Güncelleme Tarihi:
Türkiye’nin her gün yeni bir gündem karmaşasının içine itildiğini her gün farklı bir tartışmanın ortasına sürüklendiğini belirten Bahçeli, " Sanal meselelerin peş peşe millet hayatını işgal etmesi bir yandan geleceğe yönelik adımlarımızı örselerken, diğer yandan umutlarımızın da üzerini örtmektedir. Bu ortam içinde siyaset tıkanma tehlikesiyle, çözüm ve çare yolları kapanma riskiyle karşı karşıyadır. Ve doğal olarak biriken belirsizlikler, katlanan kaygılar ve kökleşen korkular millet ve devlet hayatının etrafını kalın bir tortuyla örmektedir" dedi.
SURİYE UÇAĞININ İNDİRİLMESİ
Ankara’ya indirilen Suriye uçağı ile ilgili olarak Bahçeli, " Uçakta silah veya silah yapımında kullanılan malzemelerin bulunup bulunmadığı, kim ya da kimlerden istihbarat alındığı ayrı bir tartışmanın konusudur. Yine de şu kadarını ifade etmek gerekir ki, uçakta silah malzemelerinden ziyade, radar aksamlarının bulunduğu bazı uzmanlar tarafından ifade edilmiştir. Şayet uçakta, silah, mühimmat ve bu kapsamdaki malzemelerin yerine radar aparatları mevcut ise, bu takdirde AKP hükümetinin birileri tarafından yanlış bilgilendirildiği gerçeği ortaya çıkacaktır. O halde, istihbarat servisini yapan her kim ise, Suriye’yle ilişkilerin daha da katılaşmasına ve kaosa sürüklenmesine hizmet etmekte ve bunu amaçlamaktadır" diye konuştu.
"ÖNLEYİCİ MÜDAHALELER DOZUNDA VE AYARINDA YAPILMALI"
Dün Ermenistan’a ait bir kargo uçağının da Erzurum’da inişe mecbur bırakıldığını ifade eden Bahçeli, "Bu ve benzeri önleyici müdahaleler dozunda ve ayarında yapılmalıdır. Karşı tarafı tahrik ve rencide edici eğilimlerden sakınılmalı, özellikle sorunlu komşu ülkeler sayısına yenilerini eklemekten kaçınılmalıdır. Zira Suriye ile olan vahim ilişkiler, Irakla sürtüşmeler, İran’la gelgitler ve Lübnan’la itişmeler ortadadır. Bir de Rusya’nın hiç yeri ve zamanı değilken muarız cepheye alınması ne milletimizin menfaatlerine ne de devletimizin saygınlığına bir şey kazandırmayacaktır" dedi.
"GELİŞMELER SAĞLIKLI VE ÜMİT VERİCİ BİR ÇİZGİDE DEĞİLDİR"
Peşmerge yönetiminin İsrail ile milyarlarca dolarlık silah alımı konusunda uzlaşmaya varmasının titizlikle takip edilmesi gerektiğini ifade eden Bahçeli, "Tavşana kaç tazıya tut diyen gizli İsrail müttefiki peşmerge bir tarafta sözde demokratik yolları işaret ederken, diğer tarafta silahın namlusuna elini uzatmakta bir beis görmemiştir. Bu kapsamda bölgemizdeki gelişmeler sağlıklı ve ümit verici bir çizgide değildir. AKP hükümeti göz göre göre düştüğü ateş kuşağında sıfır sorundan herkesle soruna doğru tam yol ilerlemektedir. Bu nedenle devamlı olarak gerginliğin alevine benzin dökmenin, özellikle Suriye merkezli yürüyen sancılı süreci dönülmez bir noktaya taşımanın anlamı olmayacaktır" diye konuştu.
