Güncelleme Tarihi:
Bahçeli, Balıkesir Belediyesi'nin yol, köprü, spor salonu gibi çeşitli hizmetlerinin Kurtdereli Spor Salonu'ndaki toplu açılış töreninde, “29 Mart 2009'da Balıkesir'in ters giden talihi dönmüşse, 30 Mart 2014'de de bir adım ilerisine geçileceğine, çalışkan, hassas, sorumlu, ahlaklı ve dürüst belediyecilik anlayışının türlü engellemelere rağmen yoluna devam edeceğine inandığını” söyledi.
30 Mart 2014'de yapılacak Mahalli İdareler Seçimleri'ne tam 120 gün kaldığını ifade eden Bahçeli, bu seçimlerin Türkiye açısından hayati önem taşıdığını dile getirdi. Bu seçimlerin, ülkenin geleceğini şekillendireceğini belirten Bahçeli, sadece, belediye başkanı, belediye meclis üyeleri, il genel meclis üyeleri, köy ve mahalle muhtarlarının seçilmeyeceğini, Türk milletinin varlığı ve birliği, Türkçe, vatan ve bayrağın, milli varlık, kimlik ve hakların oylanacağını savundu.
Bahçeli, “seçimlerde hükümetin tamamen iflas etmiş iç ve dış politikasının” değerlendirileceğini söyleyerek, "Devletimizin akıbeti belli olacaktır. Ya yurdum diyeceğiz, ya yutulmaya razı olacağız. Ya ülkem diyeceğiz, ya topraklarımızın üleşilmesine göz yumacağız. Ya bütünlük diyeceğiz, ya bölünmeyi sineye çekeceğiz. Ya Türkiye ve Türk milleti diyeceğiz ya da tükenmeye, dağılmaya ve parçalanmaya katlanacağız" ifadelerini kullandı.
Sandık başına gidenlerin, “milletin adını küllemeye ve köreltmeye çalışanlara” mesaj vereceğini ifade eden Bahçeli, "Türklüğe alerji duyanlara, milli mevcudiyet ve mirasa düşmanlık besleyenlere safınızı ve tarafınızı ispatlayacaksınız. Yolsuzluğa, yoksulluğa ve yozlaşmaya karşı tavrınızı ve iradenizi belirteceksiniz" diye konuştu.
Sevr isimli ölüm belgesinin Türk milletinin hayat alanını küçülte küçülte imhayı hedeflediğini vurgulayan Bahçeli, şöyle devam etti:
"Türklerin Anadolu'dan çıkarılması için yüzyıllardır düşmanlık kuyruğunda nöbet tutan Haçlılar, sonunda içimizden devşirdikleri işbirlikçilerle en önemli adımlarını atmışlardır. Hatta Sevr imzalanmadan evvel, bizzat hain Damat Ferit'in öncülüğünde 12 Eylül 1919'da Kürdistan'ın kurulması konusunda yabancılarla gizli bir anlaşma yapılmıştır. Bu sefalet yuvaları, bu milliyet ve millet hasımları; bağımsızlığımızı gözden çıkarmışlar, boyunduruk altında yaşamak için yandaşlarıyla sözleşmişlerdir. Zira bunlar da bugünkü iktidar koltuğunda oturanlar gibi milli haysiyet yoktur ve hiç de görülmemiştir. Manda ve himaye taraftarları, işgal yardakçıları, yabancı muhipleri, bölünme ve dağılma elçileri köşe başlarını tutmuş, uğruna nice millet evladının şehit olduğu Türk vatanını peşkeş çekmeye cüret etmişlerdir. Fakat Türk milletinin iman ve iradesi alçaklara teslim olmamış, zillete geçit vermemiştir. Milleti koyun sürüsü, kendilerini de çoban olarak görenler, Türk milletinin kahrından, kuvvetinden ve tarihi kudretinden habersiz olduklarını sömürgecilerin uşağı olmakla kanıtlamışlardır."
Bahçeli, Sevr'i diriltmeye çalışanların, güncellenerek tekrar gündeme oturduğunu savunarak, "Türkiye'yi bölmeyi ve etnik temelde çözmeyi amaçlayan küstahlar, yeniden gün yüzüne çıkmış, tarihi hesapları masaya çıkarmış, mevki ve makam sahibi olmuşlardır. Başbakan, pazarlığı çözüm görmüş, Oslo'dan İmralı'ya kadar PKK'yı meşrulaştırma ve masum gösterme arayışına girmiştir. Analarımızın gözyaşını kullanmış, hain niyetleri, türlü musibetleri alenileştirmiştir" dedi.
