Güncelleme Tarihi:
Devlet Bahçeli İzmir’deki seçim çalışmalarının ikinci gününe Bornova Büyük Çarşı’da kahvaltı yaparak başladı. MHP’lilerin sürekli yan yana fotoğraf çektirdiği Bahçeli, kahvaltıda simit, peynir, salatalık, domates yedi. MHP Büyükşehir Belediye Başkan adayı Murat Taşer, MHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Kenan Tanrıkulu ve MHP Grup Başkan Vekili Oktay Vural’ın da eşlik ettiği Bahçeli’ye, Bornova’da bir tarafında Alparslan Türkeş, diğer tarafında ise Bahçeli’nin olduğu tablo hediye edildi. Bahçeli kendisine çiçek veren Gülçin Akkaya’ya, paltosundaki kendi parti rozetini çıkartarak taktı.
Bahçeli ikinci durağa olan Kemalpaşa ilçesinde yaptığı konuşmada AK Parti ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı sert sözlerle eleştirdi. AK Parti’nin 11 yıldır iktidar olmasına karşın sosyoekonomik pek çok sorunu çözemediğini belirten Bahçeli, "Bu iktidarın başarısız olduğu görülmüştür. Hakim oldukları televizyon kanallarında AKP beslemesi sözde aydınlar, Türkiye’ye toz pembe gösteriyor. Acaba öyle mi? ’Durumum daha iyiye gidiyor’ diyeniniz var mı? Bu iktidar döneminde ’daha huzurluyum, çoluğum çocuğum iş güç sahibi oldu’ diyecek durumunuz var mı" diye sordu.
AK Parti iktidarın süresinin artık dolduğunu, siyasi ömrünün tükendiğini belirten Bahçeli, "Seçim döneminde hiç ekonomik sorunların üzerinde durmuyorlar. Temel sorunların çözümü için programları var mı? Bunlardan bahsediyorlar mı? Bol bol miting yapıyor. Taşıma insanlarla, medya oyunlarıyla, esas montaj orda yapılıyor. Gelenleri üst üste koyarak montaj yapıyorlar. ’Aman Yarabbi bu kadar rüşvet ve yolsuzluktan sonra bu millet peşinden mi geliyor’ diye insanın sorası geliyor" dedi.
"YEDİ KASANIN NE İŞİ VAR EVDE"
Ak Parti’den hesap soracaklarını belirten Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"AKP’den hesap sormak için geliyoruz. Yolsuzluk ve rüşvetin hesabını sormak için geliyoruz. Nerde bir ayakkabı kutusu varsa devlet olarak onu kontrol edeceğiz. İçinde ayakkabı mı, yoksa başka bir şey mi var? Bazı kasalar evlere neden gidiyor. Önemli şeyler muhafaza için kasa kullanılır da 7 tane kasanın ne işi olur. Para saymak için uşakların kolu yorulmuş. Birisi diyor ki ’Siz epey para sayıyorsunuz. Yorulmuşsunuzdur. Haberiniz yok mu, para sayma makinası var, bir iki tane ondan alın’ diyor."
"HAVUZDA HERKES ISLANIR"
Devlet Bahçeli, ATV televizyonu ve Sabah gazetesini almak için Recep Tayyip Erdoğan’ın görevlendirme yaptığını, herkese salma gönderdiğini ’Filan kişi bizden ihale aldı. 100 milyon getirsin’ dediğini söyledi. Karşı tarafın yanıt olarak ’Ben bunu alnımın teri ile kazandım, şirketimi büyüttüm, kimeyse haraç verecek halim yok. Salmayı kabul etmem’ diyeceği yerde; ’Sayın Başbakan böyle mi istemiş! Emri olur’ dediğini belirten Bahçeli, şunları söyledi:
"Öte yandan 630 milyon doların biriktiği havuz var. Bu durum dillenince "Bu kadar iş adamları sizin isteklerinizle havuzda 630 milyon dolar bulunduruyor. Ne diyorsunuz?’ şeklindeki soruya Başbakan ’Bu işadamları istikrarlıdır. Havuza girseler de ıslanmazlar’ yanıtı verdi. Olacak iş mi? Su dolu havuza alayımız girelim dışarı çıkınca hepimiz cıbıl cıbıl ıslanırız. Ama ağzına kadar Dolar olursa adam ıslanır mı?"
