OluÅŸturulma Tarihi: Nisan 08, 2004 00:00
The Wall Street Journal Europe gazetesine demeç veren Devlet Bakanı Ali Babacan'ın Kasımda stand-by anlaşması sona erdiğinde, 'rahat ve sorunsuz bir geçiş yaşanacağı ve bir daha asla eskinin o kötü popülist politikalarına geri dönülmeyeceğine' dair söz verdiği belirtiliyor.Andrew Finkel imzasıyla yayınlanan makalede, Uluslararası Para Fonu'nun (IMF), büyük bir hayretle Türkiye'yi izliyor olması gerektiği vurgulanırken, ''zira öyle görünüyor ki bu ülke, sadece IMF'nin verdiği ilacı büyük bir iştahla içmekle kalmıyor, aynı zamanda bunun tadını da çıkartıyor'' denildi.  Makalede Ankara'nın, IMF ile katı mali disiplin ve kemerlerin sonuna kadar sıkılmasını gerektiren bir stand-by anlaşmasının ortasında bulunduğu, Türkiye'nin reformcu hükümetinin de popülaritesinin zirvesinde olduğu kaydedildi. Hükümetin, 28 Mart'ta yapılan yerel seçimlerde oy yüzdesini önemli ölçüde artırarak geniş tabanlı bir desteğe sahip olduğunu kanıtladığı hatırlatılırken, AK Parti'nin Türkiye genelinde yerel seçimlerdeki başarısının, IMF gözden geçirme programının başarı ile tamamlanması için gereken, sigara ve benzin gibi temel ürünlere
seçim arifesinde yapılan zamma raÄŸmen gerçekleÅŸtiÄŸi vurgulandı.         BAKAN BABACAN: KÄ°MSEYÄ° KANDIRMADIKDevlet Bakanı Ali Babacan ise gazeteye verdiÄŸi demeçte, temel ürünlere yapılan zammı deÄŸerlendirirken ''bunun için seçimlerin geçmesini bekleyerek kimseyi kandırmaya çalışacak deÄŸildik. Seçmen on yıllar boyunca birikmiÅŸ sorunların bir gecede çözülemeyeceÄŸini artık anladı. Seçmen biliyor ki, bazı ÅŸeyleri doÄŸru olduÄŸu için yapıyoruz, ödememiz gereken siyasi borçlarımız olduÄŸu için deÄŸil'' dedi. Makalede, hükümetin omuzlaması gereken ağır borç yükü, özensiz bir makroekonomik idare, kötü düzenlenmiÅŸ bir bankacılık sektörü ve devletin ekonomiye müdahalelerinden kalan mirasın, Türkiye'de 30 yıldır devam eden kronik enflasyona, yüksek kamu borçlanmasına ve astronomik faiz oranlarına neden olduÄŸu ifade edildi.     IMF ESKÄ° BAÅžKANI LAROSIERE'DEN ÖVGÃœMevcut hükümetin, IMF programına sıkı sıkıya baÄŸlı olmasına ve çok az manevra alanına sahip olmasına raÄŸmen, 'elini taşın altına koymasından' dolayı piyasalardan onay aldığının belirtildiÄŸi makalede, IMF'nin eski direktörlerinden Jacques de Larosiere'un, Türkiye'ye dönük "Tüm güçlüklere karşın iki yıl içerisinde yüzde 6.5'luk bir faizdışı fazla... Bu elle tutulur gözle görülür bir iÅŸ, kuru laf deÄŸil" ÅŸeklindeki sözlerine de yer verildi.    