Güncelleme Tarihi:
Bahçeli, AKP’nin dış politikada çöktüğünü, Suriye’de duvara tosladığını, Irak’ta çamura battığını, Mısır’da yanlış ata oynadığını, Libya’da çuvalladığını, Yemen’de işgale payandalık yaptığını, Balkanlar’da mevzi kaybettiğini söyledi. Kıbrıs’ta Rumlar, dağlarda teröristler, tarihte Ermeniler, Ege’de Yunanlar, Karadeniz’de küresel işbirlikçilerin AKP’yi avuçlarına aldığını savunan Bahçeli, şöyle devam etti:
"Müslüman katilleri AKP’yle kol kola girmişlerdir. Türkmen kanı dökenler, Kerkük ve Musul üzerinde hesap yapan PKK hamileri AKP’yle sevgi çemberinde buluşmuşlardır. Erdoğan, Türk-İslam dünyasının mahvına sabitlenmiş, sınırların değişmesini amaçlayan, haritaların yeniden çizilmesini planlayan Büyük Ortadoğu Projesi’ne eşbaşkan olarak görevlendirilmiştir. Dış politikada rezaletler diz boyudur. Türkiye yalnızlaşmıştır. ’One minute’ şovu çökmüştür. Sanal İsrail gerilimi sonuç vermemiştir. Ortadoğu’da dost kalmamıştır. Sıfır sorun politikası, sırf soruna dönmüştür. Diplomatik temsilciliklerimiz birer birer kapanmıştır. AB iddiası gümbürtüye gitmiştir. ABD ile model ortaklık hevesi yarım kalmıştır. Türkiye’nin etrafı husumet kuşatmasına alınmıştır. Üç tarafımız denizlerle, dört tarafımız düşmanlarla çevrelenmiştir. Çanakkale’de klip çekip barış mesajları veren Erdoğan, komşu ülkelerin içişlerine karışmakla kalmamış, savaş çığırtkanlığı yapmıştır."
ERDOĞAN BUYURMAKTA, DAVUTOĞLU YAPMAKTADIR
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Başkanlık propagandası için kendi makamını hiçe sayarcasına tetikçilik yaptığını söyleyen Bahçeli, şöyle devam etti:
"Erdoğan kurmakta, Davutoğlu konuşmaktadır. Erdoğan öğütlemekte, Davutoğlu söylemektedir. Erdoğan buyurmakta, Davutoğlu yapmaktadır. Başbakan’ın inandırıcılığı sıfırdır. Kendisi ’yok’ hükmündedir. Onurunu ve siyasi şerefini sarayın karanlıklarına bırakmıştır. Davutoğlu siyasi mizah, siyasi garabettir. Ne sözü sözdür, ne duruşu duruştur, ne de ağzından çıkanı kulağı duymaktadır. Davutoğlu Erdoğan olduğu müddetçe tedavüldedir. Davutoğlu varını yoğunu saraya borçludur. Ve bu borcun diyetini ödemektedir. Bunun için başkanlık propagandasıyla uyuşturulmuştur.
Saraydan aldığı narkoz, şuurunu kaybettirmiştir. Esasen, fiilen ve ahlaken Başbakanlık makamı boştur. Davutoğlu, sadece kendisine verilen rolü oynayan saray aktörüdür.
Bunun dışında hiçbir anlamı yoktur."
TASLAK, KOPYA BAŞBAKAN
Davutoğlu’nun taslak ve kopya Başbakan olduğunu söyleyen Bahçeli, "Erdoğan’a kölelik yapan, Başkanlık tekeri çeviren Davutoğlu’na aldırış edecek misiniz? Üstlendiği göreve layık olmayan, taşıdığı sorumluluğun saygınlığına gölge düşüren hayalet Başbakan’a kanacak mısınız? Davutoğlu için bu sonun başlangıcıdır. Davutoğlu’nu ne Erdoğan, ne de batılı efendileri kurtaramayacaktır" dedi.
SEN AKİF’İN KARŞI KUTBUSUN
Başbakan Davutoğlu’nun Burdur’da, "Gelin Mehmet Akif Ersoy’u şahit kılalım, eğer Mehmet Akif Ersoy, Bahçeli’nin Türkiye’sine gelmiş olsaydı, memnun olur muydu? Namerde muhtaç olan bir ülkede şereften bahsedebilir miydi?" dediğini hatırlatan Bahçeli, şöyle dedi:
"Gel Akif’i konuşalım. Akif rüşvet almadı, rüşvet vermedi. Akif hırsızlık yapmadı, yapanları insandan saymadı. Akif, cebindeki birkaç kuruşu eliyle saydı, para makinelerine saydırmadı. Akif, etrafında yüzlerce korumayla dolaşmadı, kendi gitti, kendi geldi. Akif saltanat sürmedi, sürenleri eleştirdi. Akif namusluydu, çürüyenleri soruşturdu. Zira Akif gerçek bir adamdı, Akif, gerçek bir insandı ve Akif gerçek bir Müslümandı. Ne söylediyse onu yaptı, nasıl inandıysa öyle yaşadı. Haksızlık etmektense, haksızlığa uğramayı tercih etti. Aldatılmayı göze aldı, kimseyi aldatmadı. Kibirden eser yoktu, saltanat sürmedi. Sayın Davutoğlu duydun mu? Nerede siz, nerde Akif. Bu mübarek büyüğümüzün adını anmaya utanın. Peki Davutoğlu, ya bir de sizi görse ne diyecekti, ne söyleyecekti? Kaç yüzünüz olduğu belli bile değil. Sabah Serok, öğlen Mele, akşamüstü Ahmet Hani, gece yarısı Ahmet Sani olan Davutoğlu, sen ve zihniyetin Akif’in karşı kutbusun, Akif’in hasmısın."
ŞEREF DERSİNDEN ÇAKTINIZ
Akif’in namuslu, karakterli, ahlaklı, imanlı olduğunu belirten Bahçeli, "En lüks eşyası Afganistan’dan gelen bir seccadesiydi. Onu da duvara asardı. Onun için Akif’i ağzınıza almaya hakkınız yoktur. Yolsuzluklarınıza onun ismini perde yapmaya hakkınız olmayacaktır. Hele hele Akif üzerinden şeref konusuna girmeye hiç de yüzünüz bulunmayacaktır. Akif, Mısır’da öyle mütevazı bir hayat yaşadı ki, karşısına çıkan madd? fırsatlardan istifade etmeyi hiçbir zaman düşünmedi, aklına getirmedi. Milli ahlakı olmayanda şeref olmaz. Milliyeti sisli ve belirsiz olanın şeref bahsine tutuşması kendisini kurtarmaya yetmez. Davutoğlu yıllarca namertlere el açtınız. Yıllarca düşmanlarla işbirliği yaptınız. İsrail’le önde kavgaya tutuştunuz, arkada işinizi yürüttünüz.
Bir baktık HDP’yle atıştınız, bir gördük saraylarda koklaştınız, kuytularda kucaklaştınız.
Davutoğlu, ’namerde muhtaç olan şerefli olur mu?’ diye soru soruyor. Evet Davutoğlu, namerde muhtaç olan şerefli olmaz, onun için de siz şeref dersinden ilelebet çaktınız, ebediyen sınıfta kaldınız" dedi.