BAŞBAKAN ÜSTÜNÜ ÖRTMEYE ÇALIŞIYOR
Başbakan ve oğlunun basına yayılan konuşmalardan söz eden Bahçeli, evden eve bir para alışverişinin olduğunun anlaşıldığını söyledi. Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bazı şirketler olur ya evden eve nakliyat diye. Bunlar da ’para evden eve taşınır’ diye şirket kurmuş. Bir gece duyuluyor ’Aman evde ne varsa sıfırlayın, dağıtın’ diyorlar. Halk arasında duyulunca Başbakan diyor ki ’Bize montaj yapıyorlar. Bizim böyle konuşmamız yok’ diyor. Allah vere böyle konuşma olmasın, keşke montaj olsun! Bir Başbakan evladı ile 76 milyonluk bir ülkede 11 yıldan beri başbakanlık yapan kişi, sorunları çözeceği yerde para sayma makinesi ve para saymak için sağa sola yönlendirme yapmaya başladıysa vay halimize! Recep Tayyip Erdoğan’ın yapacağı tek şey var.’Partimin adı akdır. Dedikodudan dolayı parti mi itibarsızlaştırılmak istenmektedir. Öyleyse yargıyı, kolluk kuvvetlerine, savcılara talimat veriyorum. Nerde ne yolsuzluk varsa üzerine gideceğim’ demesi gerekiyor. 17 Aralık’tan, 76 günden bu yana Başbakan yolsuzluk ve rüşvetin üstünü örmeye çalışıyor."
Başbakan’a Kemalpaşa’dan seslendiğini söyleyen Bahçeli, "Siz miting yapmayın. Kendinizi zorlamayın. Yolsuzluk tartışmasına girmeyin. Yalan ve dolanla cevap yetiştireceğine de ki ’Ben miting yapmıyorum. Seçimlere kadar yargıyı harekete geçiyorum. HSYK oluşumunda bir takım AKP’lileştirme gayretine girmiyorum. Dürüst ve ahlaklı savcı ve hakimlerin alayını görevlendiriyorum. 30 Marta kadar bir sonuç ortaya çıkarsın’ demiş olsa inanıyorum ki bu Başbakan’a eziyet, hakaret, zulüm olsun yalanlarla hizmetleri körlettirilmek istendi, yazık oldu bu adama’ diye miting yapmasa da halk AKP’yi aklamak için sandığa koşar" dedi.
TEK YÖN VAR
Bahçeli Başbakan her konuşmasında yüzde 51’le geldiğini söylediğini belirterek "Artık millet sana ’Savcıya gidip Bilal oğlan ile ifade vermediğin sürece sana oy yok’ diyor. Ondan sonrası Allah Kerim. Bakalım ne olacak ? Birlikte yürüyelim biz bu yollarda şarkısı artık karanlık bir şarkıdır. Çünkü yollar tıkanmış, bir yere gelmiş artık tek yön var. Şarkıları söylerken tüm yollardan geçiyordunuz. Şimdi siz bu tek yöne girerseniz bu yol sizi Yüce Divan’a götürür. Başka yere gitmeniz mümkün değil" dedi.
