Güncelleme Tarihi:
Partisinin grup toplantısında konuşan Bahçeli, 29 Ekimde, Cumhuriyetin yeni bir yıldönümünün kutlandığını hatırlattı.
Cumhuriyetin bu yıldönümünü gerek deprem felaketi, gerekse de artan şehadetlerden dolayı buruk karşılandığının bir gerçek olduğunu vurgulayan Bahçeli, “Eğer bahanelere sığınarak Cumhuriyetin coşkusu azaltılmak, önemi ve anlamı çarpıtılmak isteniyorsa, hatırlatırım ki milletimiz buna müsaade etmeyecektir. Gizli gündemlerde saklı duran çekememezlik ve tarihi kinler fırsattan istifade ederek açığa çıkarılıyorsa bunun bumerang gibi sahiplerini vuracağı aşikardır” diye konuştu.
Bahçeli, Cumhuriyetin, bizzat millet eseri; şahidi ve kefilinin ise şehitler, gaziler, çekilen çileler, geride kalan yetimler, savaşlardaki fedakarlıklar ve çeliğe karşı imanın üstünlüğü olduğunu dile getirerek, milletin kendisine dikilen sömürge elbisesini yırttığını, bağımlılığı elinin tersiyle ittiğini, yazılan haysiyetsiz rolü muhataplarının yüzlerine çarptığını anlattı.
İçinden geçilen süreçte, Cumhuriyetin muhatap kaldığı tehditlerin seviyesi hakkında daha net bir görüş mertebesine ulaşmak isteniyorsa, önce milli mücadele yıllarındaki gelişmeleri dikkatlice analiz edilmesi ve bugünle kıyaslanması gerektiğini vurgulayan Bahçeli, şunları söyledi:
“Dün teslimiyetçiler vardı, maalesef bugün de vardır. Dün yabancı muhipliğinde karar kılmış çürümüş şahsiyetler ve yönetici erkanı vardı; bugün de vardır. Dün yabancılarla ittifak halinde olan, onların çıkarlarının sözcülüğünü yapanlar vardı, bugün de bunlardan ziyadesiyle vardır. Dün küresel çevrelerin insafına ve merhametine kendilerini emanet edenler vardı; bugün de böylesi küçülmeyi aklından geçirenler vardır. Dün Mustafa Kemal ve arkadaşları vardı; şimdi de onların emanetini yükseltme iddiasında olan Milliyetçi Hareket vardır.”
“Cumhuriyet hasımları daha sistemli”
MHP Lideri Bahçeli, bugünkü zaman sürecinde; Cumhuriyetin ve taşıdığı mesajların, çözülmeye karşı sur, bölünmeye karşı manevi halat, farklılıklara karşı da sigorta olduğunu bildirdi. Bahçeli, “Sırf bu özelliklerinden dolayı yeni mandacılık, numaralı cumhuriyetçilerle sarmaş dolaş olan bölücü çevreler, bunlara ümit veren AKP zihniyeti Cumhuriyet anlayışına içten içe tahammülsüzdür ve şaşı bakmaktadır” diye konuştu.
Cumhuriyet hasımlarının daha sistemli ve daha etkili bir şekilde hücumlarını tertip ettiğini ileri süren Bahçeli, şöyle devam etti:
“Hizmetlerinden dolayı ihanet skalasının üst sıralarında yer almayı hak edenler, büyük bir hevesle ve endişe verici saldırganlık içinde Cumhuriyetin başına numara kondurmaya çabalamaktadır. İşte bugün nedeni ne olursa olsun, Cumhuriyete karşı ilgisizlik, önemsiz gösterme emelleri adeta olacakların habercisi niteliğindedir.
Geçmiş dönemler içinde, bugünkü ile bire bir örtüşmese de yapılan kutlamalar muhatap olduğumuz doğal felaketler nedeniyle ertelenmiş, geçit törenleri, resepsiyonlar iptal edilmiştir. Buna rağmen bugünkü manzara farklı ve yoğunlaşan tartışmaların mecrası, ağırlık merkezi ise bambaşkadır. Milli ve manevi değerlerin istismar edilmesi, çatışma ve ayrıştırma eğilimleriyle toplumun kutuplara sevk edilmesi yetmiyormuş gibi, bu defa da Cumhuriyet Bayramıyla ilgili kutlama ve merasim konuları yeni bir gerginlik alanı oluşturmuştur. Parti olarak Cumhuriyeti tartışmaların odağına yerleştirerek, yeni bir gerilim hattı kurgulanmasını tasvip etmiyor, makul ve insaflı bulmuyoruz.”
