Oluşturulma Tarihi: Şubat 24, 2002 00:00
Havalimanına geldiniz. Bavulunuzla, check-in kontuarında gittiğiniz yerde veya aktarmanız sonrasında buluşmak üzere vedalaşıyorsunuz. Kontuar görevlisi bagajınıza kolay kopmayacak cinsten etiketleri yapıştırıyor. Üzerinde barkod da bulunan bu etiket bavulunuzun yolculuk bileti aslında. Yine aynı görevli biletini almış olan bavulunuzu yürüyen bantların üzerine koyuyor. Ve bagajınızın uçağa gitmek üzere gizemli yolculuğu başlıyor. Pek çok yolcunun korkularının başında bagajının kaybolması, hasarlanması veya içinden bir şey çalınması gelir. Bu nedenle yapılan araştırmalar bir çok yolcunun bagajını check-in sırasında görevlilere teslim etmek istemediğini ortaya koyuyor. Ancak bu korkular yersiz. Modern bagaj sistemlerinde bavulların kaybolması, hasarlanması veya çalınma olayları neredeyse yok denecek kadar az. Ama yine de bir çok ülkede kilitsiz bagajlar açılıyor ve içlerinden birşeyler çalınıyor. Hele 11 Eylül sonrası el çantanızda taşıyabileceğiniz bir çok şey yasaklanınca bavulların içine konan malların miktarı ve değeri de arttı.Havalimanında bagajın hikayesi kapıdan girişle başlıyor. Türkiye'de tüm havalimanlarında yolcular aranıyor, bagajlar röntgen cihazlarından geçiriliyor. Herhangi bir şüpheli durumla karşılaşıldığında polis bagajı yolcuya açtırarak inceliyor. Yurtdışında ise pek çok ülkede kapıda güvenlik bulunmuyor. Ancak 11 Eylül olaylarından sonra başta Amerika'daki terminal binaları olmak üzere bir çok noktada kapılara güvenlik ve röntgen cihazları konulmaya başlandı.BAVUL-YOLCU EŞLEŞTİRMESİİkinci aşamada yolcu check-in işlemi için kontuara geliyor. Yolcunun bilet işlemlerinden sonra bagaj işlemlerine geçiliyor. Bagajın bileti yani kime ait olduğu, nereye gittiği gibi bilgiler barkoda işlenerek bavula özel bir çıkartma ile yapıştırılıyor. Bu çıkartmanın bir parçası da yolcunun biletine yapıştırılıyor. Check-in görevlisi bagajı yürüyen banta yerleştiriyor. Bavullar yürüyen bantlarla terminalin altında bulunan Bagaj Handling Sistemi'ne (BHS) doğru gitmeye başlıyor. Aynı anda bu bantlardan onlarca hatta bazı havalimanlarında yüzlerce uçağın yolcularının bagajları akıyor.Bantlar yardımı ile BHS'ye gelen bavullar hasarlanmayı en aza indirmek için tahtadan imal edilmiş yaklaşık birer metre boyunda özel tepsilerin (track) üzerine koyuluyor. Ve bagajlar sorter adı verilen otomatik bagaj ayırma sistemi üzerinde dönmeye başlıyor. BHS'de 9 noktadaki 30 optik okuyucu yerleştirilmiş. Bu okuyucular bagajların bilgilerini alarak bavulları yönlendiriyor. Aynı uçağın bavulları belli bir yerde toplanıyor. Örneğin THY'nin New York uçağına yüklenecek bagaj şuta geldiğinde tepsi yan dönüyor. Bagaj yumuşak plastik imal edilmiş, zarar vermeyen kaydıraktan kayıyor. Ancak bu işlem yolcu körüğüne geldiğinde boarding kartını görevliye teslim etmesi veya makinaya takması ile yani uçağa tam binmesiyle gerçekleşiyor. Uçağa binmeyen yolcunun bavulu kesinlikle yüklenmiyor.ÖZEL GÜVENLİKBavulunuz ayrıldıktan sonra handling yani yer hizmeti veren görevliler bagajınızı alarak römorklara veya konteynere yerleştiriyor. Bundan sonraki aşamada görevliler bagajları uçağa götürüyor. Ve bagajlar uçakların altındaki kargo bölümüne yerleştiriliyor. Ancak bazı ülkeler, yurtdışından gelen uçaklardan özel güvenlik isteyebiliyor. Bavullar otomatik bagaj ayırma sisteminde dönerken röntgen cihazından geçirilebiliyor.Bir başka kontrol ise uçağın altına gelen bagajlar güvenlik hizmeti veren şirketin mobil röntgen cihazının içinden geçirilmesi. Tüm güvenlik işlemleri tekrarlandıktan sonra, bavul uçağa yükleniyor.Gelen bavullara