Güncelleme Tarihi:
Bahçeli, partisince Elazığ İstasyon Meydanı'nda düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin iç ve dış tehditlerle karşı karşıya bulunduğunu, sosyal, siyasi ve ekonomik bunalımlar yaşadığını öne sürdü.
29 Mart'ta yapılacak seçimlerin Türkiye için çok önemli olduğunu vurgulayan Bahçeli, seçimlere tüm vatandaşların yüksek bir katılım sağlamasını istedi.
Bahçeli, “Yüksek bir katılım, seçimlerin meşruiyeti üzerindeki her türlü tartışmaya son verir” diye konuştu.
AK Parti'nin 6 yıl 4 aydan bu yana ülkeyi yönettiğini, Mecliste sağladığı milletvekili çoğunluğuyla tek başına iktidar olarak Anayasa değişikliği dahil her türlü yasayı çıkartmaya muktedir olmasına rağmen bunu başaramadığını anlatan Bahçeli, “Bunun da temel sebebi olarak acemi, aceleci olmaları. İktidara geliş sürecinde iç ve dış odaklardan aldıkları desteğe karşılık teslimiyetçi bir politikayı takip etmek mecburiyetinde oluşları” dedi.
“BİZ (MİLLİ GÖRÜŞ GÖMLEĞİNİ ÇIKARTTIK) DEMİŞLERDİ”
Adalet ve Kalkınma Partisi'nin, Milli Nizam, Milli Selamet, Refah, Fazilet çizgisinden gelirken yaşanan bölünme sonucu ortaya çıktığını anlatan Bahçeli, bu çizgide bir takım siyasetçinin çizgisini kırmadan kırılmadan Saadet Partisi'nde kalmayı tercih ederken, bir kısmının “değişim, dönüşüm, gelişim” adı altında bir başka ayrılamayı öngörerek Adalet ve Kalkınma Partisi'ni kurduğunu dile getirdi.
Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Partinin kuruluşuyla beraber biz (Milli Görüş gömleğini çıkarttık) demişlerdir. Tabi bu onların tercihidir. Saygı duyarız. Milli Görüş gömleğini çıkartıp geçmişle bağınızı koparmışsanız (Siyasi kimlik olarak neyi benimsiyorsunuz?) dediğimizde herhangi bir açıklama yapamıyorlar. Daha sonra 'muhafazakar demokrat' çizgiyi takip ettiklerini yıllar sonra söylemeye çalışıyorlar. Halbuki AKP kurulduğunda (Biz Milli Görüş gömleğini çıkarttık) demişlerdi. (Peki ne giydiniz?) dediğimizde bir şey söylemiyorlar, ama giydikleri görünüyor. Bir tişört giymişler. Önüne AB, arkasına ABD yazıyor.”
“BU GİDİŞATA BİR DUR DEMEK LAZIM”
“Bu gidişata bir dur demek lazım. Bir çeki düzen vermek lazım. Bir uyarıda bulunmak lazım” diyen Bahçeli, şunları kaydetti:
“Son zamanlarda bir çok dalkavuk türemiş her hareketine bir sıfat veriyor. Birisi (Orta Doğu'nun eş başkanı, Davos fatihi, kimsesizlerin sesi, son Osmanlı padişahı), bir il başkanı da (ikinci peygamber) diyor. Tövbe Ya Rabbi... Böyle pohpohlana pohpohlana kibir yüklenerek, bir gururla şehre giriyor.”
Konuşmasında TOKİ'yi eleştiren Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ın “ananı da al git” diyen, memurunu azarlayan, işvereni tehdit eden bir anlayış içerisinde olduğunu iddia etti.
Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Şimdi de meydanlara çıkmış siyasi partilere karşı acımasızca, haksızca saldırılarda, hakaretlerde, iftiralarda bulunuyor ve geçmişle ilgili yalan konuşuyor. Ya kendisine verilen bilgilerde bir yanlışlık var veya kendisi bile bile saptırıyor ve yalan konuşuyor. Böyle bir durumla Türk siyaseti kirleniyor. Üslup çirkinleşiyor. Kendisinden başka herkesi küçümseyen bir tavır koyuyor.