YILDIRIM’A ÇAĞRI
AK Parti İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım’ı da eleştiren Bahçeli "Binali senin ne işin var İzmir’de? İzmirli demeyecek mi ’bu havuza salmaları bildiren işadamları Binali diyorlar’ diye sordukları zaman ne yanıt vereceksin? Uzun yıllar Ulaştırma Bakanlığı yapan bu şahsiyetin bu tür sözlere muhatap olmaması lazım! Erdoğan’ın dayatmaya hakkı yok. Uzun yıllar birlikte yürüdünüz. Birbirlerinin kuyusunu kazmasınlar. Yolsuzluk ve rüşvetten kurtulmaları lazım. Belediye başkanı olsa da olmasa da İzmir sokaklarında gezeceğine ihtimal vermiyorum. Herkes bu 630 milyon doları soruyor. Doğruysa zaten sokağa çıkamazsın, başkan olamazsın. Doğru değilse aklan paklan İzmir’e gel" dedi.
DETERJANLA AKLANABİLECEKLER Mİ
Bahçeli konuşmasının sonunda İzmirlilere seslenerek "İzmirliler 630 milyon doları havuza koyacağımız yerde, bu parayla birer kutu deterjan alsınlar. Havuzun içine döksünler. Orada bu AKP’yi bir çimdirsinler bakalım ne kadar aklanıyor, paklanıyor" dedi.
KEMALPAŞA'DA KONUŞTU
Bahçeli, MHP Büyükşehir Belediyesi Başkan adayı Murat Taşer ve Kemalpaşa adayı Metin Yaşar’a destek istediği konuşmasında seçimlere yönelik çağrı ve uyarıda bulundu.
Sandığa sahip çıkmaya çağıran Bahçeli, "Demokratik hakkınızı kullanıp oyunuzu verin. Sandık görevlileri oy verme işleminden başlayıp, oy saymaya kadar sandık başından ayrılmasın. Kimse hile oluşturamasın. Çalıntı oylara fırsat verilmesin. Sayım sırasında sözgelimi bir partiye 11 oy çıkmıştır. Görevli olmayan arkadaşımın olmadığı ortamda önüne ve arkasına 1 rakamı konulursa 111 eder. O partinin hakkı değildir. Belediye seçiminde 1 oy belediye başkanlığı kaybettirir. Böyle bir durum sosyal barışı bozuyor. Kırgınlıklar, küskünlükler giderilmiyor" dedi.
Bahçeli Kemalpaşa’dan Bayraklı’ya geçti. Bahçeli, MHP ilçe binasına girmeden önce özellikle kadın partililerin yoğun ilgisiyle karşılandı. Partili kadınlar, Devlet Bahçeli’nin elini öptü. Devlet Bahçeli, partililerle basına kapalı yaptığı toplantı sonrasında balkondan vatandaşlara seslendi. Devlet Bahçeli, "Bu seçimler çok önemli. Bu seçimler geleceğimizin belirleneceği bir seçim olacak. 2011 yılından beri ülkeyi yönetmekte olan AKP’nin hem AKP’liler hem de vatandaşlar tarafından sınavdan geçirildiği seçim olacak. Bu seçime bütün vatandaşlarımız hassasiyet göstermeli. Oylarını vicdan süzgecinden geçirmeli" dedi.
İŞSİZLİK SOSYAL HASTALIK
Devlet Bahçeli, sandık güvenliğinin de alınması gerektiğini dile getirdi. Ülkenin iyi yönetilmediğini belirten Bahçeli, "Ülkemizde yoksulluk sınırının altında kalan, açlık sınırının altında kalan 44 milyon insanımız var. 2 milyon 746 bin işsizimiz var. Genç işsizlik bir sosyal hastalıktır. Bunun devamı halinde her evde patlamaya hazır bir sosyal dinamit var demektir. Bu siyasi parti genç işsizliğin arttığını fark edemiyor. Televizyon toz pembe, her şey güzel. TOKİ’nin toplantılarıyla çok güzel toplantılar gerçekleştiriliyor. Ancak bunlara rağmen işsizlik sorunu bitmiyor. TOKİ’lerin bu güzel toplantılarının arkasından yazılar var mesela 140 temel atılmış. Bütün bunların hepsi, TOKİ’nin imkanlarıyla siyasi partinin reklamına dönüşerek yapılıyor. Madem bu kadar tesis açıldı, en azından birkaç için de bir takım yatırım olarak düşündüğümüzde istihdama katkı yok. Bütün bunlar Türkiye’nin sorunlarının derinleşmesine neden oluyor" dedi.