"Paldır küldür..."
Türk milletinin, "94 yıl önceki karanlık günlere paldır küldür gittiğini" iddia eden Bahçeli, şunları kaydetti:
"Başbakan ve hükümeti, milli ve manevi değerlerimize suikast düzenlemek için olmadık iftira, tezvirat ve karanlık kampanyalardan istifadenin peşindedir. Türkiye, sanki ikinci Mondros Mütarekesi'ni imzalayan savaş mağlubu, yenilmiş, teslim alınmış ve her tarafından kuşatılmış bir ülke görüntüsündedir. Başbakan Erdoğan azıtmış, aklını yitirmiş, kontrolü kaybetmiş, her değerimizi darbelemiş ve damgalamıştır. Türk milletini inkar eden Başbakan ve zihniyetidir. Terörist affını hayal, yıkımı proje, Kürdistan'ı vizyon, çözülmeyi misyon, parçalanmayı hedef, bin yıllık hukuku bozmayı marifet gören Başbakan ve zihniyetidir. Bölücülere Türkiye'yi vaat eden, Barzani'ye şefkat ve dostluk eli uzatan Başbakan ve zihniyetidir. PKK'ya gelince kuzu gibi olan, hak arayanlara, demokratik itirazını gösterenlere ve muhalif duranlara gelince şahinleşen Başbakan ve zihniyetidir. Türklüğü yok sayan ve hatta daha ileri giderek Türk diye bir şey yok deme ahlaksızlığını ve rezilliğini diline dolayan da Başbakan ve zihniyetidir."
“Türklüğün, tarihten dahi silinme, dünyadan kazınma, medeniyet kulvarından sökülüp atılma çabalarının” sıradan hale geldiğini öne süren Bahçeli, "Türk milletini 36 parçaya ayırma çabaları yetmezmiş gibi, şimdi de 'aslında Türk diye bir şey yoktur' noktasına gelinmesi felakettir, hüsran vericidir ve milletimize en ağır küfürdür. Zalimler koalisyonu bile bu kadarını yapamamıştır. Yedi düvel başımıza üşüşmüştür de bu kadarına bile cesaret edememişlerdir. PKK'lı hainlerin aklına bile bu denli bir kara çalma gelmemiştir" diye konuştu.
Bahçeli, hiç kimsenin "Türk yoktur" diyemeyeceğini belirterek, “diyenin de belasını mutlaka bulacağını, yediği içtiğinin boğazına düğümleneceğini, hak ettiği cevabı en yakın zamanda Türk milletinden alacağını” savundu.
"AKP kazanırsa..."
Milletin, "Başbakan ve hükümetinin bardağı taşıran, sınırları aşan, sabırları zorlayan söz, eylem ve kötürüm icraatlarını” bağışlamayacağını ve alttan almayacağını belirten Bahçeli, şöyle devam etti:
"Bugünkü iktidar demokratik vasıtalarla görevden alınmaz, Recep Tayyip Erdoğan koltuğundan inmezse, milletimizi facialar beklemektedir. Eğer ki, yalan, dolan, hırsızlık, rant ekonomisi, maneviyat tüccarlığı, dikta özlemleri, yetim hakkına göz koyan utanmazlık, fakir fukarayı istismar eden insafsızlık cezasız kalırsa Türkiye'nin bugünkü hali bile mumla aranacaktır. Eğer ki, kötülük yapan, dedikodudan geçinen, tezvirata umut bağlayan, bölünmeyi kılavuz seçen kazanmayı sürdürürse, milli vicdan yere düşecektir. Biliniz ki, AKP kazanırsa Türkiye kaybedecektir. AKP kazanırsa Türk milleti zarara uğrayacaktır. AKP kazanırsa Balıkesir solacak, ümitleri kararacak, hedefleri yarım kalacaktır. AKP kazanırsa, PKK sevinecek, İmralı canisi heyecanlanacak, sömürgeciler iştahlanacak, hainler alkışlayacak, küresel cinayet projeleri teyit edilecek, maalesef ki hepimiz, tüm Türk ve İslam dünyası kaybedecektir. Tehdit bu kadar yakındır."
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın gitmesinin şart olduğunu savunan Bahçeli, "AKP saltanatının sonlanması elzem hale gelmiştir. Bu çerçevede ilk durak 30 Mart 2014 tarihindeki Mahalli İdareler Seçimleridir. İktidar bu seçimlerde ikaz edilmeli ve bitişin başlangıcını yaşamalıdır. Aksi takdirde vahim hadiseler hemen kapımızdadır. Önümüzdeki seçimlerde Başbakan dersini almalıdır. Başbakan ve hükümetinin hesabı çok acil ve etkili şekilde görülmelidir" dedi.