"MÜLTECİLER TÜRKİYE’NİN KALDIRAMAYACAĞI BİR SEVİYEYE ÇIKTI"
"Suriye kendi hava sahasını Türk uçaklarına kapatmış ve misilleme kartını kullanmıştır" diyen Bahçeli, " Sınırlarımızda tanklar dizilmiş ve Türk Silahlı Kuvvetleri yüksek hazırlık durumuna geçmiştir. Ayrıca Türkiye’ye Suriye’den kaçarak sığınan mülteci sayısı 100 bini aşmıştır. Dışişleri Bakanının yaklaşık iki ay önce, Türkiye’deki Suriyeli sığınmacı sayısının 100 bini geçmesi durumunda, Suriye içinde bir güvenli bölge kurulabileceğine dair sözleri, önümüzdeki günlerde yeni bir durumu ortaya çıkarabilecektir. Gelen Suriyeli mülteciler Türkiye’nin kaldıramayacağı bir seviyeye çıkmış ve kapasitesini aşmıştır. Ülke sınırlarımızdaki alarm verici bu yığılmanın durması ve sınırlarımızın emniyete alınması için hükümet harekete geçmeli ve sözlerinin arkasında durmalıdır" dedi.
"TÜRK MİLLETİ ŞAM’A DEĞİL, KANDİL’E BAYRAĞIN DİKİLMESİNİ İSTEMEKTEDİR"
Bahçeli, "Kandil’e bir saatte gitmeyi ağızlarına alamayan acizler, Şam’a üç saatte varılabileceğinin adeta müjdesini vermeye bile başlamışlardır. Türk milleti Şam’a değil, Kandil’in kalbine Türk bayrağının dikilmesini istemektedir. Artık AKP hükümeti tüm sınırları aşmış, dipsiz bir demagoji kuyusuna gömülmüştür. Laf çoktur, icraat yoktur ve hezeyan tarifsizdir. Bu zihniyetin suyu yokuşa akıtmakta, yalancı pehlivanlıkta ve yürüyen tekere çomak sokmakta üstüne rakip bulunmamaktadır. Stratejik k?bus filminin ana aktörü haline dönüşen Türk dış politikası bunun ispatı ve her yönüyle de göstergesidir. Nitekim Türkiye için neyin iyi, neyin doğru; hangi ilişki ve diyalogların yerinde olduğu belirsiz olduğu kadar da şaibeli hale gelmiştir" diye konuştu.
"BÜYÜKŞEHİR KANUNU, TÜRKİYE’Yİ FEDERASYONA GÖTÜRME EMARELERİ TAŞIMAKTADIR"
"AKP zihniyeti büyükşehir yönetimlerine büyük yetki ve imk?nlar sağlamak için elinde gelen gayreti sarfetmektedir" diyen Bahçeli şunları söyledi: "Ancak kaldırılması düşünülen belde ve köy sakini vatandaşlarımız ekonomik ve sosyal zorlukları alabildiğine yaşamak zorunda kalacaklardır. Bununla birlikte tasarı halindeki yeni Büyükşehir Kanunu, Türkiye’yi federasyona adım adım götürme emareleri taşımaktadır. Ve bölücü çevrelerin dayatmaları bu minvalde karşılık bulacaktır. Söylemek lazımdır ki, Türkiye AKP eliyle büyük ve elim bir hasar ve tahribatla karşı karşıyadır."
"OSLO’DA PKK’YA VAAT EDİLEN NE VARSA SOMUT PROJEYE DÖNÜŞÜYOR"
Hükümetin Oslo’da PKK’ya vaat ettiği ne varsa birer birer somut projeye dönüştüğünü belirten Bahçeli, " Anlaşılmaktadır ki, bu zihniyet bölünmeye, ayrılmaya, parçalanmaya ve idari anlamda taksimata çoktan razıdır. Hükümet için tek mahsur aziz milletimizin tepkisi ve bu çöküşe karşı göstereceği dirençte gizlidir. Bu nedenle kamuoyunun iknası için her yol denenmekte, her telkin ve yönlendirme fütursuzca yapılmaktadır. Demokrasi, özgürlük, barış ve insanlık sözleri Türkiye’nin çözülmesi için mermisi hiç bitmeyen cephanelik olarak kullanılmaktadır. Ülkemizin huzura ulaşması, kanın durması ve sözde sorunların bitmesi bölücü terör ve yandaşlarının hain emellerinin bir bir karşılanmasından geçtiği algısı gittikçe güçlendirilmektedir. AKP buna dünden meyyal olduğundan, icra edilen şirret propagandaya hem alet olmakta hem de önünü açmaktadır" dedi.