GİT GİDE OTORİTERLEŞİYOR
Ülkenin son zamandaki uygulamalarla otoriter bir yapıya döndüğünü de ifade eden Bahçeli, şunları söyledi,
"Ülkemizde her şey iyi gitmiyor. İktidarların davranışları git gide sertleşiyor. Hele hele üç defa destek alan başbakan, kerameti kendisinde görüyor. Aşırı karizma gösterisiyle sözde aydınların yorumlarıyla kendisinden geçiyor. Güç çılgınlığı yaşayıp kimseyi adam yerine koymuyor. Birisi bişey dediği zaman yanındaki korumaları ’nasıl konuşursun’ deyip alıp götürüyor. Ne zaman bırakıldığı belli de değil. Bu otoriter bir rejime kıvrılmadır. Bunlar içersinde artık tek adam rolüyle devletin tüm imkanları onun emrine verilmek kaydıyla olur diyorlarsa, AKP’liler hala oy vermeliler. Fakat ne olup bittiğini bu kardeşlerimizin görmesi lazım. AKP’nin iktidara gelmesi için kim ne gayret vermiştir. Bu yılların sonunda kim ne olmuştur. Vatandaşlar kendi ailesini örnek alarak mukayese etmelidir. Mutlu ve huzurlu mudur? Ailesinde herkes çalışıyor mudur? Eğer mutluysa birlikte oy versinler ve nereye kadar giderlerse gitsinler. Vatandaşlar bir bakın, 4 vatandaşın oğlu ne durumda, 4 bakanın oğlu ne durumda. Veya bir vatandaşımızın oğlunun adı Bilal ne durumda. Bir de Başbakan’ın oğlunun adı da Bilal. O ne durumda. Bunları karşılaştırın. Bayraklı’da Bilal’in villası var mı? Gemiyi bırak kayık var mı? Peki şirketleri var mı? Yasin El Kadı gibi bir dayısı var mı? Başbakan’ın Bilal’inde neler var acaba? Eğer bu ikisi arasında bir fark yoksa, birbirlerini seven sayın topluluk gibi başbakanın oğlu da mutlu, AKP’li vatandaşlar da mutlu olmaz mı. 17 Aralık 2013 yılı itibariyle tarihi bir dönüm noktası yaşandı. 17 Aralık Türkiye için bir yüz karasıdır. Tam 78 gün geçti. O günden beri herkes bu yolsuzluğu tartışıyor. Ve ortaya çıkan olaylar kamuoyuyla da paylaşılıyor. Paylaşıldıkça da bu milletin evlatları çok zeki. Bunlar zekasıyla işaret veriyor. ’Ben her şeyin farkındayım’ diyor. Olayların sonrasında isimler üretiliyor. Sözgelimi Ayakkabı Kutusu partisi diyor. Bir başka zaman bir telefon görüşmesinde 2.2 Milyar dolarlık bir servetin el değiştirildiği sözü var. Onu duyduğu zaman bu kez Aile Kalkındırma Partisi diyor. Ama Recep Tayyip Erdoğan’a sorduğun zaman biz AKP değil Ak Partiyiz diyor. Bu nasıl aklaşma. Bu kadar yolsuzluğun olduğu yerde bir görevi yerine getirmen lazım. Benim 11 yıllık görevimde partim AK partiyse her şeyin temiz olması lazım. Bunun üzerini örtmek yerine üzarine gitmesi lazım. Savcılara kıymak yerine çalıştırması lazım. Polisleri sürmek yerine görevini yaptırmalı. Sana montaj yapılıp yapılmadığını bilmen için devletin kurumları emrinde TÜBİTAK’a başvur. Ünivertilere başvur. Montaj mı değil mi karar ver. Bir montaj var ama bu ne montajı şimdi daha iyi öğreniyoruz. Bu da yolsuzluğun üstünü örtmek için hala mitingler var. Taşıma insanlar var. Bir de eskiden beri yapılan mitingilerin birbirine montajı var. Telefon konuşmasından önceki montajdan önce miting meydanlarındaki montajı görmek lazım. Gel benim gibi ilçe ilçe dolaş. O zaman montajın ne olduğunu görürsün. Montaj burada yok. Burada tertemiz saflık. Konukseverlik var. İşte burası o."
