Faruk ZABCI / BAĞDAT
Oluşturulma Tarihi: Mart 29, 2003 03:33
Başkent Bağdat'ta dükkanlar yavaş yavaş açılmaya başladı. Yoksul semtlerde pazarlar kuruluyor, izdiham yok. Lokantalar, manavlar, bakkallar dışında çantacılar, ayakkabıcılar da açık. Ancak, Sheraton, El Reşid, Filistin gibi büyük otellerde özellikle perşembe akşamları izlediğim düğünler, bombardımanla birlikte durdu.
Irak'ta evlenme çok önemli bir olay. 1991 Körfez Savaşı, evlilikleri etkilemiş. 1991'den önce devlet, parası olduğundan evlenenlere 3500 dolar evlilik yardımı yaparmış. Eskiden Saddam'ın oğlu Uday Hüseyin başkanlığında bir evlilik komitesi varmış. 30-40 düğün bir arada yapılırmış. Ekonomik kriz Irak hükümetinin belini kırdığından bu yardımlar şimdi kalkmış.
Irak'ta başlık parası yuvasını kursun diye geline veriliyor. Bu para da 1700 dolar civarında. 20 dolar düğün salonuna ayrılıyor. Büyük otellerde yapılan düğünlere minibüs ve otomobillerle büyük kalabalık akın ediyor.
Evlenme çağındaki konuştuğum Sermet adındaki bir Iraklı genç, ‘‘Paramız olmadığı için evlenemiyoruz. Yoksa bir erkek 4 eş alabilir. Bizim tek eş almamız bile güç. Para biriktirip başlık parasını toplamamız zor. Bu yüzden 30-40 yaşına gelip de eli kadın eline değmemiş erkekler çoğunlukta. Zifaf gecesi ne yapacağımızı bilmiyoruz' diye dert yandı.
IRAK HALKI SOĞUKKANLI
Bağdat'a düşen füze ve bombalara rağmen Irak halkı hala soğukkanlı ve korkusunu gizlemesini biliyor. Fotoğraf çekmek istediğimizde zafer işareti yapıyorlar. En az 15 kişinin öldüğü Şaab semtindeki halkın soğukkanlılığı beni çok şaşırttı. Annesi Hayriye Abbas'ın bombalamada nasıl öldüğünü anlatan oğlu Riyad Ahmed Hüseyin de diğerleri gibi dövünmüyor, işi Allah'a emanet ediyordu.
Bağdat'ın tanınmış her yeri yara almış. Şehri otobüsle turlarken, hiç kullanılmayan Başkanlık Sarayı'nın tam ortasından isabet aldığını farkettim. Bana en çok koyan da Bağdat'ın turistik sembolü sayılan Uluslararası Saddam Kulesi'nin yan binalarının bombalanmasıydı.
SANKİ DEPREM OLUYORDU
Şehir gezimizde Enformasyon Bakanlığı yakınlarındaki birçok sokağın trafiğe kapalı olduğunu saptadık. Bağdat'ın her yöresinde bir bomba izi vardı. Iraklılar, asıl hedefleri çok önceden boşaltmışlardı. Belki de siviller bombalardan daha çok kayıp veriyorlardı.
Önceki geceyi Bağdat'ın şehir merkezinde geçirdim. Filistin Oteli'ne bakan 6 katlı bir turistik tesisin 5. katında bir daire tuttum. Sözüm ona 10 gündür bomba altında kalmanın yorgunluğunu atacaktım. Ne dinlenmesi, traş olup, banyomu aldıktan sonra yatağa kendimi atar atmaz füze atışları başladı. Füze atışları tüm gece durmadı. 5. katta olduğum için yüksek bina her bomba atışıyla sallanıyordu. Sabaha karşı atılan büyük bir bombanın etkisiyle zelzele oluyor sandım. Sabah saat 8'deki bombalarla uyandım ve Filistin Oteli'ne indim. Bağdat'ı terkeden gazeteciler, arkadaşlarıyla vedalaşıyordu.