OluÅŸturulma Tarihi: Nisan 01, 2004 00:00
Devlet Bakanı Ali Babacan, ekonomide, siyasette ve toplumsal yaşamda yıllardır özlenen gelişmelerin ard arda yaşandığını belirterek, ''Türkiye'nin 10 yıllardır başını ağrıtan, ayağına adeta pranga olan sorunlar tek tek çözüme kavuşturuluyor'' dedi.Babacan, Karaköy Rotary Kulübü ve
Beşiktaş Rotary Kulübü'nün Pera Palas'ta düzenlediği yemeğin ardından yaptığı konuşmada, özgürce konuşan, özgürce tartışan ve özgürce eleştiren bir Türkiye'nin oluşmasının hükümet olarak en temel hedeflerinden birisi olduğunu, bu bağlamda sivil toplum örgütlerinin yaptığı bu tarz toplantıları önemsediklerini belirtti. Türkiye'nin çok hızlı bir değişim sürecinden geçtiğini, ekonomide, siyasette ve toplumsal yaşamda yıllardır özlenen gelişmelerin ard arda yaşandığını kaydeden Babacan ''Türkiye'nin 10 yıllardır başını ağrıtan, ayağına adeta pranga olan sorunlar tek tek çözüme kavuşturuluyor'' diye konuştu.   Enflasyonun tek haneli rakamları gördüğünü, faizlerin hızla düşmesi karşısında reel ve finans sektörü kuruluşlarının strateji değişikliği yaptığını, ihracatın rekorlar kırdığını, büyümede çok güzel sonuçlar alındığını anlatan Babacan ''Üretim, istihdam ve yatırım yeniden canlanıyor. Kuşkusuz bu iyileşmeler rakamlardan ya da sadece ekonomik olmaktan ibaret kalmıyor'' dedi. Demokratikleşme ve insan hakları konusunda yıllardır ihmal edilen adeta tabulaşmış konularda yeni düzenlemelerin büyük bir kararlılıkla gerçekleştirildiğini kaydeden Babacan, AB üyeliği konusunda da son derece somut ve yıllardır bir türlü atılamayan adımların ardı arkasına atıldığına işaret etti.    Babacan, şöyle devam etti: ''Sağlıktan tarıma, ulaşımdan kültüre ve eğitime kadar hemen her alanda çok önemli değişiklikler arka arkaya gerçekleştiriliyor. Tüm bu iyileştirmelerin gelip geçici olmadığı da artık çok daha belirgin şekilde farkediliyor. Hükümetimiz bunları yaparken herhangi bir
seçim kaygısından koltuk sevdasına ya da siyasi hırsa kesinlikle odaklanmıyor. Tam tersine kimi zaman bazı adımların zarar vereceÄŸini bile bile karar almaktan ve uygulamaktan çekinmiyor.'' "BOÅž VAATLERDE BULUNMUYORUZ"Devlet Bakanı Babacan, halk ile de çok güzel bir diyalog, iletiÅŸim frekansı oluÅŸturulduÄŸunu belirtti. Babacan, ÅŸunları kaydetti:   "Bütün samimiyetimizle halkımıza yaptıklarımızı, yapacaklarımızı ve yapamayacaklarımızı anlatıyoruz. Asla boÅŸ vaatlerde bulunmuyoruz. Türkiye'nin yeni hayal kırıklıkları yaÅŸamaması için azami çaba gösteriyoruz. Onlar da bu ÅŸeffaflığın ve dürüstlüğün karşılığını güvenolarak ya da son seçimlerde gördüğünüz gibi seçim sandığında destek olarak bize gösteriyorlar.  Bu güven ve destek, ülkemizin siyasi tarihinde çok az sayıda siyasi partiye nasip olmuÅŸtur ancak bu siyasi partilerin de bir ÅŸekilde yok olduÄŸunu, halkın gözünden düştüğünü ve silinip gittiÄŸini de gördük. Bu acı tecrübeler bizim için aynı zamanda iyi okunması gereken derslerdir. Ãœst üste kazandığımız baÅŸarılar bizleri asla rehavete sevketmeyecektir. Tam tersine sorumluluÄŸumuzu daha da artıracaktır." Amaçlarının en iyi, eÅŸit, adil hizmeti vatandaÅŸlara ulaÅŸtırmak olduÄŸunu vurgulayan Babacan, ''Biz Türkiye'nin, Türk halkının kazançlı çıkması için gecemizi gündüzümüze katıyoruz'' diye konuÅŸtu.     "KOMPLEKSLERÄ°MÄ°Z YOK"Gerçek demokrasinin halkın yönetimde gerçekten söz sahibi olmasıyla hayata geçirilebileceÄŸini ifade eden Babacan, ''Biz demokrasiyi meclisteki siyasal çoÄŸunluktan ibaret görmüyoruz'' dedi. Ä°lgili tüm kesimler ve kuruluÅŸlar ile yakın temas içinde bulunarak attıkları her önemli adımdan ve aldıkları karardan önce mutlaka istiÅŸare yapmak ve bir konsensus oluÅŸturmaya çalışmanın demokrasi anlayışlarını oluÅŸturduÄŸunu belirten Babacan, bunu önemli ölçüde gerçekleÅŸtirdiklerini düşündüğünü söyledi. Devlet Bakanı Ali Babacan, ÅŸunları kaydetti: ''GeçmiÅŸte ülkemizde siyasi partiler ve iktidarlar güçlerini asla paylaÅŸmak istememiÅŸlerdir, güç paylaşımını rantı da paylaşım olarak algılamışlardır. Bu hatadan dolayı maalesef Türkiye çok vakit kaybetmiÅŸtir. Biz ise demokrasiyi tüm kurumların, tarafların katılımı ve bütün kurulları ile tesis etmek istiyoruz, dolayısıyla komplekslerimiz yok.''    "REFORMLARI GERÇEKLEÅžTÄ°RMEYE KARARLIYIZ"Hükümet olarak saÄŸlıklı, güçlü katılımcı bir demokrasiyi tesis etmek için riskleri bile göze alarak gerekli reformları gerçekleÅŸtirmeye kararlı olduklarını vurgulayan Babacan, ''Daha az devlet daha çok toplum ideali de ancak bu kararlılığın sonucunda ortaya çıkabilecektir'' dedi. Yatırımın, istihdamın, üretim ve ihracatın artmasının ancak karlı bir ÅŸekilde ve tam iÅŸleyen bir demokrasiyle mümkün olacağına dikkat çeken Babacan, yabancı yatırımcıların beklentileri arasında ilk sırayıda istikrar ve iyi iÅŸleyen bir demokrasinin aldığını belirtti. Ali Babacan, hükümetin yatırımın önünki engellerin kaldırılması için yoÄŸun çaba göstermeye devam ettiÄŸini ifade etti.Babacan, ekonomi alanında yaptıkları çalışmalar ve elde edilen sonuçları deÄŸerlendirdi. Babacan, şöyle konuÅŸtu: "Bundan iki yıl önce, herhangi bir Türk'e ya da yabancıya bugünkü tabloyu anlatsanız, Türkiye AB yolunda bu noktalara gelecek, enflasyon ve faizler buralara düşecek, büyüme böyle olacak, size söyleyecekleri ÅŸu olurdu; (Bunlar birer hayal, iki yıl bu iÅŸlerin yapılması için çok kısa, mümkün deÄŸil, Türkiye kısa zamanda bunları beceremez.) Åžu anda yakalamış olduÄŸumuz bu noktayı gerçekten biraz hayretle, biraz da ÅŸaÅŸkınlıkla içeride ve dışarıda herkes gözlemliyor.''    Türkiye'nin 2003 yılında önemli bir deÄŸiÅŸimi yakaladığını, düşen enflasyon ile birlikte aynı anda büyüme gerçekleÅŸtirildiÄŸini belirten Babacan, enflasyonla mücadele eden ülkelerde enflasyonun düştüğü yıllarda büyümenin gerilediÄŸine ve iÅŸsizliÄŸin çoÄŸaldığına dikkati çekti. Ali Babacan, konuÅŸmasını şöyle sürdürdü: "Ama Türkiye'de hem enflasyondaki düşüş hızla devam ederken, hedeflediÄŸimiz yüzde 20'nin bile altında kalırken, öte yandan büyümedeyine hedeflediÄŸimiz yüzde 5'in biraz üzerinde bir büyümeyi yakalamışız. Dün açıklandı, büyüme rakamı yüzde 5.9. Bunu dolara çevirip baktığımızda Türkiye kiÅŸi başına düşen milli gelirde 3 bin 383 dolar gibi bir rakamı yakalamış durumda. Bu dolar bazında yapılan klasik hesaplama. Bir de satınalma gücü paritesine göre bu hesabı yaptığımızda, ÅŸu anda 6 bin doların üzerinde milli geliri Türkiye yakalamış durumda."    Geçen yıl saÄŸlanan büyümenin Türkiye'nin yıllardır uyguladığı politikalarla elde edilen büyüme olmadığını kaydeden Babacan, ÅŸunları söyledi: "Türkiye yüksek kamu açıkları ya da parasal geniÅŸleme ile büyüyordu. Fakat eskiden uygulanan politikalar sürekli ve sürdürülebilir bir büyümeyi getirmedi. Birkaç yıl belki iyi bir büyüme yakalıyorsunuz, arkasından krizler ve küçülmeler geliyor. 