Güncelleme Tarihi:
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan'ın talimatı üzerine Bağkur’la yapılan anlaşma bozulduğu için Bağkurlu hastalar 1 Eylül'den beri ücretsiz muayene olamıyor.
Bir süre önce İstanbul Üniversitesi'ne devri gündeme gelen Bezmi Alem Vakıf Gureba Hastanesi'yle ilgili tartışmalar bitmek bilmiyor. Trilyonluk gayrı menkullere sahip Türkiye'nin tek vakıf hastanesinin başı şimdi de Bağkur'la dertte. Bağkur, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan'ın talimatı üzerine hastaneyle olan anlaşmasını bozdu. Bağkurlu hastalar 1 Eylül'den bu yana Vakıf Gureba Hastanesi'nde ücretsiz muayene olamıyor.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan, hastaneyle aralarındaki anlaşmayı bazı usulsüzlükler nedeniyle bozduklarını öne sürüyor. Hastane doktorlarından bazılarını usulsüz şekilde ilaç yazarak Bağkur'u 100 milyar lira zarara uğratmakla suçluyor. İlaç yolsuzluğu tüm boyutlarıyla ortaya çıkartılıncaya kadar Bağkur'la Gureba Hastanesi'nin ilişkisini kestiklerini belirtiyor.
Çoğu geri dönüyor
Türkiye'nin dört bir yanından gelen fakir ve kimsesiz hastalara ücret talep etmeden sağlık hizmeti veren Gureba Hastanesi'nin spekülasyonlara konu olması, hastane yönetimiyle birlikte hastaları da mağdur ediyor. Bakanlığın tasarrufundan haberi olmayan yüzlerce Bağkurlu hasta hergün tedavi olabilmek için hastane koridorlarını aşındırıyor. Ama dargelirli Bağkur'luların çoğu muayene olamadan geri dönüyorlar.
Vakıf Gureba Hastanesi Başhekimi Dr. Rıza Kutaniş, hastanenin sürekli gündemde tutulmasından rahatsız: ‘‘Hizmet kalitemizi her geçen gün artırıyoruz. Hastalarımıza daha iyi hizmet verebilmek için projeler üretiyoruz. Buna rağmen bazı çevreler Vakıf Gureba'yı kötüleyerek bir sonuca varmaya çalışıyor. Hastaneye ve hastalara kötülük ediyorlar’’ diyor.
Hastaların yüzde 35’i Bağkurlu
Kutaniş, Bağkur'la hastane arasındaki anlaşmanın feshinden sonra binlerce hastanın mağdur olduğuna dikkat çekiyor:
‘‘İstanbul'da hiçbir hastane yüzde 80 kapasiteyle vatandaşa hizmet vermiyor. Gureba bunu başardı. Bağkurlular hastanemize gelen hastaların yüzde 35'ini oluşturuyor. Kapalı kapılar ardında birileri hastaneyi işlevsiz hale getirmenin hesabını yapıyor.’’
Kutaniş, Yaşar Okuyan'ın eleştirilerine de şu cevabı veriyor:
‘‘Sayın Bakanın iddiasına göre ilaç yazımında yolsuzluk yapılmış. Böyle bir şey varsa soruşturması yapılır, suçlular cezalandırılır. Hastanelerde istenmemesine rağmen zaman zaman böyle olaylar oluyor. Birkaç kişinin hatasını hastalara yüklemek yanlış bir uygulama olur.’’
Vakıf Gureba yöneticileri, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın anlaşmayı tek taraflı feshetmesinden sonra çabalarını yoğunlaştırdı. Bağkurluların hastane imkanlarından eskiden olduğu gibi ücretsiz yararlanabilmeleri için Bakan Okuyan'ı ikna etmeye çalışıyor. Başhekim Kutaniş, ‘‘Sayın Bakana hastaların mağduriyetini anlattık. Yanlışın düzeltilmesini istedik. Sanıyorum eylül sonunda hastanemiz yeniden Bağkurlu hastaları kabul etmeye başlayacak'’ diyor.
Hastalar mağdur oluyor
Cengiz Tosun: ‘‘Annem şeker hastası. Ayağının birini kestiler. Diğeri de çürümüye başladı. Haseki'de tedavi görüyordu. Röntgen çektirin dediler. Bağkurlu olduğumuz için buraya gönderdiler. Burada da Bağkur'u iptal etmişler. Çektireceğimiz filme dışarıda 130 milyon istiyorlar. Bu parayı nereden bulacağız? Hastamın durumu acil. Ne yapacağımızı bilmiyoruz.’’
Cemile Bingöl: ‘‘Gureba Hastanesi bizim gibi dargelirliler için büyük nimetti. Evrakımızla hastanede muayene olabiliyorduk. Şimdi paramızla olabiliyoruz. Hastaneyi bize çok mu gördüler?’
Peyker Günok: ‘‘18 yıl bilfiil Bağkur ödedim. Vakıf Gureba'da Bağkur'lulara verilen hizmeti çok gördüler. Ödediğim primler haram olsun. Hastalara bu zulmü reva görenlere hakkımı helal etmiyorum.’