce bitirmeyin,16 Nisan’da evet deyin.
Yusuf Has Hacib yine der ki; “devletin başına geçen kimse, halkı yönetmeli iyi töreyle.” Töreyi hakim ve hadim kılmak için evet diyelim.
Genç kardeşim,kınına girmeyen kılıçsın.Kabına sığmayan heyecansın. Özlemlerin var,hayallerin var,hedeflerin var, gerçekleştirmek için evet.
Düşünceleriniz sözleriniz olur, sözleriniz davranışlarınız olur. Davranışlarınız Türkiye’nin geleceği olur. Hadi 16 Nisan’da evet.
Çanakkale’ye giden onbeşliler 102 yıl evvel zalimleri ezmişti. Kınalı kuzular düşmanı denize gömmüştü. Aynısı şimdi de yapılır.
Türk gençliği inanıyorumki bu ülke için vazgeçilmeyecek yeminlerini tutacak,milleti için evet,devleti için evet,Türkiye için evet diyecektir
18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi’nin 102. yıldönümünü hasret ve hayranlıkla kutluyor, aziz şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum.
Türk gençliği bu ülke senindir, bu vatan senin namusuna zimmetlidir. Fitnenin elebaşlarına değil; istiklale, istikbale evet demelisin.