"Barzani'den petrol alabilmek için..."
Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ın Türkiye'yi olması gerektiği gibi yönetemediğini ileri sürerek, suç oranı ve suçlu sayısının anormal ölçülerde arttığını, kadına şiddet kaygı verici düzeylere geldiğini, sosyal hayatın kanama geçirdiğini savundu.
“Başbakan'ın başarısızlıkların faturasını vatandaşlara kestiğini” öne süren Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Beceriksizliklerine sürekli bahane aramıştır. Gerilimden medet ummuş, hayali hasımlarla kavga etmiştir. Milletimizin kardeşlik bağını zedelemiş, gerginlikleri tırmandırmıştır. Devletin kurumları ile çatışmış, cepheleşme ile çaresizliğini örtmeye kalkışmıştır. Başbakan toplumun tüm kesimleriyle ters düşmüştür. Milletimizi kendisine oy verenler-vermeyenler diye iki ayrı kutba, iki ayrı bloğa ayırmıştır. İnanç istismarını çözüm zannetmiş, başörtüsünü siyasete malzeme yapmıştır. Komşu ülkelerin içişlerine karışmaya, yön vermeye çabalamış, Türkiye'nin milli güvenliğini, milli bekasını ateşe atmış ve husumet sarmalına sokmuştur. Başbakan milli ve manevi değerlerde olduğu gibi, komşuluk hukukunu da çiğnemiştir. Batının kuklası, Doğu'nun alay konusu olmayı itibar zannetmiştir. Barzani'den petrol alabilmek için taviz üstüne taviz vermiş, kongrelerde alkışlatmış, Diyarbakır'da görücüye çıkarmıştır."
Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ın "petrol sözünü aldığını ve Kürdistan'ı tanıdığını" öne sürerek, "Petrol sözünü almış, Sevr hayallerini diriltmiştir. Daha da acıklısı petrol sözünü almış, Türkiye'yi satmıştır. Boru hattı kurulması için imza atmış, milli hedefleri yabana atmıştır. Esad'a köpürmüş, Maliki'ye atmış tutmuş, Sisi'ye teneke gürültüsü yapmış, Perez'e one minute mizanseniyle sataşmış ama sıra Obama'ya gelince el pençe divan durmuş, söz konusu Putin olunca başını öne eğmiştir. Şehitlere yüz çevirmiş, İmralı canisine yüz vermiş, Kandil'e yüz sürmüştür. BOP'a yanaşmış, Müslüman katline sıcak bakmıştır" iddialarında bulundu.
"Ayva çiçek açmış yaz mı gelecek"
“Başbakan Erdoğan'ın karanlık bir isim olarak tarihe geçtiğini” ileri süren Bahçeli, "Başbakan Erdoğan'ın açılışlarında peşmerge ve PKK'lı şarkıcılar onur konuğudur; bizim ise sizler baş tacımızsınız. Başbakan Erdoğan'ın katıldığı açılışlarda valiler, kaymakamlar, TOKİ imkanları ve devletin tüm kaynakları kullanılmaktadır, bizim açılışlarımızda ise sadece fedakarlığımız, doğruya bağlılığımız, azı çok yapma kararlılığımız, tertemiz kalbimiz, pırıl pırıl vicdanımız, aziz milletimizin duası ve hizmet etmeye duyduğumuz derin aşk ana dayanağımızdır" dedi.
Kendilerinin "iki keklik bir kayada ötüyor" ya da "ayva çiçek açmış yaz mı gelecek" diyerek Balıkesir'e değer katmanın, çehresini değiştirmenin hevesinde olduklarını dile getiren Bahçeli, şunları söyledi:
"Başbakan, PKK'lı sözde sanatçıların zehirli şarkılarıyla Kandil'e selam çakmakta, Barzani'ye sevimlilik yapmaktadır. Biz Türk kültürünü yaşatmak, Başbakan ise idam etmek için çırpınmaktadır. Biz Türk milletiyle gurur duymak, Başbakan ise 36'ya ayrılmış aklı ve ruhuyla kötülemek için didinmektedir. Hamdolsun, büyük Türk milletine mensup olmakla mutluyuz ve övünüyoruz. Biz, Başbakan'ın sözlerinin aksine her yerdeyiz, ülkemin her köşesindeyiz."