Bafa'da çiftlik katliamı

Güncelleme Tarihi:

Bafada çiftlik katliamı
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 01, 2008 12:21

DOĞAL bitki örtüsü ve yaban hayatı zenginliğiyle bilinen Söke ve Milas sınırlarındaki Bafa Gölü'nde balık çiftliklerinin atıklarıyla can çekişirken, canlı nesli tükenmeye başladı.

Serçin Köyü Muhtarı Aşkın Karadayı'nın yaptığı tüm başvurular, açılan dava ve birinci derece SİT alanı olarak ilan edilen bölgeyi koruyan koruma kurulunun kararlarına rağmen Bafa, kirlilik kıskacından kurtarılamadı.

Bafa Gölü koruma alanının hemen dışına inşa edilen Kılıç Balık Üretim Tesisi ile Serçin Balık Üretim Tesisleri'nin büyük oranda tuzluluk içeren atık sularını Bafa Gölü'ne verdiklerini iddia eden Serçin Köyü Muhtarı Aşkın Karadayı'nın şikayetleri üzerine geçen yıl Enerji Ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü bölgeye uzmanlarını gönderdi. Uzmanlar, gölün hızla kirlendiğini belirtip, aşırı tuz içeren suların kesinlikle göle verilmemesi gerektiğini söyledi.

Bakanlık adına DSİ Bölge Müdürü H. İbrahim İndap imzalı yazıda birkaç yıl önce sudaki tuz oranının 6021 micromhos/cm iken bu rakamın 25.300'e çıktığına dikkat çekilerek, “Bu durum, göldeki ekolojik dengenin bozulmasına, tatlı su eko sistemi ve özellikle gölde üreyen tatlı su balıklarının yok olmasına neden olmuştur” denildi.

Sadece bir balık çiftliğinin, balık ölümlerine yol açan kirliliğin iki katından daha fazla tuz taşıyan suyunu göle verdiği belirtilen yazıda, “Göl kıyısında faaliyet gösteren Kılıç Balık Üretim Tesisi atık suları yaklaşık 49 bin micromhos/cm tuzluluk içermekte, Dalyan Kanalı vasıtasıyla Bafa Gölü'ne deşarj edilmektedir. Aynı şekilde yöredeki Serçin Balık Üretim tesisi atık sularını göle boşaltmak için deşarj hattı oluşturmuştur. Her iki tesisin tuz oranı çok yüksek olan atık sularını, Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği'nin göllerle ilgili kirletme yasakları bölümünde belirtilen standartlarda arıtılmadan kesinlikle göle deşarjına izin verilmemeli” denildi.

Öte yandan Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun, birinci derece doğal SİT alanı olan bölgede hiçbir işlem yapılamayacağına ilişkin kararına rağmen, SİT alanını izinsiz kazıp atık suları için boru döşeyen Serçin Balık Üretim Tesisi aleyhine açılan kamu davası sürerken, aradan geçen sürede hiçbir çalışma yapılmadığı da belirtildi. Tesisler faaliyetini sürdürürken, DSİ'nin bu raporuna rağmen atıklarını Bafa'ya arıtmadan bırakmaya devam etti, bölgede sık sık toplu ölümler görüldü.

Muhtar Karadayı, yıllardır sürdürdükleri hukuk mücadelesinin hiçbir sonuç vermediğini söyledi. Karadayı “Yasalar uygulanmıyor. Artık yoruldum. Birinci derece SİT alanını kazarak, boru döşeyerek göle atık su veriyorlar diye ilgili tüm kurumlara başvurdum. 2873 Sayılı Milli Parklar Yasası'na muhalefet edildiğini belgeledim. Klasörler dolusu yazışma yaptım. İlgili kurullar bir balık çiftliğinin saniyede 12 metreküp kirli suyu milli park olarak ilan edilen gölümüze boşalttığını tespit etti. Ancak değişen hiçbir şey yok” dedi.

‘SUÇLU DSİ’

Kılıç Balık Üretim Tesisi İşletme Müdürü Cengiz Önder ise DSİ'nin konuyu saptırdığını, kendi hatalarının üstünü örtmeye çalıştığını öne sürdü. Önder, “1985'te göl etrafında taşkınları önlemek için yapılan yükseltilerle birlikte kuraklık başladı. Biz 1991-1998'de kurulduk. Ondan önce de tuzluluk ve balık ölümleri vardı. Seddelerin kurulmasıyla birlikte yılan balıkları, yumurtalarını bırakmak için Meksika'daki Saragoza körfezine gidip gelmeleri gerekirken, göldeki kefaller, aynı şekilde denize gidip yumurtalarını bırakıp yavru balıkların dönmesi gerekirken, DSİ'nin yaptığı barikatlar nedeniyle bunların hiçbiri gerçekleşmedi. Denize su gitmiyor, oradan da gelmiyor. Asıl sorun bu. Bafa Gölü 65 bin metrekare. Küçük bir hesapla 650 milyon metreküp su var. Biz tüm suyumuzu versek bile göl suyunun tuzluluğunu yüzde 2 yükseltemeyiz. Tabii ki tuzlulukta balık çiftliklerinin de etkisi vardır. Buradaki sorun, tatlı suyun önünün kesilmesi. Göl su almıyor. DSİ'nin kurduğu bu sistemle balık çiftlikleri kapansa da tuzluluk bitmez. Tuzluluk, kirlilik parametresi değildir” dedi.

BAFA

Bafa Gölü, Ege Denizi'nin Latmos Körfezi iken, Büyük Menderes Nehri'nin taşıdığı alüvyonlarla denize bağlantısı kesilince bir göl haline dönüştü. Bitki örtüsü ve yaban hayatı zenginliğine sahip tabiat parçası olan, altı bin 708 hektar yüzey alanına sahip, 25 metre derinliğindeki gölün ana su kaynağını, Büyük Menderes Nehri ve etrafındaki dağlardan gelen yeraltı ve yerüstü suları oluşturuyor. Büyük Menderes Deltası'nın sahip olduğu ekosistem özelliklerini bünyesinde barındıran, nesli tehlike altındaki birçok kuş türüne üreme ve kışlama ortamı sağlayan göldeki adacıklar, dünyada nesli tükenme tehlikesi altında bulunan kaşıkçı kuşlarına evsahipliği yapıyor. Ak kuyruklu kartal ise gölün bitişiğindeki Beşparmak Dağları'nda ürüyor. Kış aylarında göle barınmak amacıyla küçük batağan, bahri, karabatak, küçük karabatak, tepeli pelikan, boz ördek, elmabaş, patka, bataklıkkırlangıcı, mahmuzlu kızkuşu, sakarmeke ve flamingo gibi kuşlar geliyor. Bu nedenle de önemli kuş barınma alanı olan Bafa Gölü, zengin doğal ve kültürel değerleri nedeniyle 8 Ağustos 1994'te 12.281 hektarlık alanı kapsayacak şekilde Tabiat Parkı ilan edilmişti.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!