BDP’NİN KONGRESİ
Bahçeli, "PKK’nın siyasetteki kolu olan BDP’nin, hafta sonunda yaptığı 2.Olağanüstü Kongresinde dile gelen ahlaksız görüşler, neredeyse federasyona dahi rahmet okutacak bir cesamete bürünmüştür. Ankara’nın göbeğinde, bölücü yüzler tarafından Türk milletine alenen hakaret edilmiş, Gazi Mustafa Kemal’in iş olsun diye asılan resmi İmralı canisinin kanlı posteri tarafından hayasızca kapatılmıştır. Bu PKK kongresinde, 12 ile 20 bölgeden oluşmuş özerk bölgeler talebi ileri sürülmüş ve bunların özellikleri bölücü ağızlar tarafından şuursuzca duyurulmuştur" dedi.
"TÜRK MİLLETİNİN SABRINI DAHA FAZLA SINAMAMALIDIRLAR"
"PKK başkent Ankara’ya kendi paçavrasını asmış, ama AKP tüm desteğimize karşı albayrağımızı Kandil’e asamamıştır" diyen Bahçeli, " AKP’nin Büyükşehir Kanun Tasarısını hazırladığı bir dönemde, BDP’nin hemen devreye girip kendisini hatırlatarak bölge yönetimleri teklifinde bulunması bu iki partinin ilkeler bazında anlaştığına kanıt sayılabilecektir. İkazla belirtmek isterim ki, ortaoyun soytarılığına özenenler, yıkım müteahhitliğe niyetlenenler, omuzlarda gezen demagoglara imrenenler, hain proje nakil hatlarından aldıkları değişim sakızıyla yozlaşma akıntısına kapılanlar, günahta, kötülükte ve zehirin başucunda buluşanlar çılgınlığı bırakmalı ve Türk milletinin sabrını daha fazla sınamamalıdırlar" diye konuştu.
"CHP, SİYASİ BİR OYUN OYNAMIŞTIR"
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin gurup toplantısına katıldıktan sonra gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Bahçeli, yerel seçimlerinin erkene alınmasını içeren anayasa değişikliği ile ilgili olarak "CHP aklınca bir siyasi bir oyun oynamıştır. Ama bu oyunun içinde kendisi boğulacaktır. Cumhurbaşkanı’nın iradesi ne ise MHP ona saygı duyar. Ama şu ortamda referanduma gidilmesini biz zahmet olarak görmekteyiz" diye konuştu.
Bahçeli, "Türkiye’de ülkemizin yararına yapılması gereken her olay, bir sorun olarak ele alınma alışkanlığına dönüşmüş ve ülkenin her konuda kamplaşması kamçılanmaktadır. Hatırlayacağınız gibi yerel seçimlerin öne alınması konusu Meclis’te grubu bulunan partiler arasında bir diyalog süreciyle görüşülmesi yapılmış ve Ak Parti, MHP ve CHP seçimlerin öne alınması konusunda bir ortak görüş etrafında buluşmuşlardır. Tek ayrılık CHP’nin seçim gününü 3 Kasım 2013 günü yapılması şeklinde olmuştur" dedi.
Bahçeli, "CHP aklınca bir siyasi bir oyun oynamıştır. Ama bu oyunun içinde kendisi boğulacaktır. MHP üzerinde ’Fire verdiler-vermediler ve Meclis’e gelir şöyle olur’ gibi spekülasyonlarla kamuoyunu yanıltmaya kalkmasınlar. Cumhurbaşkanı’nın iradesi ne ise MHP ona saygı duyar. Ama şu ortamda referanduma gidilmesini biz zahmet olarak görmekteyiz. Cumhurbaşkanı Meclis’e iade ederse MHP milletvekilleri attığı imzanın arkasında olacak ve 27 Ekim’de seçimin yapılması imkanlarını tekrar gözden geçirecektir" diye konuştu.