Güncelleme Tarihi:
Artık İstanbullu
Derginin editörlüğünü yapan, daha doğrusu dergiyi çıkaran Phillipa Little ya da yaygın adıyla LP Avustralyalı. Turist olarak geldiği Türkiye'de, kendisi gibi turistlere yönelik dergi çıkarmaya başladı ve artık İstanbul'da yaşıyor .
Fez Travel, çıkardıkları dergiden başka bir ilki daha gerçekleştiriyor: Hop-on Hop-off Turizm, yani İndi Bindi Turizmi! Fez Travel'ın ortakları Stuart Madden, Orhan Yıldızdeniz, Ekrem Usta ve derginin editörü Phillipa Little.
Samos'tan Kuşadası'na geçmek için bir tekneye binmemiz gerekiyor. Bilet almak için Boat Tour'lardan birine giriyoruz. Paramızın üstünü beklerken, yan masadaki kağıtlara gözüm takılıyor. Dönüşümlü kağıtların üzerinde ‘‘Fark Etmez’’ yazısı dikkatimi çekiyor ve ülke dışında Türkçe bir dergiyle karşılaşmanın heyecanı ile elime alıyorum. ‘‘ Fark Etmez Mag... Free... the independent opinion... for independent travellers’’. Yani bağımsız gezginler için bağımsız düşünce, bedava. Hem de Türkiye ile ilgili...
Dergideki yazıların hepsi mizahi bir anlatım içinde yazılmış ama bir turist için gereken her şeyi bulmak mümkün. Konsolosluk telefonları, restoran-bar adresleri, nasihatler, burçlar ve komşu ülkeler... Benim elimdeki sayıda örneğin, daha ilk sayfada, İstanbul'daki Adalar'a nasıl gidileceğinden tutun da faytona bindiğinizde, piknik yerine gitmek istediğinizi Türkçe nasıl söyleyebileceğinizi (Picnic yerine nasil gidebilirim) bile öğreniyorsunuz. Sayfaları çevirdikçe hem eğleniyor hem de ‘‘Ah iyi ki bunu yazmışlar, yoksa hepsi en çok da taksilerde kazıklanıyor!’’ diye aklımdan geçiriyorum. Dergiye yazan bir turist, ‘‘Eğer taksiye gündüz bindiyseniz taksimetrede ‘Gündüz' yazmasına ve 120.000 TL'den açılmasına dikkat edin’’ diyor ve ekliyor: ‘‘Eğer kadınsanız şoför yanına oturmayın, fazla ilgiye maruz kalabilirsiniz!’’
Şanslı yeriniz neresi
Madame Moustafa’s adında başka bir köşede ise aylık burcunuzu öğrenebiliyorsunuz hem de ‘‘lucky place’’inizle birlikte yani şanslı yeriniz.... Benimki mesela Göreme. Anında rotanızı değiştirip oraya gitmeye karar verebilirsiniz, tabii bağımsız bir gezginseniz! En çok ‘‘Aunt Aggie’’ köşesine gülüyorum. Tatilde başınıza gelenleri anlatıp, derdinize çare bulabileceğiniz bir köşe. Siz derdinizi anlatan bir mektup gönderiyorsunuz ve o köşede cevabıyla birlikte yayınlanıyor.
Peki ama bütün bunları kim yapıyor, bu dergiyi kim çıkarıyor? İmza var mı diye bakınıyorum. Tanıdık tek isim Sultanahmet. Bir de reklamlardan zaten bu derginin o civarlardan çıktığı anlaşılıyor. Telefon açıp görüşmek için randevu alıyorum ve Fez Travel'in ofisine gidiyorum.
Derginin editörü, aslında Avustralyalı olan ama uzun süre İngiltere'de yaşamış psikolog Phillipa Little. Herkes ona LP diyor. Türkiye'ye ilk kez geçen yıl turist olarak gelmiş. Çok sevmiş olmalı ki işini gücünü bırakıp buraya yerleşmiş ve bu dergiyi çıkarmaya başlamış. Fark Etmez Mag'in ‘‘backpacker’’lara yani sırt çantalı turistlere yönelik bir dergi olduğunu anlatıyor. Sırtına bir çanta alıp yola çıkan ve çoğunluğunu gençlerin oluşturduğu bir kitleye yani.
