Babası döndü ama o ‘rüya’da

Annesiyle birlikte tam 90 hafta boyunca cumartesi günleri Beşiktaş’taki ‘Sessiz Çığlık’ eylemlerine katıldı. Balyoz davasının en genç subayı 40 yaşındaki Binbaşı Özgür Ecevit Taşçı’ydı. 13 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırıldı. Hasdal Cezaevi’ne giderken, eşi Handan Taşçı ile birlikte o dönem 5 yaşında olan kızları Göksun’a bu durumu söylememe kararı aldılar. Göksun’a babasının birliğinde askerlerinin başında olduğu ve çok işi olduğu için akşamları eve gelemediği anlatıldı. Göksun ilk başta bu durumu kabul etmedi. Cezaevinde ziyaret ettiği babasına, “İşi bırak da eve gel” diye çok sitem etti. İlkokula başladıktan sonra okumayı öğrenince, ‘cezaevi’ tabelasını okudu. Babasının cezaevinde olduğunu öğrenmesi de böyle oldu. Oysa o ana kadar, her cumartesi katıldıkları ‘Sessiz Çığlık’ eylemi bir oyun, cezaevi ziyaretleri ise babasının işyerine geziydi. Üzüntüden kurdeşen oldu. Sadece o hafta babası için Beşiktaş’a gidemedi. Özgür Ecevit Taşçı geçen hafta İstanbul Anadolu Adalet Sarayı 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yeniden yargılanma kararıyla tahliye oldu. Özgür Binbaşı’yı cezaevinin kapısında 7 yaşındaki kızı Göksun bekliyordu. Birbirlerine sımsıkı sarıldılar. Göksun o gece yine babasının koynunda uyudu.

RIZKIMIZI YEDİLER

Hande Taşçı evdeki ilk geceyi şöyle anlattı: “Göksun, Özgür’ün kucağından hiç inmedi. Orada da uyuyakaldı. Özgür yanağına bir öpücük kondurup yatağına götürdü. Göksun bir ara uyanıp korkuyla, ‘Babam nerede?’ diye sordu. Babasının eve gelmesini rüya sandı galiba. Özgür hava almak için balkona çıkmıştı. ‘Baban balkonda oturuyor’ dedim. Göksun yatağından kalkıp balkona gitti. Sımsıkı boynuna sarıldı. Birlikte yatıp uyudular.” Binbaşı Özgür Ecevit ise “Birileri bizim kul hakkımızı yedi. Kızımızın rızkını yedi. Ve o insanlar kendilerine Müslüman diyebiliyor hâlâ. Çocuklardan babalarını, kadınlardan kocalarını çaldılar” dedi.