Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, AK Parti'nin Ankara ve İstanbul’da düzenlediği "Milli İradeye Saygı" temalı mitinglere değinerek, Başbakan Erdoğan’ın yaptığı konuşmaların "her haliyle ibretlik ve esef verici" olduğunu söyledi. Bu mitinglerde "üç hilal" bayrakları ve "bozkurt" amblemlerinin sallandığına dikkati çeken Bahçeli, bu durum karşısında Başbakan'ın hemen pür dikkat kesildiğini ve arkasından "MHP’li kardeşlerime teşekkür ediyorum" sözlerini sarf ettiğini anımsattı.
Başbakan’ın teşekkürünü kabul edecek hiçbir dava arkadaşı bulunmadığını ifade eden Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"AKP’nin mitinginde üç hilalimizi ve bozkurt simgemizi çalarak kullananlar da MHP’li olmadığına göre, Başbakan dolandırıcılara, sokak serserilerine teşekkür etmiş sayılacaktır. Üç hilalin ve bozkurt simgesinin AKP mitinginde kullanılması çok net siyasi bir entrikadır. Bunun tarafımızdan hoş görülmesi de düşünülemeyecektir. Bu ahlaksızlığın içinde kimlerin olduğu, kimlerin parmağının bulunduğu az çok bellidir. Başbakan Erdoğan, yavuz hırsız ev sahibini bastırır mealinden yaptığı konuşmaları bir yana bırakmalı, siyasi ahlaksızlığın ve milli irade saygısızlığının hesabını vermelidir. Bu tezgahın içindeyse hemen özür dilemeli, paralı askerlerini yargıya teslim etmelidir. Nitekim bugün biz, konuyla ilgili gerekli hukuki müracaatı da yaparak, partimize dönük terbiyesizliğin hesabını yargı nezdinde ucu nereye dayanırsa dayansın soracağız.
Başbakan Erdoğan şayet bu tezgahtan haberi yoksa, o halde çok kritik bir tehlikeyle karşı karşıya olduğunu mutlaka görmelidir. AKP’nin açık hava toplantısında, Başbakan’ın konuşma yaptığı platforma çok yakın bir noktada kolaylıkla kimliği meçhul isimler büyük boyutlu değişik flama ve afişleri açılabiliyorsa durum ciddi demektir. Bu kapsamda Başbakan Erdoğan’ın tuzağa düşürülme ihtimali de çok fazladır. Yani kimliği müphem afişçiler, kiralık pankartçılar Başbakan’ın dibine kadar güvenlik çemberlerini aşarak gelmişse, gözü kara suikastçılar da rahatlıkla bunu yapabileceklerdir. 25 metreden 25 kuruşu vurabileceklerdir. Başbakan Erdoğan’a yanında duran, çevresinde öbeklenen, hemen kol mesafesinde bulunan birilerinin kötü niyetle fırsat gözlediğini kimse ihmal etmemelidir. Menderes’in asılmasını, Özal’ın zehirlenmesini siyaset malzemesi yapanlar, acaba Erdoğan’ın da vurulması için adım adım düzenek mi hazırlamaktadır? Başbakan’ın bugünlerde kefenden musalla taşına kadar ölümü hatırlatıcı birçok beyanı düşünüldüğünde, yeni bir oyun mu kurgulanmaktadır? Bu yüzden Başbakan Erdoğan dönüp etrafını yoklamalı ve yanına kadar sokulmuşları iyi araştırmalıdır."
"Üç hilalimizi BOP çadırında kirletmeye yeltenenler, hesabını verecekler"Milliyetçi Hareket'in "şeref ve varlık timsallerini siyasi şov ve akıl karıştırmak maksadıyla Başbakan’a pazarlamaya çalışanlar" olduğunu öne süren Bahçeli, "Üç hilalimizi ve bozkurdumuzu BOP çadırında kirletmeye yeltenenler, siyasi ayak oyunlarına alet etmeye cüret edenler bunun hesabını vereceklerdir" dedi.
