Güncelleme Tarihi:
MHP’nin ilkini 2010 yılında gerçekleştirdiği Akademisyenler Kurultayı’nın ikincisi Antalya’nın Manavgat İlçesi’nde Sueno Otel’de başladı. Türkiye’nin farklı üniversitelerinden 800’ye yakın akademisyenin katılımıyla toplanan ve iki gün devam edecek kurultayın açılış oturumunda konuşan MHP Genel Başkanı Bahçeli, Türkiye’nin çok düşündürücü ve küçültücü gelişmelerin yaşandığı, devleti ve milleti ayakta tutan yapı taşlarının yerinden oynatıldığı bir dönemi yaşadığını söyledi. Türkiye’nin kendine özgü bir ortaçağı yaşamakta olduğunu öne süren MHP Lideri Bahçeli, "Türk devlet felsefesinin tüm ilke ve esasları çiğnenmiştir. Bundan dolayı yeni bir soluğa, yeni bir başlangıca ve yeniden doğruluşa büyük bir ihtiyaç vardır" diye konuştu.
’SİYASET CÜMBÜŞ YERİ’
Türk milli kimliğinin ve milli devletin küreselleşmenin alt etnik kimlikleri ortaya çıkarmada oynadığı kışkırtıcı rolle çözülmeye başladığını savunan MHP Genel Başkanı Bahçeli, şunları söyledi:
"Hükümet tarafından kavramsallaştırılan ve ’ortak payda’ adı altında servis edilen yapay ve gevşek formüller Türk milletinin çözülmesini hızlandırmaktadır. İktidara hakim olanlar milli perspektife sahip olmadığından, bölücü talepleri sırası geldiğinde karşılayacak adımlar atarak mahvoluşa doğru bodoslama gitmektedir. Geldiğimiz ve ilerlediğimiz süreç yalnızca Türk olmayanların kimlik kazanımlarına değil, maalesef asırlar içinde kazanılmış Türklük kavramının da zayıflamasına neden olmaktadır. Milletin kafası karmakarışıktır. Siyaset cümbüş yerine dönmüş, ekseni kaymış ve krize girmiştir."
’TÜRK’TEN ESER KALMAYACAK’
Türkiye’nin üzerinde çok aktörlü bir bölücülük operasyonunun yürütülmekte ve Türklerin kendi devletlerinde ’göçmen, sığıntı, misafir ve etnik kalıntı’ muamelesine maruz kalmakta olduğunu savunan Devlet Bahçeli, "Türklerden sözüm ona ayrışmama adına kimliklerinden ve değerlerinden taviz üstüne taviz vermeleri istenmektedir" dedi.
Bu tavizin son sınırının belirlenmesi ve durulacak yerin somut olarak tespit edilmesi gerektiğini kaydeden Bahçeli, aksi takdirde yüz yıl sonra ortada Türk’ten eser kalmayacağını savunarak, "Bu gidişle ’ben kimim’ sorusunun cevabı ’Türküm’ olamayacaktır" değerlendirmesini yaptı.
Türk olmanın yasaklanacağı ve suçlanacağı karanlık dönemlere de şahitlik edilmesinin sürpriz olmayacağını savunan MHP Genel Başkanı Bahçeli, "Devir kötünündür. Korkarım ki, artan siyasi Kürtçülüğe ve bölücülüğe karşılık Türkçülüğün söndürülmesine devam edilmesi halinde, yarın ihtiyaç olduğunda vatanı savunacak Türk aransa da bulunamayacaktır" diye konuştu.
’İKİ MİLLETLİ DEVLET MODELİ DAYATILIYOR’
Süreç içindeki bir çok tertiplerin bulunduğunu ve bunun son aşamada ’Türkiye içinden ve Türk milletinden yeni bir milletin kıra döke, bağıra çağıra doğmasını’ hedeflediğini belirterek konuşmasına devam eden MHP Lideri Bahçeli, şöyle konuştu:
"Her şeyden önce anadilini kullanmaya, eğitim yoluyla öğrenmeye başlayan ve bunu da her geçen gün genişleten etnik yapıların yalnızca kültürel temsili yeterli bulmayacakları açıktır. Dil ile başlayan ve özerk yönetime, federasyona, konfederasyona doğru ilerleyen içinden geçtiğimiz süreçte, sözde aydınların ve ülke gündemini belirleyen kurumların önerileri maalesef bize dayatılanların kabulünden başka bir şey değildir. Öncelikle iç ve dış bölünme lobilerinin bize dayattığı iki milletli bir devlet modelidir ve bu etap etap gerçekleşmektedir. Yeni Türkiye şablonunun dayanağı olarak ilk Meclis’in gösterilmesi bu arayışın sonuçlarından yalnızca birisidir."
