Nilgün KARATAŞ
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 29, 2007 00:00
TÜSİAD Başkan Yardımcısı olarak son dalgalanmayı değerlendiren Ferit Şahenk, sermayeyi leyleğe benzetip, "Sıcak olan para değil, baca.
Önemli olan leyleğin yattığı bacayı fazla ısıtmamak. 4 yılda gerçekleşen reformalara yeni dönemde devam edilirse, bu dönem fırsata dönüşür. Bunu yaparsak yatırım yapılacak ilk ülke Türkiye olur. Böylece bir taşla iki kuş vururuz" dedi.
TÜRK Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkan Yardımcısı ve Doğuş Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk, Türkiye’nin yapısal reformları yapmaya devam ederek, uluslararası piyasalarda yaşanan son dalgayı bir fırsata çevirebileceğini savundu. Sermaye için "leylek" benzetmesi yapan Şahenk, "Önemli olan leyleğin yattığı bacayı ısıtmamak, leyleği kaçırmamak" derken, fırsatı değerlendiren Türkiye’nin bir taşla iki kuş vurabileceğini dile getirdi.
HER ZAMANKİNDEN RAHATIZ: Ekonomi Müdürümüz Vahap Munyar ile birlikte görüştüğümüz Ferit Şahenk, TÜSİAD Başkan Yardımcısı olarak uluslararası piyasalardaki son gelişmeleri değerlendirdi. Garanti Bankası Genel Müdürü Ergun Özen ve Garanti Bankası Ekonomik Araştırmalar Müdürü Ali İhsan Gelberi ile birlikte sorularımızı yanıtlayan Şahenk, yaşananları "bir yeniden fiyatlandırma dönemi" olarak tanımladı. "Türkiye hiç bir dönemde bu kadar rahat olmadı" diyen Şahenk, bunda son 4 yılda yapılan reformların, değişen anlayış yapısının, risk yönetiminin, finansal piyasalardaki denetimin, bağımsız kurulların yerleşmesi gibi faktörlerin etkili olduğunu vurguladı. Şahenk, "Türkiye hakikaten 4-5 yılda iyi bir yere gelmiş, bunlar olmasaydı başka türlü olurdu" diye konuştu.
SICAK OLAN PARA DEĞİL, BACA: "Sermaye bir leyleğe benziyor, önemli olan yattığı bacanın fazla sıcak olmaması" diyen Şahenk, ABD’nin eski merkez bankası başkanı Alan Greespnan’ın "sıcak olan para değil, sıcak olan paranın bulunduğu ülke" lafına atıfta bulunarak, sözlerine şöyle devam etti: "Baca ısınırsa leylek uçup giriyor. Önemli olan kalıcılığını sağlamak. Bazı işleri doru yaptığınız zaman gelen paranın içindeki kalıcı oranı artırırsınız, o zamanda gelişmelerden daha az etkilenirsiniz. Onun için çok başarılı geçen bu 4-5 yılın devam etmesi lazım. Fırsat nerdeyse yatırımcı oraya geliyor. Yapısal reformlar devam ettirildiği sürece Türkiye’ye yatırım gelecektir."
AVANTAJA ÇEVİREBİLİRİZ: Türkiye’nin bu dalganın önümüzdeki günlerdeki yansımalarından da daha az etkileneceğini düşünen Şahenk, "Türkiye’nin reformlara bu dönemde devam edeceğine ve bu ortamı kendisine bir fırsat olarak kullanacağına inanıyorum" diye konuştu. Şahenk, sözlerine şöyle devam etti: "Bu krizi bir avantaja çevirebilir, bir taşla 2 kuş vurabiliriz. 2007’den önce belirli nedenlerden dolayı yapamadığımız özellikle sosyal güvenlik, vergi, istihdamın üzerindeki maliyetler ve finansal piyasalardaki aracılık maliyetler gibi reformlar yapılırsa bunu gerçekleştiririz. Yapılması kolay değil ama şu 4 senede bunları yapan hükümetin bunları yapacağına inanıyorum. Yeni hükümetin kurulmasıyla bir devamlılık sağlanacak. Bu da Türkiye’nin hem az bir yarayla bu işten sıyrılmasına da hem de yeni reformların yapılmasıyla birlikte yeni dönemde daha iyi bir çıkış sağlamasına olanak verecek. Reformların yapılmasıyla birlikte Türkiye dünyada ilk yatırım yapılacak olan ülkelerden biri olacaktır."