Türkiye’de ilk
LP de ilk kez backpacker turist olarak geliyor Türkiye'ye. Fez Travel ile yaptığı 12 günlük turun sonucunda bir sonraki yıl için sözleşiyorlar. Hem Karadeniz'i hem de Doğu'yu gezmek için. O sıralarda böyle bir dergi projesini düşünen Fez Travel yöneticileri, Stuart Madden, Orhan Yıldızdeniz ve Ekrem Usta işi ona teklif ediyorlar. O da belki hayatını değiştirmek, belki bu şehri yaşamak için kabul ediyor. ‘‘Ben bir sırt çantalıyım ve onları da en iyi ben anlarım. Türkiye Avrupa'dan çok farklı. Burası bir takım şeyleri değiştirip yeni bir şeye başlamak için çok uygun.’’
Dünyada TNT, Jungle, Southern Cross gibi örnekleri bulunan bu tarz magazin Türkiye'de ilk kez yapılıyor. Ekrem Usta fikrin ortaya çıkışını anlatıyor. ‘‘Fikir geçen yılın ortalarında, Türkiye'de böyle bir derginin olmayışı, özellikle İngilizce konuşan backpacker'ların ya da advanture traveller dediğimiz kişilerin faydalanabilecekleri bir derginin olmayışıyla çıktı. Biz de oturup 'TNT'ye benzer bir şey yapabilir miyiz'i tartıştık. Ve ilk adım olarak küçük çaplı bir şey düşündük.’’
Uzun yıllar turizmle ilgilendiklerinden hem Türkiye'yi tanıyorlar hem de yurtdışını. Bu onlar için bir avantaj. Çünkü bu sayede hedef kitleleri olan ‘‘sırtçantalı turistlerin’’ hangi noktalara uğrayacaklarını biliyorlar. Ve o noktalara dergilerini bırakıyorlar. İçki içmek istediğinizde, karnınız acıktığında, otobüse binmek için bilet almaya gittiğinizde ‘‘Fark Etmez Mag’’ ile karşılaşabiliyorsunuz.
Farketmez tam Türk
Fark Etmez adı nereden geliyor? İsim annesi LP. Şöyle açıklıyor: ‘‘Türk insanının en belirgin özelliği, ‘no problem' hali, yani farketmez! Ne yaparsan yap önemli değil. Turistlerin öğrendiği ilk iki kelime 'farketmez'. Çok Türk yani...’’ Dergi yaklaşık beş bin adet basılıyor ve Türkiye’de, İstanbul, Eceabat, Çanakkale, Kuşadası, Didim, Marmaris, Köyceğiz, Ölüdeniz, Kaş, Olimpos, Eğridir, Göreme'de, Yunanistan'da, Rodos, Samos, Santorini'de ve de İngiltere'de dağıtılıyor. Yazıların çoğu daha önce gelen turistlerin deneyimlerinden oluşuyor. LP onların gittikleri barlara, restoranlara gidip, sohbet ediyor, fikirlerini alıyor, yeni gelecek olanlar için tavsiyelerini soruyor.
Fez Travel, Fark Etmez Mag dışında başka bir ilki daha gerçekleştirmiş. Ancak yabancı turiste yönelik olduğu için hemen hemen hiç kimsenin bundan haberi yok. Yine sırtçantalı genç turiste yönelik olan bu organizasyonun adı ‘‘Hop-on Hop-off’’. Türkçe'ye ‘‘indir bindir turizmi’’ diye de çevirebiliriz. Bir çeşit interrail sistemi aslında. Gezmek istediğiniz bölgeyi seçiyorsunuz ve iki aylık otobüs bileti alıyorsunuz. Altı tane otobüsleri var ve o hat üzerinde sürekli dolaşıyorlar. Siz gittiğiniz yerde istediğiniz kadar kalıp bir sonraki otobüsle başka bir yere geçebiliyorsunuz. Bu sistem yurtdışında oldukça yaygın.