Güncelleme Tarihi:
M.Ö 18’inci yüzyıl'da kurulan, zaman içerisinde tahrip olan antik kentin büyük bir bölümü halen toprak altında bulunuyor.
Kentin kalıntılarını yeniden gün ışığına çıkarmak için çalışmalar sürerken; Irak Hükümeti, kentten kaçırılan önemli eserleri geri getirmek için girişimlerini sürdürüyor.
BABİL'DEN GERİYE KALANLAR
Bağdat'ın 85 kilometre güneyinde Fırat Nehri'nin kenarında ilk medeniyetin yeşerdiği, Hammurabi tarafından ilk yazılı kanunların uygulandığı antik kentte hala yıllara meydan okuyan eserler bulunuyor. Duvar kabartmaları, Aslan heykeli ve kral yolu bunlardan birkaçı.
Babil Kralı 2. Nebukadnezar'ın eşi için yaptırdığı dünyanın 7 harikasından biri olan Babil'in Asma Bahçeleri ise zamana yenik düşmüş. Antik şehrin bir zamanlar geçit törenlerinin düzenlendiği sokağın yanlarında yer alan 120 kabartma da zaman içinde aşınmış. Kerpiç tuğlalar suyu emdikçe yumuşamış. Ünlü İştar Kapısı'nın yerinde ise bir kopyası bulunuyor.
KAÇIRILAN ESERLER GERİ GETİRİLECEK
Antik kentten birçok eser yurtdışına kaçırıldı. Bunlardan en önemlileri dünyada ilk yazılı kanunlar olan Hammurabi Yazıtları. Kentten alınan Hammurabi Kanunları'nın yazılı olduğu taş sütunlar şimdi Paris'teki Louvre Müzesi'nde sergileniyor. Kentin en önemli giriş kapısı olan ünlü İştar Kapısı ise Berlin Müzesi'nde. Babil Müze Müdürü Müdürü Mina Kasaam ise hayli dertli. Müze Müdürü, "Almanlar 1900'lü buraya gediklerinde her şeyin üstü kapalıydı. Kazarak açığa çıkardılar ve tüm parçaları götürdüler.
Taşlarla dolu iki gemi, ağırlık yüzünden Şattülarap Körfezi'nde battı. Götürdükleri taşları labaratuvarda bileştirdiler. 1932 yılında kendi müzelerinde sergilemeye başladılar. İskenderin tahttı da aslında buradaydı. Şimdi nerede olduğu bilinmiyor. Afganistan da olduğunu düşünüyoruz" dedi.
Babil Valisi Mohommed Ali Hussein Al Masoudi ise kentte ait olan eserlerin geri getirilmesi için uluslararası girişimlerde bulunduklarını ve eserlerin bir an önce geri getirilmesi için çalışmalarına hız verdiklerini söyledi. Vali, "2003 yılında başlayan savaş nedeniyle son dönemde Irak'taki birçok tarihi eser yağmalandı; bilinçsizce götürüldü. Şimdi biz bu topraklara ait olan değerlerin yerine getirilmesi için çalışıyoruz" dedi.
TOPRAK ALTINDAKİ ANTİK KENT KEŞFEDİLMEYİ BEKLİYOR
Babil'in antik kalıntılarını korumak ve onarmak için de çalışmalar yapılıyor. Irak Tarihi Eserler ve Kültürel Mirası Koruma Kurulu ile birlikte çalışan Dünya Anıtlar Fonu, Babil'in kerpiç kalıntıları için bir koruma planı hazırladı. Saddam'ın propaganda amaçlı yaptığı ve eserlere zarar veren inşaları da bu süreçte yıkılacağı belirtiliyor. Kentin büyük bir bölümü ise hala toprak altında. 100 tapınaktan sadece 12 tanesi ortaya çıkarıldı. Eserlerin yeniden ortaya çıkarılması için çalışmalara hız verilecek.
ZİYARETÇİ SAYISI AZ
Yıllara meydan okuyan Babi antik şehri yeterli ilgiyi görmüyor. Saddam Hüseyin rejimi ve Irak'taki işgalin ardından yaşanan güvenlik problemi nedeniyle kenti görmeye gelenlerin sayısı hayli az. Ziyarete gelenler ise daha çok arkeologlar ve araştırmacılar. Müze yetkilileri yapılan yeni düzenlemelerle bölgeye ilginin artacağını umut ediyor.
KENTİN ÖNEMLİ ESERLERİ
İŞTAR KAPISI
Pişmiş toprak, sırlı ve kabartmalı tuğlaların birleştirilmesinden oluşan, boğa ve ejder kabartmaları, Yeni Babil Devleti'nin başkenti Babil'in iç ve dış sur duvarlarını birleştiren Tanrıça İştar adına yaptırılmış olan anıtsal çifte kapıya aittir. Kapının duvarları, Tanrı Adad'ın kutsal hayvanı boğa ve Babil'in baş tanrısı Marduk'un kutsal hayvanı ejder 'Muşuşu'nun kabartmaları ile süslenmiştir. Tanrıça İştar'ın kutsal hayvanı olan aslan kabartmaları ise Babil'deki tören yolunun iki yanını süslemekteydi.
Anıtsal yol kentin merkezindeki Marduk tapınağından başlayarak İştar Kapısı'nı geçer ve sur dışında yeni yıl bayramının kutlandığı 'bayram evi'nde son bulurdu. İştar kapısı ve Tören yolu Yeni Babil Çağı'nın en parlak devri olan II. Nabukadnezar zamanında MÖ 6. yüzyıl sonlarında yapılmışlardır. Kapının ve tören yolunun bir canlandırması da ayrıca sergilenmektedir. Yapının pek çok unsuru da Berlin Müzesi'nde bulunmaktadır.
HAMMURABİ YASALARI
MÖ 1760 yılı civarında Mezopotamya'da yaratılan, tarihin en eski ve en iyi korunmuş yazılı kanunlarından biridir. Babil kralı Hammurabi'nin (MÖ 1728-MÖ 1686) çeşitli meselelerde verdiği kararlar, Babil'in koruyucu tanrısı Marduk adına yapılan Esagila Tapınağı'na dikilen bir taş üzerine Akatça dilinde yazılmıştı. Hammurabi, kendisine bu kanunları yazdıranın güneş tanrısı Şamaş'ın olduğunu söylemiştir. Dolayısıyla kanunlar da tanrı sözü sayılıyordu.
Arkeolog Jean Vincent Scheil'in 1901'de Susa, Elam'da bulduğu (bugünkü Huzistan, İran) ve Fransa'ya taşıdığı Hammurabi Kanunları'nın yazılı olduğu stel, Paris'tek Louvre Müzesi'nde sergilenmektedir. Yaklaşık iki metrelik silindirik bir taşın üstüne çivi yazısı ile yazılmış olan kanunlar tam 282 maddedir, ancak bu maddelerin 30'u (madde 66-99) şu anda okunamayacak durumdadır. 13 sayısı uğursuz sayıldığı için 13. madde yazılmamıştır.
KABARTMALAR
Ejder figüründeki ön ayaklar aslana, arka ayaklar ise şahine ait. Gövde vahşi balık, kuyruğu yılan, başı ise ejderha'ya aittir.