’ÇÖZÜM SÜRECİ BÖLÜCÜLÜĞÜ YÜREKLENDİRDİ’
MHP Lideri Devlet Bahçeli, ülkenin bölünmeyi yavaşlatmak bir yana süreci hızlandıracak ve her alana yaygınlaştırabilecek dinamiklerle karşı karşıya olduğunu söyledi. "Başbakan Erdoğan ve hükümeti aldıkları bölünme ihalesinin gereğini, bilinci felce uğramış bir şekilde yapmaktadır" diyerek konuşmasına devam eden Bahçeli, ’Analar ağlamasın’ söyleriyle başlayan çözüm sürecinin siyasi bölücülüğü yüreklendirdiğini savundu.
Eleştirilerine Başbakan Erdoğan ve Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesut Barzani’nin Diyarbakır buluşması üzerinden sürdüren Devlet Bahçeli, "Başbakan bu peşmergeyi Kürt kökenli kardeşlerimin temsilcisi noktasına çıkarmış ve kurgulanan psikolojik harekatla bunun çatısını örmüştür" dedi.
’FAHİŞ HATALAR
MHP Genel Başkanı Bahçeli, Başbakan Erdoğan’ın hafta içinde, 3’üncü Sanayi Şurası’nın açılışında yaptığı konuşmaların ’fahiş hatalarla’ dolu olduğunu da söyledi. Başbakan Erdoğan’ın açıklamasında ’Türklerin tarih içinde 16 devlet kurmuş olmakla zaman zaman övündüğünü, ancak bir başka açıdan bakıldığında bu ifadenin 15 devletin de yıkılması anlamı taşıdığını’ söylediğini aktaran MHP Lideri Bahçeli, "Başbakan, örtülemez, geçiştirilemez ve kapatılamaz cehaletinin bir kez daha kurbanı olmuştur" dedi.
Cumhurbaşkanlığı forsunda 16 yıldızın tarihteki 16 büyük Türk devletini simgelediğini ve bunlar arasında Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin olmadığını kaydeden Devlet Bahçeli, "Biz millet olarak gerçekte 17 devlet kurup, 16 devletin yıkılmasını yaşadık. Başbakan Erdoğan geçmişte kurulan bu 16 devletin içinde Türkiye Cumhuriyeti’ni de koyarak çok ciddi bir yanlışa imza atmıştır. Başbakan Erdoğan’ın kılavuzlarını gözden geçirmesi kendi yararına olacak ve böylelikle mahcubiyetten de kurtulacaktır" diye konuştu.
’DAVİD, CON YA DA HANS OLURDU’
Türk milletinin en büyük talihsizliğinin tarihe kör ve şaşı bakan bir iktidar tarafından yönetilmek olduğunu savunan Devlet Bahçeli şunları kaydetti:
"Başbakan Erdoğan PKK’yla pazarlık masalarında akıl ve mantığını da bırakmış, Barzani’nin etkisinde kalarak uyuşmuş ve cahilliğini yeniden gün yüzüne çıkarmıştır. Başbakan Erdoğan tarihten bölücülük için gerekçe ararken, ecdadımızın ruhunu incitmiş, muhteşem başarılarını gölgelemeye kalkışmıştır. Her şey bir yana aziz atalarımız olmasaydı, bizlere bağımsız yaşama hazinesini bırakmasaydı, Recep Tayyip Erdoğan tıpkı hizmetinde bulundukları gibi ya David, ya Con, ya da Hans olmaktan ve anılmaktan kurtulamazdı."
Hükümetin Türk milletine meydan oduğununu öne süren Devlet Bahçeli, ’Kuşatma’ olarak tanımladığı süreç aşılmazsa Türk milletinin vatanını kaybetmiş marjinal bir duruma geleceğini, bağımlılık ve köleliğin kader halini alacağını savundu.
Devlet Bahçeli, "Başbakan Erdoğan ve hükümetinin amacının buna yönelik olduğu artık şüphe götürmez bir gerçektir" dedi.