ADAYLARINA DESTEK İSTEDİ
Devlet Bahçeli Konuşmasının sonunda MHP Byaraklı Adayı Mehmet Toptaş ile Büyükşehir Adayı Murat Taşer’e destek istedi.
ÇARŞIYA GEZDİ, ESNAFLA TAPLANTI YAPTI
Bahçeli, Bayraklı’dan Karşıyaka’ya geçti. Karşıyaka Çarşıyı partililerle gezen ve burada vatandaşları selamlayan Bahçeli, daha sonra iskele karşısındaki tarihi Öğretmen Evi binasında çarşı esnafıyla çay içti. Esnafın sorunlarını dinleyen Bahçeli, kendi çözüm politikalarını anlattı. Bahçeli bunun yanı sıra, burada bulunan bazı öğretmen emeklilileriyle de ayak üstü sohbet etti.
OKULLARDA RÜŞVETCİYİM, YOLSUZUM MU DESİNLER
İzmir’de seçim çalışmalarına devam eden MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Menemen ilçe binası önünde vatandaşlara seslendi. Bahçeli, "Seçime 26 gün kaldı. Bu seçimleri önemsiyoruz. Her ilçeyi birbirinden ayırt etmeden, ne mezhepte ne de etnik temelli bir ayrımcılığa gitmeden her insanı kucaklamak için birikimli tecrübeli adayları belirledik. İzmir bu değerli adaylarla huzurlarınıza çıktı" dedi.
ÜÇ İSTEKTE BULUNDU
Parti teşkilatından da üç istekte bulunduğunu söyleyen Bahçeli, "Bir tanesi mutlaka büyük bir mazeret ileri sürmeden sandığa gidilmelidir. İkincisi sandıkta yasal çerçevede oylarınızı kullanın. Üçüncüsü ise kullanılan oyların sandıkta korunmasının sağlanmasıdır. Geçmiş dönemlerde şahit olduk hileli oyunlar oluyor. Yasaya uygun olmayan oylar oluyor. Seçim sonuçlarının üzerinde tartışmalar sürüyor" dedi.
Partisinin sandık görevlilerine büyük görev düştüğünü belirten Bahçeli, "Sandık görevlileri güler yüzlü olunuz. Vatandaşların kolay ve doğru oy vermelerini sağlayınız ve oy kullandıktan sonra vatandaşların kolayca evlerine gitmelerini sağlayınız. Adil dürüst güven altında bu seçime ülkemizin çok ihtiyacı var unutmayalım. Bunlara dikkat edersek üzerimize düşeni yaparız. Takdir yüce Allahın, yüce milletimizindir" dedi.
OKULLARDA ANDIN KALDIRILMASINA TEPKİ
Okullarda ’ Andımız’ın kaldırılmasına ve yolsuzluk operasyonlarına değinen Devlet Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sayın başbakanın medya baskısı ve yandaşlarıyla propaganda günü ne kadarını örtüyor. Bizim tespitlerimize göre ülkemizi iyi yönetmiyor AKP. Kendilerini bir değişim ve dönüşüm programı etrafında odakladı. Var olan ne varsa kendi düşünceleri çerçevesinde değiştirmek istediler. Birçok insan işsizken, açlık sınırındayken gelir dağılımındaki adeletsizlik gelişmişken, acaba AKP’nin propaganda gücüyle ve kendi çıkarlarının dışında bazı konulara neden el atar. Çocuklarımızın andını neden kaldırır. Ne var yani ’Türküm doğruyum çalışkanım’ neden kaldırılır? Ne gerek var? Bunu yasakladınız. Söz gelimi ’Türküm doğruyum çalışkanım’ yasak da ’Yolsuzluk, rüşvet hırsızlık’ derlerse ne olacak. Bu çocuklarımıza yoksulluk, yolsuzluk, rüşvet, alçak, hain, montaj sözcüklerini mi öğrenecekler. Sabahleyin okula gittiklerinde ’Ben yoksulum, yolsuzum, ben çalan adamım, rüşvetçiyim’ derse nasıl olacak bu."
