Babadan oğula nakkaş

Güncelleme Tarihi:

Babadan oğula nakkaş
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 12, 1999 00:00

Haberin Devamı

Topkapı Sarayı'nda Cif'in üstlendiği altınlama işlemini, İrteş ailesi üstlendi. Baba ve oğulları Mehtaplık'ta yaldızlama yapıyor. İncelen, ama kopmayan usta-çırak zincirinin son halkası olan aile, ekip olarak çalışıyor.

Topkapı Sarayı, 700. kuruluş yıldönümü kutlamaları çerçevesinde onarılıyor. Sarayın temizlik işini üstlenen Cif, şimdi de kuruluş yıldönümü törenlerinin yapılacağı Bağdat Köşkü ile arka bahçe arasındaki 56 sütundaki madeni bölümlerin altınlama işleminin sponsorluğunu üstlendi.

Bugünlerde Revan Köşkü önündeki İftariyelik denilen yerde baldakenin yaldızlanması ve bakımı nakkaşlar tarafından sürdürülüyor.

Nakkaşlar, Osmanlı'da kültür hayatını tasarlayan ve süsleyen insanlardı. İmparatorluğun en şaşaalı dönemi 16. yüzyılda nakış sanatı imparatorluğun himayesinde yapılıyordu. Sarayın nakkaşhanesinde 200'e yakın nakkaş çalışıyordu.

Ekonomik gerileme, batı kültürüyle etkileşme devletin, dolayısıyla Osmanlı sanatının sonunu hazırlarken, sarayda yaşayan nakkaşların sayısını da azalttı. Nakkaşhaneler sivil topluma geçti; kuşaktan kuşağa, ustadan çırağa aktarılarak bugüne geldi.

Nakkaşların küçük, sivil atölyelerde çalışmaları, klasik motiflerden uzaklaşmalarına yol açtı. Bir dönem daha çok azınlıklar tarafından yapılan işlerde batı tarzının etkileri görüldü.

Usta çırak zinciri

Bugün 75 yaşında olan Sabri İrteş, incelen ama kopmayan usta çırak zincirinde yetişmiş bir nakkaş. Nakşa, Fatih Karagümrük'te mahalle arkadaşının babasının yanında, 14-15 yaşında başladı. 60 sene Topkapı'da, camilerde çalıştı. Üç oğlunu yetiştirdi. Şimdi oğulları sarayın restorasyonunda çalışıyor.

Semih (47), Hayrettin (43) ve Adnan (37) İrteş, kendilerini bildikleri andan itibaren nakış işinin içinde olduklarını söylüyorlar: ‘‘Bizim oyun sahalarımız mimari eserlerdi. Çocukluğumuz Topkapı Sarayı'nda, Süleymaniye'de geçti. Çıraklığımız bu devrede başladı.’’

Aile hep bir ekip olarak çalıştı. Ağabey Semih İrteş'in mimarlık, Adnan İrteş'in ise fizik öğrenimi görmesi ekibi daha da güçlendirdi. Semih Bey proje tasarımlarında, Adnan Bey hesap-kitap işlerinde, ortanca kardeş ise işin tatbikat kısmında uzmanlaştı. Semih Bey, ‘‘nakkaş’’ titrinin çok ucuzladığını söylüyor: ‘‘Öyle bir dönem oldu ki, kendimize nakkaş demeye utanır olduk. Suç müteahhitlerin. En ucuza kim çalışıyorsa işi ona veriyorlar. Tabelacılar bile kendilerine nakkaş diyor. Oysa nakkaşlık herşeyden önce tasarım gücü gerektirir.’’

Semih Bey'in yaptığı işler arasında Adana Sabancı Merkez Camii'nin ve Aşkabat Ertuğrul Gazi Camii'nin projelendirilmesi işi var.

İrteşler yeniden Topkapı Sarayı'nda olmaktan memnunlar. Memnuniyetleri gözlerinden okunuyor. Özellikle de baba Sabri Usta'nın nakıştan eriyip gitmiş gibi görünen, nakkaş nakkaş bakan gözlerinden.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!