“Alternatif kutlamalar”
Bu kapsamda Türkiye'yi kurtaran, Cumhuriyeti kuran, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının Anıtkabir'deki manevi huzurlarına çıkarak kendilerine ve eserlerine duyduğu minnet ve şükran duygularını gösterdiğini dile getiren Bahçeli, Cumhuriyet üzerinden yürütülen manidar tartışmaları ve Türkiye'nin sokulmaya çalışıldığı sonu olmayan çekişmeleri kabul etmeyerek, düzenlenen tebrikata MHP Genel Başkanı olarak katılmayı uygun ve doğru bulmadığını söyledi.
Bahçeli, “Diğer yandan ise alternatif Cumhuriyet kutlamalarıyla mili bayramımızı yeni bir ayrılığın, ikiliğin içine hapsedenleri ve cepheleşmeyi teşvik edenleri de masum ve haklı bulmadığımızı söylemeliyim. Bizim için Cumhuriyet kutlamaları seyirlik bir eğlence, ötekileştirici bir süreç, dışlamayı davet eden bir ortam değildir ve olmamalıdır. Bilakis 88 yıl önceki feryatların, çığlıkların, haykırışların, Sakarya'nın Dumlupınar'ın, Kocatepe'nin, ıstırabın, sevinç naralarının ve millet iradesine sevdanın tekrar hatırlanması ve nesillere Cumhuriyet şuurunun aşılanmasıdır” diye konuştu.
Bahçeli, MHP'nin Cumhuriyetin kuruluş felsefesine bağlı ve sadık anlayışını sürdüreceğini ifade ederek, “Türk milleti 29 Ekim 1923 yılında mukadderatına sahip çıkacak güç ve niyeti imkansızlıklar karşısında bile olsa gösterebilmişse, bugünde aynısını yapabilecek kudreti içinden çıkaracaktır. Milliyetçi Hareket Partisi böylesi bir göreve taliptir; başarmak ve milletimizin yüzünü güldürmek için ise ne gerekiyorsa yapmaya kararlıdır” dedi.
"Hangi tavizlere kapı aralanacaktır?”
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Irak'ın kuzeyindeki bölgesel yönetimin başkanı Mesud Barzani'nin Türkiye'ye yapacağı ziyareti eleştirerek, “Görüşerek, konuşarak ne çözülecektir, hangi tavizlere kapı aralanacaktır?” dedi.
Bahçeli, partisinin grup toplantısında Türk milletinin ve Türk-İslam coğrafyasının Kurban Bayramı'nı kutlayarak başladı.
Van'da meydana gelen depremin, büyük bir yıkıma ve tahribata yol açtığını, hüzün ve gözyaşının kentin üzerine çöktüğünü, enkaz yığınlarının hayalleri gasp ettiğini dile getiren Bahçeli, “Fay hatlarının ülkemizden geçtiği ve deprem kuşağında olduğumuz düşünüldüğünde, doğal sarsıntıların olumsuz sonuçlarına mutlaka hazırlıklı ve tedbirli olunması gerekecektir” dedi.
Van'daki doğal afetin üzerinden geçen yaklaşık bir haftalık sürenin, kendilerine birçok eksiğin ve deprem konusuna fazla eğilmeyen bir yönetim anlayışının varlığını gösterdiğini savunan Bahçeli, bugüne kadar yaşanılan felaketlerden gerekli derslerin çıkarılmadığını vurguladı.
Başbakan Erdoğan'ın depreme ilişkin açıklamalarını eleştiren Bahçeli, şöyle devam etti:
“Doğal ve doğru olanı AKP zihniyetinin 9 yıldır hükümet olduğunu hatırlayarak, eksik gördüklerini düzeltmesi, hata olarak tespit ettiklerini tamir etmesidir. Başbakan'ın beyhude sızlanmaları ve günü kurtarmaya ayarlı suya sabuna değmeyen özeleştirileri bu minvalde gördüğümüz bazı hususlardır. Başbakan Erdoğan'ın şikayet etmeye hakkı olmayıp, sorumluluklarının idrakiyle hareket etmesi gerekmektedir.
Başbakan Erdoğan, muhtemel İstanbul depremine yönelik kafa yorması gerekirken, hayali projelerle, mesela kanal projesiyle, vakit ve emek kaybetmiş, tehlikeleri soğukkanlılıkla ele alıp gereğini yapacak basireti bir türlü gösterememiştir.”
Bahçeli, Van depreminin birçok açıdan düşündürücü gelişmelere, tartışmalara da neden olduğunu savunarak, “En başta kriz yönetimiyle ilgili koordinasyon bozuklukları, irtibat noksanlıkları, sevk ve idaredeki kusurlar fazlasıyla göze batmıştır” dedi.
