Güncelleme Tarihi:
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada özetle şunları aktardı: “Bugünlerde iç işgal cephesinde toplanıp aynı zamanda emniyet ve yargı içine yuvalanmış soysuz ve kripto çetelerin yeniden Türkiye üzerinde hesap yaptığı görülmektedir. Bu kan içen vampirlerin aklını başına alması, etrafımızda iftira ve ihanet duvarı örmeye kalkışmalarının ağır sonuçları olacağını bilmeleri, akıbetleri için 15 Temmuz gecesine dikkatle bakmaları ikaz ve ihtarımdır. Ayranımızı kabartmasınlar, sabrımızı taşırmasınlar. Maşa kullanıp sütre gerisine saklananların hepsini takip ediyoruz. Olan biten tüm kanundışı irtibat ve ilişki ağlarının farkındayız.
BOYUN EĞERSEK BOYUMUZ DEVRİLSİN
Birkaç emniyet müdürünün açığa alınmasıyla geçiştirilemeyecek bir komplo devrededir, nitekim hedef MHP, AK Parti, Cumhur İttifakı ve son tahlilde Türkiye’dir. 17/25 emniyet ve yargı ortaklı darbe girişiminin tekrarını planlayanlara boyun eğersek boyumuz devrilsin, göz yumarsak gözümüz çıksın, eyvallah edersek de kanımız kurusun. Gizli tanık ifadeleriyle şerefli isimleri karalama kumpasını ve tecelli eden millet iradesini gölgeleme arayışını himaye eden ve buna hizmetkârlık yapan kim varsa haindir, haşhaşidir, emniyet, yargı ve medya uzantılarının tepesine binilmelidir.
HEPSİNİ İÇERİ TIKMAK ŞEREF KONUSU
Bakalım temiz eller operasyonu nasıl oluyormuş, hepsine göstermek, hepsini yaka paça içeri tıkmak da hukuk devletinin varlık ve şeref konusudur. Meclis gündemine gelecek olan 9’uncu Yargı Paketi’nde, casusluk suçuyla ilgili yeni düzenlemeden rahatsız olanlar çok iyi araştırılıp incelenmelidir. Yurtiçinden ve yurtdışından hain FETÖ’cülerin, onlara sözcülük yapan satılmış, devşirilmiş sözde gazetecilerin bedel ödemesi yakındır ve kaçınılmazdır.”
EUROVISION BİRİNCİSİNE: TÜYLÜ CEKET BOL MAKYAJ...
Bahçeli, Eurovision Şarkı Yarışması’nı kazanan İsviçreli sanatçının kostümüne de sert çıktı: “Sanattan daha çok siyasi içerikli bahse konu yarışmanın ahlaki çöküş propagandasına dönüşmesi, erkekle kadın arasında kalmış üçüncü bir türün tedavüle çıkması, kokuşmuşluğun boyutlarını göstermesi bakımından ibret levhası olmuştur. Birinci olan İsviçreli erkek sanatçının tüylü ceket, bol makyaj ve pembe saten etekle yarışmada boy göstermesi utanç verici bir yozlaşmanın teyidinden başka bir şey de değildir. Eğer bunun adına çağdaşlık deniyorsa, biz de diyoruz ki batsın böyle bir çağdaşlık anlayışı. Eğer bunun adına modernlik deniyorsa, üstüne basa basa biz de söylüyoruz ki olmaz olsun böylesi bir modernlik anlatım ve algısı.”