Güncelleme Tarihi:
Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısında yaptığı konuşmada, gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Parti olarak aylardır tartışmaların odağında olduklarını belirten Bahçeli, "Milliyetçi Hareket Partisi’ni alt etmek, tesirsiz ve edilgen hale getirmek için pis bir oyun sahnelenmektedir." diye konuştu.
Milliyetçi-Ülkücü Hareket’in varlığından ürken ve rahatsız olan çevrelerin kullanacakları ve yönetecekleri işbirlikçi aktörleri çok çabuk bulduğunu, bunların fıtratının bozuk, fikirlerinin bulanık ve her kılığa giren, her kaba sığan kurnazlıkta olduğunu savunan Bahçeli, şöyle devam etti:
"Hep söyledim, yine söylüyorum; amaç MHP’yi marjinalleştirmek, bileğini bükmek, siyasetten ve Meclisten mümkünse tasfiye etmektir. Bu nedenle bünyemize harici müdahaleler çoğalmıştır. Nitekim oyun büyük ve ahlaksızdır. Biz bu oyunu çok şükür zamanında gördük ve bozmak için yüreğimizi koyduk. Biz bu oyunun figüranlarını tanıdık, taktıkları maskeleri yırtmak için geceyi gündüze kattık. Pensilvanya’dan talimatlı mihraklar, MHP’ye yuvalanıp kontrol edeceklerini zannedecek kadar küçülmüş, ufalanmış, vicdanen dağılmışlardır. Bu kutlu davaya paralel şırıngasını saplamak için kuyruğa girip, paradigma aşısı için sabırsızlananlara, bizde ne uzatılacak bir el, ne de açılacak bir kapı asla yoktur, bundan sonra da olmayacaktır. Milliyetçi Hareket Partisi şehitlerimizin muazzez bir yadigarıdır, şirret hesaplarla önü kesilemeyecek, geleceği silinemeyecektir. Milliyetçi Hareket Partisi, ülkücü ömürlerin aziz bir hatırasıdır ve de ülkücülükten geçinen, ülkücü gibi etrafta gezinen karanlık emellere, karaborsacı ellere peşkeş çekilmeyecek, teslim edilmeyecektir."
Devlet Bahçeli, davayı sokakta bulmadıklarını, oyunlara aldanıp de hiçbir hasis ve haine devretmeyecek ve vermeyeceklerini bildirdi.
"KIRIK VE ÇÜRÜK KALEM SAHİBİ MEDYA SİMSARLARI"
MHP olağanüstü kurultayı ile ilgili her geçen gün yeni durumların ortaya çıktığına işaret eden Bahçeli, mevcut şartlar altında hukuki sürecin beklenmesi gerektiğine dikkati çekti.
Bu süreçte bazı "kırık ve çürük kalem sahibi medya simsarlarının" partisi aleyhine yazılar yazdığını aktaran Bahçeli, şu değerlendirmelerde bulundu:
"24 Haziran’da, Ankara 3.Asliye Hukuk Mahkemesi, 19 Haziran’da yapılan korsan kurultayda alınan kararlar ve yapılan Tüzük değişiklikleriyle ilgili ihtiyati tedbir kararı vermiştir. Böylelikle korsan kurultay tüm sonuçları itibariyle beklemeye alınmıştır. Çoktan liberalliğe dümen kırmış bazı kalem sahipleriyle Erdoğan’ın yanından uzaklaştırılmış bir kısım cahil köşe yazarının, Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin kararını hazmedemediği görülmektedir. Birisi kendi pejmürde haline yanmaz, MHP’nin hali diye yazı kaleme alır. Birisi edepsizce, MHP’de yenilenme isteyenlerin üstüne masa başı karalamalarla gidildiğini, mizansen manşetlerle saldırıldığını söyler. Birisi elindeki kör hançeri ve kendi genetik hasarını saklayarak kasap bıçağı ile MHP’nin genlerine müdahale ediliyor, der. Siyaset dışı ameliyat diyeni mi ararsınız, ali cengiz oyunu diyene mi bakarsınız. Bunların alayı MHP’nin düşüşünü gözleyen, fakat hayatları boyunca buna şahit olamayacak kırık ve çürük kalem sahibi medya simsarlarıdır. Bunlar gibilerinin bastığı yerde ot bitmez, olduğu yerde bereket kalmaz. Yalan bunlarda, çarpıtma bunların mesleğidir."
Bahçeli, ne yaparlarsa yapsınlar, bu kutlu davayı yolundan döndüremeyeceklerini, oyuna getiremeyeceklerini ve Türklüğün özlemini sindiremeyeceklerini söyledi.