2003 yılının büyümesi doÄŸal ve sıhhatli bir büyümedir. Yani verimlilikteki artışla yakalanmış, sanayi üretiminin artışı ile yakalanmış ve kamunun hem yatırımda hem harcamada daha kabuÄŸuna çekilmesi ortamında, özel sektörün büyümesiyle, özel sektörün yatırımlarının ve özel kesim harcamalarının artması ile yakalanmış bir büyümedir. Ekonomide bir tabir vardır, kamunun herhangi bir yere girip ortalığı çok kalabalıklaÅŸtırması ve özel sektörü adeta dışarı zorlaması. Bizim 2003'de yakaladığımız yapı bunun tam tersi. Yani kamunun küçülmesi ve kabuÄŸuna çekilmesi ile özel sektörün etkinliÄŸini artırması, büyümesine dayanan bir yapı. Çok, çok sıhhatli bir yapı.'' Ekonomide gerçekleÅŸen büyümeyi çeÅŸitli açılardan deÄŸerlendiren Babacan, sanayide yüzde 7.8, ticarette yüzde 8.1, ulaÅŸtırma ve haberleÅŸmede yüzde 8.4 büyüme gerçekleÅŸtiÄŸine iÅŸaret ederek, bu sektörlerin istihdamın yoÄŸun olduÄŸu sektörler konumunda bulunduÄŸuna dikkat çekti.     "ARTIK Ä°ÅžSÄ°ZLİĞİ AZALTICI TÃœRDEN BÃœYÃœME OLACAKTIR"Geçen yıl özel sektörün bina inÅŸaatıyla ilgili harcaması reel olarak yüzde 11.4 azalırken, özel sektörün makina techizat harcamasının ise reel olarak yüzde 46.1 arttığını bildiren Babacan, ''Daha yüksek teknoloji, yeni makinalar, yeni yatırım... Bu ÅŸu demek; bu, 2003 yılındaki özel sektörün yeni yatırımları, 2004 yılında güzel bir büyüme rakamı için çok güzel sinyaller demek. Bundan sonraki büyüme, yani 20 yakaladığımız rakamın üzerine devam edeceÄŸimiz büyüme, artık Türkiye'de istihdamı artırıcı ve iÅŸsizliÄŸi azaltıcı türden büyeme olacaktır'' diye konuÅŸtu.    2003'ün bir önemli özelliÄŸinin de bu büyümenin çok önemli bir dış ÅŸoka, Irak Savaşı'na raÄŸmen yakalanan bir büyüme olduÄŸunu dile getiren Babacan, Körfez Savaşı'nın olduÄŸu yıl Türk ekonomisinin büyüme hızının yüzde 0.3 gerçekleÅŸtiÄŸine dikkati çekti.     SERBEST KUR REJÄ°MÄ° DEVAM EDECEK Türkiye'nin Irak'ta meydana gelen önemli savaÅŸa raÄŸmen ortaya koyduÄŸu enflasyon ve büyüme hedeflerinde hiçbir sapma olmadığını, her iki konuda hedeflediklerinin üstünde rakamlara ulaÅŸtıklarını ifade eden Babacan, ÅŸunları kaydetti: ''Bu niye oldu dersiniz? Irak Savaşı'ndan önce bize çok telkinde bulunanlar oldu, dediler ki; (SavaÅŸ geliyor ama bunu biraz enflasyonla aÅŸarsınız, yani parasal geniÅŸlemeyle bunu rahat aÅŸarsınız. Merkez Bankası'nı dert etmeyin, bağımsızlığı iki satır bir kanundur. Hemen deÄŸiÅŸtirirsiniz, parasal geniÅŸlemelerle bu sorunlar rahatlıkla atlatılır) Biz dedik, (Asla, Türkiye tarihi bir fırsat yakaladı ve parasal geniÅŸme ya da mali açıklara dayalı büyümelerin sonu yok. Hele hele Irak Savaşı ile beraber bir de böyle eski tür uygulama yaparsak, o zaman Türkiye kendisini 3-4 yıl toparlayamaz) Ä°ÅŸte asıl hata o zaman olurdu. Dış ÅŸokların içeride etkisini hissedebilirdik. Biz daha sıkı bütçe uygulamasını daha kuvvetlendirilmiÅŸ mali disiplini, harcamaları daha da kısmayı tercih ettik. SavaÅŸ aylarını çok sıkı, problemsiz bir ÅŸekilde atlattık.''   Babacan, serbest kur rejiminin 2003'de çok büyük faydalarını gördüklerini belirterek, ''Bu rejim kesinlikle devam edecek. Hiçbir taviz, hiçbir geriye dönüş yok. Serbest kur rejimi, iç ve dış ÅŸokları emen bir sistem oluÅŸturuyor. Bu da aynı kararlılıkla devam edecek.'' dedi. Â
button