Yapacak işimizin olması potansiyelimizi gösterirTÜRKİYE’nin bu dönemi fırsata çevirmesinde "henüz yapacak işlerinin bulunmasının" önemli bir avantaj olacağını savunan Ferit Şahenk, bunu şöyle değerlendirdi: "Bir çok ülkenin yapacak şeyi yok, Türkiye’nin ise var. Yapılacak her şeyi yapmışsınızdır, büyümeniz belli bir noktaya gelmiştir ama Türkiye öyle değil, daha yapacak çok şeyi var. Bu da Türkiye’nin yükselme eğilimini, reformlarını yaptığı zaman büyüme açısından daha iyi oranlar yakalayacağını gösteriyor. Özellikle sosyal güvenlikle ilgili reformları yaptığımız zaman dakika bir, gol bir. Avrupa’daki ülkelerin yapmadığı, yapamadığı bir işi Türkiye’nin yapması çok önemli. Bugüne kadar yapılan reformlarla birlikte ve Türkiye’nin hangi sektörlerde neler yapabileceği meydana çıkmaya başladı. Bunu yatırımcılar görüyor ama devletin de TOBB, TÜSİAD, MÜSİAD gibi sivil toplum örgütleriyle oturup, ’Türkiye gelecekte hangi sektörlerde, neler yapabilir’i belirlemesinde fayda var. Bugüne kadar büyük özelleştirmeler, büyük satışlar yapıldı ama Türkiye’de halen turizm, ulaşım, enerji, limanlar gibi pek çok alanda büyük fırsatlar var. Dünya için Türkiye’nin önemi hem ekonomik hem de stratejik olarak artıyor. Aklın yolu bir."
ABD ve Avrupa dalganın uzun sürmesine izin vermezULUSLARARASI para piyasalarında yaşanan dalganın uzaması halinde dünya ekonomilerinin ve kaçınılmaz olarak Türkiye’nin de etkileneceğini söylemekle birlikte "Uzayacağını hiç sanmıyorum" diyen Ferit Şahenk, şu değerlendirmeyi yaptı: "ABD’nin önünde bir
seçim var, böyle bir durumda seçime girmek istemez. Avrupa tam büyümeye geçmişken, kendini düzeltmişken, özellikle Alman şirketleri bilançolarını düzeltmişken, tam fırsat değerlendirme ortamındayken, bunun devamına izin vermeyecektir. Merkez bankalarının ellerinde yeteri kadar enstrüman ve güven gücü var. Ekonomi artık beklentilere göre devam ediyor. Bu arada birileri ’bu fırsat kaçırılmaz’ diyerek yeniden yatırıma başlayacaktır. Bu tip olaylarda ekonomi maksimim 3 çeyrek de hız alıyor. Zaten eylül bilançolarında durum görülecek. 2008’in ortasından itibaren de dünyada varlıklar yeniden fiyatlanmış, risk alma davranışı yeniden yerine oturmuş olacak ve yatırımlar yeniden artacaktır. Ayrıca Japonya, Çin ve Hindistan var. Belki de onlardaki gelişmelerde dünyadaki büyümle oranı o kadar da düşmeyecek."
Faiz bu dönemde kalkan olduEKONOMİ ve maliye politikalarının yanı sıra Merkez Bankası’nın izlediği politikaların da bu dönemin atlatılmasında önemli bir faktör olduğunu söyleyen Ferit Şahenk, "Son bir iki yıldır tartıştığımız reel faiz de, şu son bir aylık dönemde kalkan görevi gördü" dedi. Şahenk, Merkez Bankası’nın daha önceki açıklamaları doğrultusunda beklenen faiz indirimi için ise "Küresel ekonominin bir parçası olarak her şeyden etkilendiğimiz bir dönemde bu biraz daha ertelenmiş olabilir. Bunu da normal karşılamak lazım" diye konuştu.
Yabancının bizden kuşkusu yokFERİT Şahenk, "Böyle bir dönemde dahi ’sizin orada neler oluyor’ diye bir telefon gelmedi" derken, "Bizim ortağımıza bakıyoruz herhangi bir endişesi yok, diğer arkadaşlarla konuşuyoruz onların da Türkiye’nin büyümesi ve yapacağı reformlara ilişkin bir kuşkuları yok" diye konuştu.Yabancıların ağırlıklı olarak hizmet sektörüne yatırım yaptıkları yönündeki eleştirileri de değerlendiren Şahenk, "Yatırım için bu ülkeye gelenler sadece Türkiye’nin büyüme potansiyeline değil, Türkiye’deki insan kaynağına ve teknolojiye inanan şirketler. Eğer SSK ile ilgili, vergi reformlarıyla ilgili, istihdam üzerindeki maliyetlerle ilgili dönüşümleri yaparsak, o zaman maliyet yapısı artık Avrupa’ya yaklaşmış olan Doğu Avrupa’daki yatırımlar, sanayi de dahil olmak üzere yavaş yavaş Türkiye’ye gelir."