"KURULTAY YAPILAMAYACAK"
MHP Genel Başkanı Bahçeli, mevcut şartlar altında 10 Temmuz'da seçimli olağanüstü kurultay yapılamayacağını belirterek, şu ifadeleri kullandı:
"Dün de Çankaya 4. İlçe Seçim Kurulu Başkanlığı; 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin tensip ve ek tedbir kararı karşısında, parti Tüzüğümüzün 63. Maddesinin 4. Fıkrasına aykırı olduğundan 10 Temmuz’da planladığımız 6. Olağanüstü Büyük Kurultayımızda seçim yapılamayacağına hükmetmiştir. Kaldı ki bu hüküm, söz konusu mahkemenin kararı kesinleşinceye kadar sürecektir. Buradan çıkardığımız sonuç şudur; hukuken 10 Temmuz’da Genel Başkan ve Genel Merkez Organlarının seçiminin gerçekleşmesi şu aşama ve tablo karşısında mümkün değildir. Tüzük değişikliği konusunda ise 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin tedbir kararı bulunduğundan, bu çerçevede bir değişikliğe gitmek de usul ve esas açısından doğru ve yerinde görülemeyecektir. Yargısal süreçler 10 Temmuz 2016’da yapmayı düşündüğümüz 6. Olağanüstü Büyük Kurultayımızı şimdilik imkansız kılmaktadır. Bundan sonra izlenecek yol haritamızı, Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin kararına karşı paralel kuryelerin YSK’ya yaptıkları itirazlar netleştikten sonra milletimizle ve aziz dava arkadaşlarımızla anında paylaşacağız."
İSRAİL İLE ANLAŞMA
Mavi Marmara saldırısından sonra Türkiye ile İsrail arasında her alanda gerileme yaşandığını anımsatan Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Cumhurbaşkanı, İsrail’i terör devleti olarak defalarca suçlamıştı. İsrail Gazzeli çocukları plajlarda öldürüyordu. Erdoğan bunu haklı olarak şiddetle tenkit ediyordu. İsrail’in barbarlıkta Hitler’i geçtiğini dillendirmişti. İsrail’e döktüğü kanlardan dolayı hesap sorulacağını hatırlatıyordu. Bu ülkeden hiçbir zaman iyi niyet beklenmemesini söylüyordu. Cinayetlere seyirci kalınmayacaktı. Mavi Marmara gemisine saldırı savaş sebebiydi. Sayın Erdoğan, Başbakan görevindeyken çok kesin ve bağlayıcı konuşmuş ve şöyle demişti: 'Ben bu görevde bulunduğum sürece hiçbir zaman İsraille olumlu bir şeyi düşünemem. Zulüm bitmedikçe Türkiye İsrail arası normalleşemez'. Demek ki zulüm bitmiş ve normalleşmenin kapakları aralanmıştır."
AK Parti'nin, 2009’dan beri İsrail’le "sürtüştüğünü, atıştığını, ağır eleştirilerle" iç kamuoyuna mesaj verdiğini ifade eden Bahçeli, "Fakat dün
Başbakan’ın yaptığı açıklamalarla İsraille ilişkilerin düzeleceği, yeni bir evreye gireceği müjdelenmiştir. Bugün Roma’da iki ülke karşılıklı olarak üzerinde mutabık kalınan anlaşmaya imza atacaklardır. Böylece 2009 yılının Ocak ayında Davos’ta başlayan 'One Minute' şovu bitmiş, istismar perdesi kapanmış olacaktır" değerlendirmesinde bulundu.
"Meğerse hükümet uzun süredir İsraille gizli gizli buluşup anlaşmanın yollarını arıyormuş da bizim haberimiz olmamıştır." diyen Bahçeli, "Madem İsraille anlaşılacak, barışılacak, kucaklaşılacaktı, bunca sert söze, bunca su katılmamış hakarete ne gerek vardı?" diye sordu.
Bahçeli, iki ülke arasındaki anlaşmanın zafer olarak tanımlandığına işaret ederek, bunun doğru olmadığını ileri sürdü.
Partisinin İsrail ile ilişkilerin iyileşmesinden, makul bir çerçeveye oturmasından prensipte rahatsız olmadığını belirten Bahçeli, "Bizim istediğimiz geçmişteki sözlerin çiğnenmesinden dolayı hiç olmazsa aziz milletimizden özür dilenmesi veya pişmanlık emarelerinin gösterilmesidir." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Rusya’ya mektup gönderdiğini anımsatan Bahçeli, Türkiye-Rusya ilişkilerinin canlanmasının olumlu ve isabetli olduğunu bildirdi.