Böyle Başbakan'ın bulunduğu bir ülkede gelecekle ilgili olumlu düşünmek mümkün değildir. Böyle bir ülkede huzursuzluk baş gösterir, cepheleşme, kamplaşma, kaos, çatışma artar. Gerilim stratejisiyle bir yere varmak mümkün değildir. Ama bu iktidar böyle yapıyor. Türkiye'yi ortasından yarmış. Bu tarafta kendisine oy vermeyenler var, bu tarafta ise verenler var. AKP'ye verenler kendinin dostu, ama başka partilere oy verenler ise hasım ve onlarla mücadeleyi ve yok etmeyi hedefleyen yaklaşımlar içerisinde. Vergi memurunu kullanıyor, başka güçleri kullanıyor, basına baskı yapıyor kendisinden olmayanı aklınca sindirmeye çalışıyor. Ama bu millet yiğit bir millet. Bir gün ayağa kalktığı zaman ne Recep Tayyip Erdoğan koyar ne de AKP koyar ortada.”
'DOKUNULMAZLIKLARI KALDIRALIM'
Bahçeli, “Sayın Başbakan gel önce dokunulmazlıkları kaldıralım. Ondan sonra şu partini Adalet ve Kalkınma Partisi olarak aklanmış bir parti haline getir. Getirmezsen bu partinin adı (Aldanma ve Kandırma Partisi) olacaktır” dedi.
Bahçeli, Türkiye'nin sevgiye, barışa, birlik ve beraberliğe, bin yıllık kardeşliği korumaya ve ilelebet devam ettirmeye ihtiyacı olduğunu vurguladı.
“O sebepten dolayı sayın Başbakan etnik temelde bölünmekten, inanç temelinde ayrışmaktan, mezhep temelinde dışlamaktan vazgeç” diyen Bahçeli, konuşmasına şöyle devam etti:
“Devlet kurumları arasında sinsice bir çatışmadan vazgeç. Bunlar Türkiye'ye hayır getirmez. Bunlar sana da hayır getirmez. Bu gidişatta hayır yok. Bunu bugünden görüp ikaz etmek lazımdır. Bu seçimler iktidarı ortaya koymaz, ama yanlış gidenin, ayağı yerden kesilenin ve kibirle böbürlenerek Türkiye'ye zarar verme ihtimali baş göstermiş olanların uyarılmasına bir fırsat verir. Bir demokratik denetimi meydana getirir ve bugün ülkeyi daha huzurlu kılacak bir faaliyetin doğmasına sebep olabilir.”
EKONOMİK KRİZ
Bahçeli, ABD'de küresel finans krizi olarak olarak yaygınlaşıp kıta Avrupa'sını saran ve Türkiye'yi de kuşatan bir krizle karşı karşıya kalındığına dikkati çekerek, “Bu krizi hafife almamak lazımdır. Bu krizi geçiştirmek mümkün değildir” dedi.
Halkın krizi işsizlik, yoksulluk ve açlık olarak hissedeceğini ifade eden Bahçeli, şunları söyledi:
“Bir ülkede var olan işsizlik gittikçe artıyorsa, son krizle birlikte çalışan insanlarımız da işlerinden çıkartılıyor, fabrikalar kapatılıyorsa, üretim duruyor, talep daralıyorsa o zaman işsizlik artacak demektir. Bugün 5 milyon 680 bin işsimiz var. 4 kişilik bir ailede bir insanımız işsiz çalışan ise muhtemelen (Önümüzdeki günlerde işsiz kalacağım) korkusu taşımaktadır. Ve bu gittikçe artıyor. Genç işsizlik gittikçe yaygınlaşıyor. Askere gitmiş dönmüş, üniversite bitirmiş aylar yıllar geçmiş işsiz. Gittikçe aile fertleri arasında huzursuzluk başlıyor. Çünkü işsizlik bir sosyal felakettir. Türkiye'de toplumu, üniter yapıyı, milli devlet anlayışı veya sosyal dokuyu tahrip etmeye kalkanlar işsizliği istismar ettikleri takdirde toplumsal bir felaket baş gösterir ki Allah muhafaza sonunu almak mümkün değildir.”