Yazıda, Türkiye'nin yapması gereken kamu harcamaları kesintisi benzer ekonomik sorunlarla boÄŸuÅŸan Brezilya'nın, yüzde 4.5'lik ve Arjantin'in yüzde 3'lük faiz dışı fazla hedefleriyle karşılaÅŸtırılabileceÄŸi de belirtildi. Babacan ise IMF konusunda, ''Bizim IMF ile olan iliÅŸkilerimiz finansman ve kaynaklarla deÄŸil, iÅŸ dünyasına bir güven mesajı verebilmekle ilgili" diyor. Yazıda, Hükümetin amacının para deÄŸil piyasaların güvenini kazanmak olduÄŸunun kanıtı olarak, Türkiye'nin bu yıl 2.5 milyar dolar kredi alacakken 5.3 milyar dolar geri ödeme yapacak olması gösteriliyor. Bu arada Babacan'ın, Kasımda stand-by anlaÅŸması sona erdiÄŸinde, 'rahat ve sorunsuz bir geçiÅŸ yaÅŸanacağı ve bir daha asla eskinin o kötü popülist politikalarına geri dönülmeyeceÄŸine' dair söz verdiÄŸine de vurgu yapılıyor.         KASIM'DAN SONRA Ä°ZLEME ANLAÅžMASI Makalede, birçok kiÅŸinin, Kasım ayından sonra Türkiye'nin IMF ile bir 'izleme anlaÅŸması' yapacağını tahmin ettiÄŸine de atıfta bulunuluyor. Babacan demecinde, partisinin yaptığı sistemli araÅŸtırmaların, halkın beklentilerinin üç yıl öncesine nazaran çok daha yüksek olduÄŸunu ortaya koyduÄŸunu belirtiyor. Yıl sonu için hedeflenen enflasyon oranının yüzde 12 ve ÅŸu anda enflasyonun 1977 yılından bu yana en düşük seviyesinde olduÄŸunun hatırlatıldığı yazıda, enflasyonun, 2005 yılında tek haneli rakamlarla ifade edilmeye baÅŸlandığında, Merkez Bankası'nın, ÅŸu aralar dolar karşısında 1.330.000 seviyesinde seyreden liradan sembolik bir operasyonla altı sıfır atacağı kaydediliyor.     ULUSLARARASI ORTAMIN KATKISITürkiye'nin toparlanmasında, uluslararası ortamın da önemli bir rol oynadığının belirtildiÄŸi yazıda, Yapı Kredi Yatırım'dan Mehmet Gerz'in, ''Enflasyona karşı yürütülen baÅŸarılı mücadele, kısmen hükümetin uyguladığı iyi yönetimin ve verilen doÄŸru nasihatleri kulak ardı etmemesinin bir sonucu. Buna karşın düşük dolar seviyesi herhangi bir zarara neden olmadı. Uluslararası sermayenin daha yüksek kar arayışı Türkiye gibi geliÅŸen pazarlara olan akışı artırdı" ifadesine yer veriliyor.    Gerz, Türkiye Merkez Bankası'nın Martın sonunda yüzde 24'ten 22'ye düşürerek, faiz oranını Brezilya ile aynı günde geri çekmesinin bir rastlantı olmadığını söylüyor.    Yazıda, BoÄŸaziçi Ãœniversitesi'nden Profesör Nükhet Sirmen de, "AK Parti, parlamentoda elde ettiÄŸi üstünlüğün mükafatını alıyor" yorumunda bulunuyor.     AB Ä°LE Ä°LÄ°ÅžKÄ°LERBu arada AB konusunda Türkiye'de hedefin, Aralık ayında Brüksel'de yapılacak zirvede katılım müzakerelerinin baÅŸlatılması yönünde bir karar çıkmasını saÄŸlamak olduÄŸunun altı çizilen yazıda, Babacan'ın, Avrupa'nın bir zaman daha Türkiye'ye olan "evet, fakat..." yaklaşımını sürdüreceÄŸi, ancak hiç bir zaman stratejik açıdan bu kadar önemli olanbir ülkeyi doÄŸrudan bir "hayır" ile reddedemeyeceÄŸi görüşüne yer veriliyor.  Babacan, ''önemli olan, bizim doÄŸru yoldan ÅŸaÅŸmadan önümüze çıkan engelleri bir bir aÅŸmamızdır'' görüşünü de dile getiriyor. Â
button