bu işlemin tersi yapılıyor. Uçağın durması ile handling şirketi hemen bagajları boşaltmaya başlıyor. Bavullar römorklarla geliş katına yani şut altına getiriliyor. Burada daha önceden belirlenen bagaj karuseline yerleştiriliyor. Bantlar yardımıyla akmaya başlayan bagajlar geliş katındaki karuseline ulaşıyor. Yolcu her uçak için ayrı ayrı dönen bantlar üzerinden bavulunu alıyor. Tolga ÖZBEK108 KAMERA HER YERİ TARIYORBHS'deki güvenlik kontrolü 108 kamera ile sağlanıyor. İngliz Alstec şirketi tarafından imal edilen sistemin değeri yaklaşık 10 milyon dolar.Alstec Londra Heathrow Terminal 1, 2, 3, Gatwick Kuzey, Stansted gibi büyük havalimanlarında kullanılıyor.Bagajlar 5 adet check-in adasından toplam 160 check-in masasından geliyor.Sistemin kapasitesi saatte 10 bin bagaj.Aynı zaman diliminde otomatik ayrımı gerçekleştirilen bagajların 88 uçuş noktasına gidecek şekilde şut planlaması yapılabiliyor.Olası bir arıza durumunda hemen manuel sisteme geçiliyor, sistem aksamadan işliyor.Aynı zaman dilimi içinde 24 adet geliş uçağına hizmet verilebiliyor. Geliş katında yolcular bavullarını 8 adet bagaj karuselinden alabiliyor.Terminal Bagaj Handling sistemi 750 adet elektrik motoru yardımı ile dönüyor.2001'de toplam 8 milyon 413 bin 757 bagaj yüklendi.Hasarlanma oranı diğer havalimanlarına oranla üç kat daha az. Geçen yıl sadece 120 adet bagaj hasarlandı. Yani 100 bin bagajdan sadece bir tanesi hasarlanıyor. Bu oran yurtdışında 100 bin bagajda 3.BHS'de 17 kişi 24 saat çalışıyor. Ayrıca 18 kişilik teknik ekip BHS'nin bakımından sorumlu.İLK GÜN SENDROMUBagaj sistemi havalimanının en iyi işlemesi gereken sistemlerinin başında geliyor. Yaşanacak sorun uçakların zamanında kalkamamasından yolcu memnuniyetsizliğine kadar bir dizi sorunu da yanında getiriyor. Hong Kong, Sidney ve en son olarak yeni Atina Havalimanı'nda ilk gün yaşanan sorunlar ciddi aksamalara neden oldu. Bu konuda
Atatürk Havalimanı sınavını başarıyla verdi. Tepe Akfen Vie (TAV) tarafından işletilen Dış Hatlar Terminali, 10 Ocak 2000 tarihinde açıldığında sadece 15 dakika aksama yaşandı. Bu olayın bazı havayolu şirketlerinin gerekli hazırlığı yapmayarak bagajları manuel olarak sisteme girmesinden kaynaklandığını belirten Bagaj Kontrol Şefi Makina Mühendisi Emin Çolpan, sorunu hemen çözmek için sistemi sadece 15 dakika durdurduklarını söylüyor. Ancak BHS çalışanları Emin Çolpan'ın aksaklıkların çok normal olacağı ilk günde bile, 15 dakika gecikme yaşandığında sinirinden ağladığını ifade ediyorlar. Bu işin ekip ruhu gerektirdiğini söyleyen Çolpan 'Biz terminal açılmadan önce 60 gün eğitim yaptık. Sistem kitlenmesi gibi durumlarda neler yapılacağını defalarca denedik. Bu nedenle bir sorun yaşamadık. Aradan geçen iki yıllık sürede sistem herhangi bir aksaklık olmadan çalıştı.’ Personelin eğitim için ara sıra sanal arızalar oluşturuluyor. Çalışanların tepkisi ölçülüyor.Araplar'a 1 milyon dolara F-16 eğitimiTürk Hava Kuvvetleri, tarihinde bir ilke imza atarak Arap pilotlara ücret karşılığında harbe hazırlık eğitimi vermeye başladı. Her bir pilot için yaklaşık bir milyon doların alınacağı programda, Hava Kuvvetleri sadece Birleşik Arap Emirliklerinden (BAE) gelecek 30 pilot için 30 milyon doları kasasına koyacak.Böylelikle daha önce İsrail ile yakın ilişkiler içinde olan ancak bu yüzden eleştirilere neden olan Hava Kuvvetleri, Araplara verdiği savaş eğitimi ile taraflar arasında denge politikası da oluşturmuş olacak.Ankara 4'üncü Ana Jet Akıncı Üssü 141 ve 143 Filo'larda gerçekleşen eğitim programına orta vadede Umman ve Bangladeşli F-16'lı pilotları da dahil edilecek. 