Güncelleme Tarihi:
Bağış, toplantıya katılan gazetecilerin sorularını yanıtlamadan önce yaptığı konuşmada, Türkiye'nin Hakkari'deki saldırıdan ötürü büyük üzüntü duyduğunu ifade etti.
Terörizmin hiçbir limitinin, dininin, etniğinin olmadığının bir kez daha bu saldırıyla görüldüğünü ve terörizme karşı savaşın uluslararası düzeyde olması gerektiğini vurgulayan Bağış, bu nedenle bu büyük saldırı haberini aldıktan sonra ilk olarak Ankara'daki AB Komisyonu temsilcilerini aradığını, İngiltere, Fransa ve Almanya'nın da aralarında bulunduğu birçok ülkenin üzüntülerini belirttiklerini söyledi.
Terörizmle mücadelede gri çizgilere müsaade edilmemesi gerektiğini dile getiren Bağış, şunları kaydetti:
“Çünkü bir kez müsaade ettiğimizde, bilerek ya da bilmeyerek terörizme destek vermiş olursunuz. Avrupa ve Amerikalılar için El-Kaide ne anlama geliyorsa, PKK da benim ulusum için aynı şeyi ifade ediyor. PKK yalnızca Türkiye'nin düşmanı değildir, aynı zamanda Avrupa'nın da düşmanıdır. Çünkü PKK, benim halkımı mermilerle öldürüyor olabilir ama Avrupa gençliğini de uyuşturucu ile öldürüyor. Çünkü PKK, uyuşturucu ağı en geniş olan örgüt. O yüzden bunu birçok kez dile getirdim. Paris'in, Brüksel'in, Londra'nın güvenliği Şırnak'tan Hakkari'den başlar. Geçmişimizle ve geleceğimizle hep bir bütünüz. Terörle beraber savaşmalıyız.”
"HABERLERİNİZDE PKK'NIN TERÖR ÖRGÜTÜ OLDUĞUNU BELİRTİN"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Türkiye'deki medya yöneticileriyle bir araya geldiğini anımsatan Bağış, medyadan, her ülkenin de yaptığı gibi terör konusunda hassasiyet göstermesini istediklerini ve bunun doğal bir istek olduğunu dile getirdi.
Aynı şeyi yabancı basın kuruluşlarından da beklediklerini ifade eden Bağış, “Çünkü bazı Avrupa medyalarında PKK, özgürlükleri için savaşan bir grup olarak gösteriliyor. PKK, terörist örgütüdür. AB'nin ve Amerika'nın terörist organizasyonlar listesinde bulunuyor. Sizden de haberlerinizde PKK'dan söz ederken, 'terör örgütü' olduğunu belirtmenizi rica ediyoruz” dedi.
Türkiye'nin daha da demokratikleşme adına halkı etnik kökeni, dini, dili, politik görüşlerine göre ayırmaksızın yoluna devam edeceğini anlatan Bağış, ülkenin aynı zamanda şiddete başvuranlarla da mücadele edeceğini vurguladı.
Demokrasi, insan hakları, düşünce özgürlüğü, daha iyi iş imkanları için savaşan birçok insanın Türkiye'yi örnek olarak gördüklerini anlatan Bağış, Türkiye'nin 1959 yılından beri AB gibi farklı bir yol haritası olması nedeniyle bu ülkelerden farklı olduğunu söyledi.
Türkiye'nin en kuvvetli yumuşak gücünün demokrasi olduğunu belirten Bağış, “Batıdaki ülkeler için ekonomik büyüme ve dinamizm açısından, doğudaki ülkeler için de insan hakları ve demokrasi açısından örnek teşkil etmeye devam edeceğiz. O yüzden bazı dar görüşlü Avrupalı politikacılar, Türkiye'nin AB sürecine saldırmak istediklerinde aynı zamanda 'Arap Baharı'ndaki insanların hayallerine, motivasyonlarına, beklentilerine de saldırmış oluyorlar” dedi.