Güncelleme Tarihi:
Çiğdem, 14 yaşında babasının tecavüzüne uğradı. İki ay sonra 200 milyon liraya bir kadın tüccarına satıldı. Babaeski'nin bir köyüne gelin gitti. Beş aylık evliyken, sekiz aylık hamile olduğu anlaşıldı. Ama kocasının ailesi kendisine sahip çıktı. El birliğiyle babasını hapse attırdılar. Şimdi doğacak çocuğa, DNA testi yapılmasını bekliyorlar.
ÖYKÜNÜN BAŞLANGICI
Fedail'le Çiğdem'in yaşadıkları bölgede yıllardır yaşanan Karadeniz-Trakya arasındaki kadın alışverişinin sonucu. Herkes bu alışverişi olağan karşılıyor. Köylerde muhabbet tellallığı yapan en ünlü simalardan biri Kürt Mehmet lakaplı biri. Çiğdem'i Fedail'e 600 milyon liraya getiren de bu kişi. Ordu, Fatsa, Giresun ve Sinop'un fakir aileleriyle anlaşan bu muhabbet tellalları, kızları 200-300 milyon lira arasında değişen paralara babalarından satın alıyorlar. Bu kızlar 500-600 milyon lira karşılığında Trakya'nın fakir gençlerine satılıyor. Sonrasında yaşananlar olayın bir başka boyutu yalnızca. Bu durum yalnızca Yeniköy'le sınırlı değil. Bölgedeki hemen her köyde 30-40 hane bu şekilde yapılmış evlilikle kurulmuş. Bu arada muhabbet tellallarına para kaptıranlar da var tabi. Bunlardan birine köy kahvesinde rastladık: ‘‘Burada fakire kız vermezler. Biz de Karadenizli kızlara talip oluyoruz. Şimdiki karımı alana kadar bu adamlara bir milyardan fazla para kaptırdım. Ama en son 600 milyon liraya yuvamızı kurduk.’’
Kırklareli'ne 20 kilometre uzaklıktaki Babaeski İlçesi'ne bağlı 180 haneli Yeniköy'ün meydanı. Muhtarlık binasının yanındaki boş alan süslenmiş. Ağustos'un kavurucu güneşinin altında davullu zurnalı bir düğün yapılıyor. 39 yaşındaki Trakyalı Fedail Karaoğlan'la, 15 yaşındaki Karadenizli Çiğdem Uygun'un düğünü. Çocuk gelinin sarı saçları, masmavi gözleri var. Saflığı yüzünden iş bulamayan damat ise, tavşan dişlerini göstere göstere gülümsemekle meşgul.
ÇOCUK KİMİN?
Bu alışılmış düğünün sonunda gelinle damat evlerinin yolunu tuttu. Mutlu sona ulaşmalarını engelleyen olaylar böyle başladı. Üç erkek kardeşin en küçüğü olan Fedail, bir avlunun çevresine dizilmiş ailenin üç evinden birine eşiyle birlikte yerleşti. Zaman su gibi aktı genç çift için. Ramazan Bayramı gelip kapıya dayanmıştı bile. Üstelik Çiğdem de hamileydi. Karaoğlan ailesi, yaşıtlarına oranla zekası daha az gelişen Fedail'in baba olacağını öğrenince büyük bir gururla gelinleri Çiğdem'i Kırklareli'ndeki bir doktora götürdü. Ama doktorun teşhisi şaşırtıcıydı: ‘‘Gelininiz sekiz buçuk aylık hamile.’’ Oysa düğün olalı yalnızca beş ay olmuştu. Çiğdem suskun, aile şaşkındı.
ÇOCUK BABAMDAN
Durum ağabey Müstecep Karaoğlan'a açıldı. Beyninden vurulmuşa dönen Müstecep Karaoğlan ‘‘Boşatacağım!’’ diye bağırdı. Ama önce çocuğun babasını öğrenmeliydi. Çiğdem'i çok sıkıştırdı ama konuşturamadı. Gelin inatla sustu. Aile Çiğdem'le yengesinin bir odaya kapatılmasına ve konuşuncaya kadar çıkarılmamasına karar verdi. İki eltinin mücadelesi sabaha kadar sürdü. Sabaha karşı Çiğdem ağlayarak itiraf etti çocuğun babasını:
‘‘Hayvanları otlatmaya götürmüştüm. Babam yanıma geldi. Biraz yanımda oturdu sonra da tecavüz etti.’’ Üstelik Çiğdem, olayı daha sonra annesine de anlattığını söyledi.