4'üncü Ana Jet Üs Komutan Vekili Albay İsmail Taş yaptığı açıklamada, Hava Kuvvetleri'nin tarihinde ilk defa yabancı bir ülkenin hava kuvvetleri personeline belli bir ücret karşılığında eğitim verildiğine dikkati çekerek, BAE'li pilotların Türk pilotların gördüğü eğitimin aynısını aldıklarını söyledi.TEKNİSYEN DE EĞİTİLECEKBAE'li pilotlar Ankara Akıncı'daki harbe hazırlık eğitiminin yanısıra, İzmir'de kaçma-kurtulma ve Eskişehir’de fizyolojik eğitiminden de geçiyor. Arap pilotlar, 31 Ağustos'ta eğitimlerini tamamlayacak. BAE'li pilotlar bu kurs programını tamamladıktan sonra bir süre Türk pilotlarla tecrübe uçuşu yapacaklar. BAE'li pilot Üsteğmen Fahad Mufleh Shehi, Türkiye'de aldığı eğitim ile ilgili olarak, çok iyi eğitim gördüklerini ifade etti. Shehi, 'Başka ülkelerde de pilotlarımız eğitim görüyor, ama buradan sonra başka ülkeye gerek kalmayacak' dedi. Pilotların yanısıra, Türk Hava Kuvvetleri, F-16 C/D uçaklarında bakım-ikmal alanlarında görev yapacak en az 200 BAE'li teknisyene de eğitim verecek.METEHAN DEMİRTHY İran'a üç uçak satacakTürk Hava Yolları (THY) İranlı özel havayolu şirketi Mahan Air'a üç uçak satıyor. THY ve Mahan Air yetkililerinin yaptığı ön anlaşmaya göre İranlı şirket üç adet Airbus A310-300 tipi uçak için 300 bin dolar depozit yatırdı. Mahan Air bu anlaşmadan eğer vazgeçerse 300 bin dolarlık depozitosu yanacak. İranlı şirketin bu ay sonuna kadar finans sorununu çözmesi gerekiyor. THY filosunda A310-300 uçaklarından 7 adet var.Büyük bir yatırım atağına geçen Mahan Havayolları, toplam 6 uçak almayı planlıyor. Airbus'la görüşen şirket filosuna üç adet THY'nin de uzun menzilli uçuşlarda kullandığı A340-300 tipi uçağın yanı sıra üç adet orta menzilli uçuşlar için ikinci el A310-300 alacak. Toplam 536 milyon dolarlık yatırımla filosunu yenileyecek şirket başta Dubai olmak üzere çevre ülkelere yaptığı uçuşlarını arttırmayı hedefliyor.THY geçen yıl yaptığı anlaşma ile artık ekonomik kullanım ömürlerini doldurmaya başlayan A310-200 tipi uçaklardan 6 tanesini İran Havayolları'na satmıştı. Yedek parçaları ile birlikte toplam 90 milyon dolara yapılan satışta son uçak Eylül ayında teslim edilmişti. Uçakların performansından çok memnun kalan İran Air, A310-200'lerin yıllık 'C' bakımları için de THY'yi seçti. İlk bakıma girecek uçak THY Teknik Bakım Üssü'ne geldi. A340-500 uçtuAvrupalı uçak imalatçısı Airbus Endüstri, dört motorlu, dünyanın en uzun menzilli yolcu uçağı A340-500'ün ilk uçuşunu başarıyla tamamladı. Uçuşa Airbus Baş Test Pilotu Jacques Rosay, Test Pilotu Richard Monnoyer, Test Mühendisleri Didier Ronceray, Sylvie Loisel-Labaste ve Bruno Bigand katıldı. Ekipte görev yapan Sylvie Loisel-Labaste Airbus uçaklarında test uçuşuna katılan ilk kadın mühendis ünvanını kazandı. Toplam 5 saat 52 dakika süren uçuşta 280 ton kalkış ağırlığı ile havalanan A340-500'ün performansının analizi için 30.5 ton ağırlığında uçuş test ekipmanı yüklendi.Yeni uçağın ve Trent 500 motorlarının beklenen performansı verdiğini belirten Jacques Rosay, 'A340-500, geçtiğimiz Nisan'da ilk uçuşunu gerçekleştiren büyük kardeşi A340-600'den 6.5 metre daha kısa. Uçağı toplam 340 saat test edeceğiz. Havacılık otoritelerinin onayından sonra uçak hizmete 2002 sonunda girecek.' dedi.Airbus’ın, havayollarının ultra-uzun menzili uçak ihtiyacı için 1997'de tasarlamaya başladığı A340-500, 15 bin 800 kilometre menzile sahip. Toplam üç sınıfta 313 yolcu taşıyabilen A340-500, duraksız Los Angeles-Singapur arasında uçabiliyor. Avrupalı imalatçının iki katlı A380 hizmete girinceye kadar en büyük yolcu uçağı ailesi olan A340'ların dört ayrı modeli bulunuyor.
button