Bahçeli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın fabrikası kapananları, (Bunlar iyi yönetemiyor onun için kapanıyor) diyerek küçümsediğini öne sürerek, konuşmasına şöyle devam etti:
“O fabrikanın kapanması en az orada çalışan 10 kişinin işsiz kalması demektir. Hanedanların ve yandaşların refah içinde olabilir. Ama bunlar yoksuldur, kimsesizdir. O sebepten dolayı (Hamdolsun iyiyiz, bize teğet geçiyor) diyorsan bu teğet nereden geçiyor? Gel bir araştır bakalım. Dolar babalarının kazancı son 6 ayda dolardaki yüzde 56 artışla yüzde 56 büyümüştür. Eğer bunlar yandaş hanedanlar ise tabi ki orada teğet geçer, belki de vız diye geçer haberleri bile olmaz. Ama fukaranın, kimsesizin, esnafın, işçinin, memurun yüreğini delip geçiyor. Yarın ne olacağı da bugünden belli değildir.”
YOLSUZLUK İDDİALARI
Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ın milletvekili ve Başbakan olmasının ardından İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı görevi sırasında hakkında açılmış iki tane dosyanın Savcılıktan Adalet Bakanlığı'na gönderildiğini ifade ederek, Başbakan Erdoğan'ın da kendi imzasıyla bunu TBMM'ye gönderdiğini, ancak aradan geçen 6 yıla yaklaşan süre içerisinde o dosyaların Mecliste beklediğini kaydetti.
Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Başbakan bu kadar yargıya güveniyorsan, aklanmayı seviyorsan, partinin adının AK Parti olarak söylenmesini istiyorsan mübarek adam şu dosyaları bir aç da dokunulmazlığı bir kaldır da yargının huzuruna bir çık da aklandıktan sonra Meclise gel. Bunları yapmıyor. Sayın Başbakan gel önce dokunulmazlıkları kaldıralım. Ondan sonra şu partini Adalet ve Kalkınma Partisi olarak aklanmış bir parti haline getir. Getirmezsen bu partinin adı (Aldanma ve Kandırma Partisi) olacaktır.”
Bahçeli, bu duruma karşı “Bir ders verme gereği hisseden” vatandaşın ilk fırsatının 29 Mart seçimleri olduğunu belirterek, “Bu seçimlerde AKP'ye dur demeliyiz, ders vermeliyiz. Ama bu yetmez karşılığında bu ülkede ne olması gerekiyor düşünürseniz AKP'nin alternatifini de hatırlamak lazımdır. Onun için (AKP'ye ders ver MHP'ye yol ver) diyoruz. Yol ver ki bir gün Allah nasip eder iktidar olduğumuz gün bu 6 yıl 4 ayda hanedandan yandaşlara kadar kim yetimin hakkını yemişse ondan hesap sormazsam namerdim” diye konuştu.
“MHP'LİLER KENDİNİZE DÖNÜN”
Bahçeli, Elazığ'ın çok zor şartlarda tüm imkanların kıt olduğu dönemde yiğitçe davranıp bölgede MHP'ye milletvekillikleri, belediye başkanlıkları hediye ettiğini ifade etti.
Bahçeli, “Ama sonra bir hal oldu. MHP'nin tüm gücünü sahiplenmek isteyenler etrafını sardı, dilim dilim ayırdı. MHP'yi Elazığ'da zafiyete düşürmeye çalıştı. Artık buna bir 'dur' demenin zamanı gelmiştir. Onun için MHP'liler kendinize dönün. Ve Elazığ'ı tekrar sizden istiyorum” dedi.