ÇİĞDEM'E SAHİP ÇIKILIYOR
Ağabey Müstecep Karaoğlan'ın bu sözlere tepkisi daha da sert oldu: ‘‘Bak kızım, bu söylediklerinin vebali çok büyük. Babandan bahsediyorsun. Bu yolun dönüşü yok ona göre!’’ Çiğdem kararlıydı. Fedail sessizce dinledi konuşulanları. Verilecek karara uymaktan başka çaresi yoktu. Ama karısı ‘‘Bu çocuğu istemiyorum. Kime verirseniz verin, ben kocamı seviyorum, boşamayın’’ deyince daha fazla susamadı: ‘‘Çocuğu istemezse ben de karımı isterim.’’
JANDARMA BASKINI
Uykusuz geçen gecelerden sonra Karaoğlan ailesi bir karar verdi. Çiğdem'in babası Ali Uygun Ramazan Bayramı'nda köye çağrılacak ve jandarmaya yakalatılacaktı. Plan uygulamaya kondu. Baba davet edildi ve pusuya yatıldı. Ali Uygun da davete icabet etmeye karar vermişti. Elini kolunu sallayarak girdiği Yeniköy'den kelepçelenerek çıktı. İfadeler, savcılık, sorgular derken, şikayetçi olan kızının ifadesiyle Babaeski Cezaevi'nde aldı soluğu.
O YAPTI!
Utanıyor Çiğdem. Konuşmaya çalışırken sürekli gülüyor. Bunu gizlemek için de bir eliyle ağzını kapatıp duruyor. Sözleri ise hep aynı kapıya çıkıyor: ‘‘O yaptı, başkasının başını neden yakayım?’’
Fedail karısından memnun. Zorlukla ifade edebildiği duygularını birkaç kelime de topluyor: ‘‘Çok iyi geçiniyoruz. Bana iyi davranıyor. Boşamayacağım.’’
Bu arada Ali Uygun'un tehdit mektupları, tehdit telefonları gelip gidiyor Ağabey Müstecep'e. Müstecep anlatıyor: ‘‘Kimseden korkmuyorum. Başında hemen boşatacaktım ama sonra birbirlerini sevdikleri için vazgeçtim. Küçücük bir kız Çiğdem. Allah vurmuş zaten. Biz de kapıya atsak hali ne olacaktı. Adamın ismini de kendi kızı verdi. Amcalarının tehditlerini duyuyoruz. Gelip köyü basacaklarmış. Ama DNA testinde herşey belli olacak. O zaman önce kendi kardeşlerine hesap sorsunlar.’’
DOĞUM BEKLENİYOR
Şimdi Karaoğlan ve Uygun aileleri doğuma gün sayıyor. Bebek doğar doğmaz yapılacak DNA testi olayı tamamen aydınlığa kavuşturacak. Babaeski'nin Cumhuriyet Savcısı ‘‘Bizim içişlerimize karışmayın’’ diyerek basına açıklama yapmaktan kaçıyor. Yeniköy'ün kahvesinde ise herkesin dilinde DNA testi. Bütün köy bunu konuşuyor. Çiğdem'in babası Ali Uygun'un başka tecavüzlerine ilişkin dedikodular da ortalıkta uçuşuyor. Bu arada kızın ailesinin köyü basacağı söylentileri de bir korku havası içinde kulaktan kulağa aktarılıyor. Sarhoş kavgasından başka olay görmemiş Yeniköy halkı tedirgin. Bu arada çocuğun yolunu gözleyen bir başkası daha var: Çiğdem'in doktoru. İşler yolunda giderse Çiğdem'in bebeği doktor aracılığıyla evlat hasreti çeken zengin bir aileye verilecek. Ya da bir yuvaya.
KARADENİZLİ GELİNLER YAMAN OLUR
Yeniköy Muhtarı Selim Altın köyünü anlatıyor:
‘‘Yeniköy'de 180 hane var. Bunların 30'unun gelini Karadeniz'den gelmedir. Burada fakir adama kız verilmez. Ya da adamın karısı ölür ikincisini alamaz.
Bu kişiler bölgede dolaşan adamlara para verirler. Onlar da Karadeniz'den kız getirirler. Fedail'in başına gelenler aklınıza kötü birşey getirmesin. Burada 30 hane bu yolla mutlu bir yuva kurdu.
Çolukları çocukları oldu. Üstelik Karadeniz'li gelinlerden de çok memnunlar.’’