Güncelleme Tarihi:
İZMİT’te 19 Şubat’ta, Ramazan Özkan, ofisine gittiği gazeteci Güngör Arslan’a (60) tabancayla peş peşe ateş etti. Göğsüne ve sağ bacağına isabet eden kurşunlarla ağır yaralanan Güngör Arslan, yaşamını yitirdi. Olayın ardından kaçan Ramazan Özkan ile bağlantısı olan 11 şüpheli gözaltına alındı. 10 kişi tutuklanırken, 2 şüpheli ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Olayın ardından internet haber sitesinin bulunduğu ofis, mührün kaldırılması ve temizlik çalışmalarının yapılmasıyla yeniden açıldı. Nazlıcan Arslan, babasının öldürüldüğü masada çalışmalarına başladı. Masanın arkasındaki duvarda, kurşun izlerinin olduğu görüldü. Ofisin giriş katındaki duvarlarda da kurşun izleri bulunuyor.
‘AVUKAT BULMAKTA ZORLANDIK’
Yargı sürecinin başlamasıyla birlikte babasını savunmak için avukat bulmakta güçlük çektiklerini ifade eden Nazlıcan Arslan, “Kendim de bir avukat adayı olarak bunu söylemekte birazcık gocunuyorum ancak Kocaeli Barosu mensuplarından herhangi bir avukat bu dosyaya katılmak istemedi. En sonunda Kocaeli Barosu mensuplarından bir vekil tayin ettim, kendisi dosyaya vekaletini sundu. Bu şekilde şu an tutuklanan hâlihazırda 10 kişi var ve hâlâ gözaltılar ile sorgular devam etmekte. Yargılama konusunda ciddi bir sıkıntı yaşıyoruz. Vekil olarak sunduğumuz avukatımız CMK 153 uyarınca alması gereken sanık ifadelerini alamıyor ve bunun için herhangi bir gerekçe belirtilmiyor” diye konuştu.
ŞİKÂYETTEN BİR ŞEY ÇIKMADI
Babası Güngör Arslan’ın önceki yıllarda birçok kez saldırıya uğradığını ifade eden Nazlıcan Arslan, “Son yazılardan bir tanesinden dolayı benim diretmemle, geçen ay Cumhuriyet Başsavcılığı’na giderek şikâyette bulunduk. Bir dilekçemiz vardı. ‘Bu kişi beni öldürmekle tehdit ediyor’ dedik herhangi bir şey çıkmadı” dedi.
‘YOLSUZLUKLARLA MÜCADELE ETTİ’
BABASININ muhalif bir gazeteci olduğuna değinen Nazlıcan Arslan, “Benim babamın dostu çoktu ama düşmanı bundan da çoktu. Hatta babamın söylediği ‘Benim cenazem kalabalık olur’ lafı doğru çıktı. Çünkü gerçekten hasımları diyebileceğim, düşmanı diyebileceğim nice insan o an gerçekten öldü mü, diye geldiler. Öldüğüne emin olmak için elimi sıktılar belki de. Bu kentin bütün yolsuzluklarıyla mücadele etti benim babam” dedi.