Bahçeli, "Başbakan Erdoğan’ın geçmişte 'tabela' diyerek küçümsediği üç hilalin, kendilerine muhteşem Türk tarihinin kutlu bir hatırası olduğunu" ifade ederek, "Her biri aziz ceddimizin bin yıllık hükümranlığını temsil eden üç kıtayı ve üç kıtadaki beşeriyet kucaklaşmasını simgelemektedir. Bu semboller milliyetçi düşüncenin jeopolitiğinin bin yıllık eseri ve gelecek bin yıllardaki ülküsüdür. Muhterem hatıralarında Adriyatik’ten Çin Seddi’ne kadar yaşanmış destanların derin izleri vardır. Üç hilal, dün Ulubatlı Hasan’ın elinde bir
fetih ruhuydu, bugün milliyetçilerin gönderinde yükselen bir hilaldir. Üç hilal, dün bir mehteranın elinde sallanan bir tuğ idi, bugün ise ihanete ve AKP’ye dur diyecek son kutlu sancaktır" diye konuştu.
Üç hilalin ancak hak edenin elinde anlam kazanacağını,gönül verenin ruhunda dalgalanacağını ve layık olan milli vicdanların elinde sallanacağını belirten Bahçeli, bunlardan Başbakan Erdoğan’ın anlam çıkarmasını beklemenin nafile bir çaba olacağını iddia etti.
"Her fırsatta milliyetçileri, milliyetçiliği ve sembollerini hedef alan Başbakan’a bazı gerçekleri ifade etmek" istediğini belirten Bahçeli, Milliyetçi Hareket'in, Türkiye’nin milli birliğinin ve kardeşliğinin temel harcı ve ebedi sigortası olduğunu kaydetti. Türkiye’nin kanlı bir kardeş kavgasına sürüklenmesini önlemenin bu vatanı ve milleti gönülden seven herkes için birinci öncelikli ve en önemli görev olduğunu vurgulayan Bahçeli, Türk milliyetçilerini etnik ve mezhep temelinde bir çatışma ortamına çekmek için yapılan çok yönlü hesapların, tezgahların ve tahriklerin farkında olduklarını kaydetti.
"Herkes çok iyi bilsin ki Başbakan Erdoğan’ın siyasi kışkırtmaları ve etnik bölücülerin tüm tahriklerine rağmen bu oyun mutlaka boşa çıkarılacaktır" diyen Bahçeli, Milliyetçi Hareket ve ülkücü gençliğin Türkiye için felaket olacak böyle bir kavganın tarafı olmayacağını, bunu önlemek için demokratik ve meşru zeminlerde sonuna kadar mücadele edeceğini bildirdi.
Üç hilalin tarihi anlamı ve misyonunun, Türkiye’nin milli birliğine ve bin yıllık kardeşlik hukukuna sonuna kadar sahip çıkmak olduğunu ifade eden Bahçeli, "Şerefle taşıdığımız sembollerimizi ve üç hilalli sancağımızı, siyasi hırsızlardan, siyaset yağmacılarından, kiralık ve satılık simaların emellerinden her daim koruyup kollayacağımızdan aziz dava arkadaşlarım ve büyük milletim emin olmalıdır" şeklinde konuştu.
Diyarbakır'daki konferansTürkiye, Gezi Parkı’na sabitlenmişken, bölücülerin meydanı boş bulduklarını, tehdit dolu söz ve açıklamalarını artırarak sürdürdüklerini öne süren Bahçeli, geçen hafta sonunda Diyarbakır’da sözde "Kuzey Kürdistan Birlik ve Çözüm Konferansı" ile yeni bir "kepazelik" sergilendiğini kaydetti.
Başbakan Erdoğan'ın açık hava toplantılarında Gezi Parkı’na en ağır cümlelerle saldırırken, Türkiye’nin bölücülük ağına düşmesinden hiç yakınmadığını
ve bu konuya hiç değinmediğini iddia eden Bahçeli, PKK ve siyasi bölücülerin
kafalarında Türkiye’yi çoktan böldüğünü, Kürdistan’ın doğusunu, batısını, kuzeyini ve güneyini haince şekillendirdiğini savundu.