Bahçeli, "Sayın Erdoğan’ın hamlesi karşılıksız kalırsa, Türkiye tek taraflı boyun eğmiş olacaktır. Bu ise Türkiye’nin oyuncağa dönmesine, hiçbir yaptırım ve caydırıcılığının kalmadığına kanıt sayılacaktır. Şayet bu olursa ortada çok ciddi bir kriz var demektir ve Türkiye her türlü iç ve dış operasyona açık ve müsait hale gelecektir." ifadesini kullandı.
BREXİT VE AB
Devlet Bahçeli, Birleşik Krallık'ın 43 yıllık AB macerasına sandık yoluyla son verdiğine işaret ederek Brexit oylaması ile AB’ye yönelik güvensizliklerin derinleştiğine dikkati çekti.
Diğer AB ülkelerinin de durumu sorgulamaya başladığını belirten Bahçeli, AB için 23 Haziran öncesiyle sonrası arasında artık derin bir uçurum söz konusudur. Hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını söylemek için kahin olmaya da gerek yoktur." dedi.
TÜRKLÜĞÜN HAYSİYETİ
Devlet Bahçeli, Birleşik Krallık'ın AB'den ayrılması yolunda propaganda yapanların, vatandaşlarını Türkler gelecek diye korkuttuğuna işaret ederek bunu hakaret olarak niteledi.
Bahçeli, "Şunu herkesin görmesi lazımdır ki AB’nin yapısı fiili bir Hristiyan kulübü şeklindedir. Eğer birliğin iddia edildiği gibi bir gelecek vizyonu varsa, buna göre temellenecektir. Biz ne yaparsak yapalım; milli ve manevi kabullerimizden taviz vermeden, egemenlik haklarımıza sırt çevirmeden, Türklüğümüzü ve Müslümanlığımızı inkar etmeden AB’ye girmemiz devenin iğne deliğinden geçmesi kadar imkansızdır. Geldiğimiz bu aşamada diyebiliriz ki, AB’nin suyu çoktan ısınmış, kendi kendini yiyen ve tüketen bir organizmaya dönüşmüştür." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın AB üyeliğiyle ilgili; "Biz de gerekirse referanduma gideriz" görüşünü; "yersiz, anlamsız ve zamansız" olarak niteleyen Bahçeli, "AB ayak sürüyor, ağırdan alıyor, zamana oynuyor, Türkiye’yi almamak için bin dereden su getiriyor, Sayın Erdoğan ise halka soralım diyor. Sayın Cumhurbaşkanı, cevabı bal gibi bilinen bir soruyu aziz milletimize niye sormayı gündeme getiriyorsunuz?" sorusunu yöneltti.
"KURULTAY İÇİN YSK’NIN KARARINI BEKLİYORUZ"
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısı sonrasında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Devlet Bahçeli, "YSK’nın kararı bugün netleşirse 10 Temmuz’da seçimli bir kurultay yapacak mı?" sorusunu şöyle yanıtladı:
"MHP her defasında yargıya olan saygısını ifade etmiştir. Ve bu yargı sürecini ciddi şekilde takip edip zaman zaman yargıyla çelişir hale düşmemek için hassasiyet göstermiştir. Şimdi 10 Temmuz 2016’da MHP Genel Başkanın talebi üzerine Olağanüstü Kongre kararı almıştır. 19 Aralık’ta yapmış olan karanlık ve rezil toplantı sonrasında bazıları mahkemenin verdiği karara saygısızlık göstererek yine itirazlarını sürdürmektedir. Şimdi Çankaya Seçim Kurulu Başkanı seçimin yapılamayacağını söylemektedir. Buna itiraz edilmiştir. Zannediyorum bugün saat 16’da YSK bir karara varacağını ifade etmektedir. Kararı bekliyoruz. Yasal yönden kurultayımızın yapılmasına engel teşkil etmiyorsa davullu zurnalı bayram gibi bir kurultayı Arena Kapalı Spor Salonunda yapacağız. Eğer buna müsaade edilmiyor 3’üncü Asliye Hukuk Mahkemesinin vereceği karara göre kurultay yapılamaz deniyorsa zaten bizim 9 Ekim’den itibaren ilçe ve il kongre sürecimiz, 18 Mart 2018 tarihinde 12’nci Olağan Kongremiz yapılacaktır. O çalışmalara başlarız ve belki de bu MHP için hayırlara vesile olur."
"OKTAY VURAL’A TEŞEKKÜR EDİLMİŞTİR"
Devlet Bahçeli, Oktay Vural’ın Grup Başkanvekilliği görevinden ayrılması konusunda bir açıklama yapıp yapmayacağının sorulması üzerine, "Gerek yok. Zaten kendisi açıklama yapmıştır. Şu an grup başkanvekilliği görevini sonlandırmıştır. Yapmış olduğu hizmetlerden dolayı da kendisine teşekkür edilmiştir" dedi.