Devlet Bahçeli, Ziraat Bankası’nın başından TC’nin kaldırılmasına tepki gösterirken de "Bunu kaldırdığın zaman bu bankadaki iş hacmi artacak mıdır? İnsanlarımıza daha mı fazla kredi vereceksin. Bu TC’den ne istiyorsun sayın Recep Tayyip Erdoğan? Şehirdeki parkta, dağda, bazı kahramanlarımızın altında ki ’Ne mutlu Türküm diyene’ sözünü niçin kazırsın. Kimi kimden ayırıyorsun? Bu ’Ne mutlu türküm diyene’ bir çatıdır. Bu selden felaketten saldırıdan kendini korumaktır" dedi.
YÜCE DİVAN HATIRLATMASI
Başbakanın üslubunu da eleştiren Devlet Bahçeli, "Şu anda başbakan yoldan çıkmış durumda. Birlikte bu yolları yürüyelim derken bu yol karışık oldu. Bu yol çamur, zift, karanlık, kirli. Bazı yerlerde yol düzenlemesinde levha vardır. ’Tek yön’ diye. Bu yol artık tek yola girmiş varacağı yer de Yüce Divan’dır" dedi.
Ak Partililerin yolsuzluk ve rüşvetin üzerini örtmeye çalıştıklarını belirten Bahçeli, şöyle dedi:
"17 Aralık 2013 günü saat 08.30’da paniğe kapıldığını gördük. Bunu da baba- oğlunun muhabbetinden öğrendik. O basına aksettirilen paraları sıfırlayın talimatlarından öğrendik. Bunun karşısında başbakan ’bu montaj’ dedi. Ama günler öncesinden ’bu bir komplu’ demişti. 17 Aralık’ta ’bana komplo’ dedi. Ertesi gün mitinglere başladı. Yolsuzluk ve hırsızlıktan bahsetmiyor. ’Bunlar komplo’ diyerek toplumu aldatıyor. Vatandaşın o günden beri yorumu bu. Siyasi partiler artık Türkiye’nin sorunlarını konuşmuyor. Biz bile yolsuzluk ve rüşvet türküsüne bağlandık."
TEK DEVLET TEK MİLLET VAR
Parelel devlet söylemine de değinen Bahçeli, "Paralel devletten bahsediyor. Ne demekse bunun sorgulamak lazım. MHP’nin Türkiye tanımlamasında tek devlet, tek millet vardır" dedi. Yolsuzluğun üzerini örtmek için paralellikten, üçgenden, kareden bahsetmeye gerek olmadığını söyleyen Bahçeli, şöyle dedi:
"Tek devlet vardır. Bu ülkeyi sen yönetmiyor musun yolsuzluk ve rüşvetin kökünü kazı. Bunun için oyalıyor, savcılara kıyıyor. Polisin yerine değiştiriyor. Her gün yeni atamalar var. En son kendisinin oluşturduğu HSYK’yı şimdi AKP’lileştirdi. Yeniden düzenledi. Niçin yolsuzluğu kapatmak istiyorsun. Bunun vatandaş sana hesabını sorar. 30 Mart bunun başlangıcıdır. AKP’lileri uyarın. Milleti uyandırınız. Artık başbakan, Çankaya yokuşunu çıkamaz. Dizi çözülür. O da hayal oldu. Hep 51 ile geldik diyordun, 51 ile gitmesini bileceksin. Mehter marşıyla geldiysen, İzmir marşıyla gideceksin."