Hükümette hala hareket olmadığını belirten Bahçeli, "Başbakan Erdoğan masum vatandaşlarımıza terörist yaftası vuracağına, eğer aksi yönde bir sözü ve senedi yoksa PKK’ya, İmralı canisine ve Diyarbakır’da toplananlara bakmalıdır" dedi.
Milletin Taksim’de meşgul edilirken, altındaki vatan coğrafyasının kaydığını görmesi gerektiğini ifade eden Bahçeli, Türkiye Cumhuriyeti’nin bir bölgesinin Kuzey Kürdistan olarak ilan edildiğini ve dayatıldığını ileri sürdü. Bahçeli, şunları kaydetti:
"AKP hükümeti böylesi bir ihanetin neresindedir? Böylesi bir rezilliğe nasıl onay vermekte ve nasıl rıza göstermektedir? Sınırları şehit kanlarıyla çizilmiş son vatanımız üzerinde örtülü ya da açık bölücü operasyonlara tevessül ve teşebbüs etmek sonu pişmanlıkla malul bir edepsizliktir. İmralı canisinin talimatlarıyla Diyarbakır’da yapılan konferans millet ve devlet hukukuna hakaret olup milli güvenliğimizin hiçe sayılmasıdır. Acaba Başbakan ve şer takımı, Gezi Parkı’nı bölücülerin rahat hareket etmesi için mi tezgahlamıştır? Acaba Başbakan Erdoğan ve hükümeti, Gezi Parkı hadiselerini, PKK’yla birlikte, dikkatleri başka yönlere kaydırmak için mi projelendirmiştir? Acaba Başbakan Erdoğan Kuzey Kürdistan’a tamam demiş midir? İmralı canisine ve örgütüne söz vermiş midir? Sayın Cumhurbaşkanı neden sessizdir?"
Suriye’nin doğusunda ortaya çıkan terör odaklı fiili durumun alkışlandığı ve teşvik edildiğini savunan Bahçeli, "Başbakan Erdoğan, bölücülerin özerklik, federasyon ve bağımsızlık gibi seçenekleri masaya koymalarına ne diyecektir? Kendi geleceklerini kendilerinin belirleme hedefine nasıl cevap verecektir?" diye sordu.
"Türkiye tehdit dalgası altında"Başbakan ve hükümetinin Taksim Gezi Parkı parantezini genişlettikçe, teröristlerin, bölücülerin ve İmralı’daki "canibaşı"nın rahata erdiğini ileri süren Bahçeli, Türkiye'nin muazzam bir tehdit dalgasının altında olduğu iddiasında bulundu.
"Başbakan Erdoğan açık hava toplantısına katılanlara 'bayrak asın' diye çağrıda bulunacağına, bayrağı çiğneyen, bayrağı kirleten aşağılık yüzleri ve bizzat kendisini gözden geçirmelidir" diye konuşan Bahçeli, şunları söyledi:
"Parti olarak gerçekten büyük bir kumpasın içinde olduğumuzu düşünüyoruz. Türkiye’ye kast etmek isteyen ne kadar soysuz varsa kıpırdamış, belini doğrultmuş ve ayaklanmıştır. Başbakan Erdoğan eğer PKK’ya ve İmralı canisine sözde Kuzey Kürdistan konusunda açık çek vermişse, eğer Türk milletini meşgul ederek PKK’ya ve siyasi bölücülere alan açmışsa, eğer Türkiye’nin ve Türk milletinin mahvına neden olacak vaatleri peş peşe sunmuşsa, değil bu dünyada, mahşerde bile olsa yakasından tutmazsak namerdiz. Sayın Başbakan, Milliyetçi Hareket henüz son sözünü söylemedi derken şaka yapmadık. Henüz her şey bitmedi derken de laf olsun diye konuşmadık. Akıllı ol, yoksa Türk milleti ve Türk milliyetçileri senin aklını başından almasını çok iyi bilecektir."