“Dayanışma duygusu takdire şayan”
Bütün olumsuzluğa karşın Van'ın kardeşlik bağlarının açığa çıkan enerjisiyle soluk aldığını ve belini doğrultmaya başladığını ifade eden Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Milletimizin takdire şayan dayanışma duygusuyla, tasayı paylaşması ortaya muazzam bir birlikteliğin fotoğrafını çıkarmıştır. Bölücü zihniyetlerin, bizi birbirimizden koparmak için ellerini ovuşturanların, depremi fırsat bilen çıkarcıların, kardeşliğimizden ve millet olmamızdan geri adım atmamızı bekleyenlerin hevesleri Van Gölü;nün enginliğinde boğulmaya terk edilmiştir. Milletimizin arasına örülmek istenen ayrılık duvarları, çekilmek istenen kutuplaştırıcı hatlar birbirimize duyduğumuz derin ve tarihi bağlılıkla yerle bir edilmiştir.
Azra bebek hepimizin göz nuru ve müşterek sevgimizin merkezi olmuştur. Küçücük bedeniyle enkazın tonlarca ağırlığına direnen Yunus'un son bakışları bizim için ortak hüzün kaynağı haline gelmiştir... Türk milleti tarihinin hiçbir döneminde; ne etnik köken ve mezhep farklılığına ne de inanç temelli bir ayrışmaya tenezzül etmemiş ve bunu gündemine dahi almamıştır.”
Bahçeli, ayrımcılığın her türlüsüne karşı olduklarını ve reddettiklerini ifade ederek, “Bir tarafta barış ve özgürlük diyen, diğer tarafta katillerle aynı kulvarda buluşarak milleti budamaya çalışan dağılmanın, etnik fesadın ve düşmanlığın zirve isimlerine tahammülümüz bunun için asla bulunmamaktadır. Yüzüne bölücülüğün izi, eline şehitlerimizin kanı bulaşanlar masum hak taleplerinin tarafı olarak kendilerini takdim etmeye yeltenseler de buna inanacak ve aldanacak kimse yoktur” dedi.
Terör olayları
Bingöl'deki canlı bomba olayına da değinen Bahçeli, canlı bombanın üstüne atlayarak evlatlarını korumak maksadıyla kendini feda eden ana yüreğiyle ve analık ruhuyla gurur duyduğunu da söyledi. Bahçeli, “Analar ağlamasın diyerek bölücülüğe kılıf arayanlar, anaların bile göz göre göre bombalandığını daha ne zaman ve hangi şartlar altında idrak edeceklerdir? Katırın bile hakkını aramaktan ve savunmaktan bahsedenler, asıl şehidimizin hakkını ne zaman sahipleneceklerdir?” diye sordu.
Barzani'nin Türkiye ziyareti
Mesut Barzani'nin Türkiye'ye yapacağı ziyarete de değinen Bahçeli, şöyle devam etti:
“PKK'nın hamisi ve himaye eden peşmerge, ABD'nin bölgeden tamamen çekileceği tarih yaklaştıkça ön almaya ve mazeretler üreterek hedef saptırmaya çalışmaktadır. Buradan AKP zihniyetine sormak isterim ki; peşmerge reisinden iki gün sonra, Türkiye Cumhuriyeti'nin duyacağı ve öğreneceği ne vardır? Hangi sözde siyasi çözüm ya da diyalog kanallarının açılması için ortam hazırlanmakta ve neyin müzakereleri planlanmaktadır? PKK;nın silah bırakma şartının topluma yedirilmesi için sinsi bir arayış ve niyet mi bulunmaktadır? Görüşerek, konuşarak ne çözülecektir, hangi tavizlere kapı aralanacaktır?
Barzani'nin Irak'ın kuzeyinde yuvalanmış terörist unsurlara verdiği destek, kampların muhafazası için gösterdiği alaka ortada dururken ve her fırsatta hezimetimize hizmet eden alçaklıkları biliniyorken, bu şahısla ne görüşülecek ve neler ele alınacaktır? Senaristi ve patronu küresel çevreler, kılavuzu İmralı, tetikçisi Kandil, takdimcisi peşmerge reisi, figüranları AKP ve BDP olan bölücülük oyununda gösterilmeyen ve seslendirilmeyen daha ne kalmıştır?”
ABD bölgeden çekilirken yeni bir kaos ihalesinin açıldığını ve bunun için yoğun pazarlıklara başlandığını ileri süren Bahçeli, “Parti olarak her gelişmeyi yakından takip ettiğimizi, notlarımızı aldığımızı, yeri ve zamanı gelince yanlışta inat eden muhataplarımızın burunlarından fitil fitil getirmekten asla kaçınmayacağımızı belirtmek istiyorum” diye konuştu.