Babacan: Fransa'daki gelişmeler moral bozucu

Güncelleme Tarihi:

Babacan: Fransadaki gelişmeler moral bozucu
Oluşturulma Tarihi: Ekim 11, 2006 14:00

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, Fransa'daki gelişmelerin kendilerinin de moralini bozduğunu ifade ederken, “Fransa'nın tutumu, Türkiye'de Avrupa Birliği aleyhtarlığını körükleyebilecek bir gelişme olacaktır” dedi.

Haberin Devamı

Babacan, Avrupa Birliği Başkentleri turu çerçevesinde Madrid'te gazetecilere yaptığı açıklamada, “sözde Ermeni soykırımının inkarını suç sayan” yasa teklifine bağlı gelişmeleri değerlendirirken “Fransa'daki gelişmeler, açıkça bizim de moralimizi bozdu. Biz ifade özgürlüğü için çalışırken, Avrupa Birliğinin kurucusu bir ülkenin ifade özgürlüğünü kısıtlayıcı bir adım atması, Avrupa Birliği'ne olan şüpheleri artıracaktır” diye konuştu.

Avrupa Birliği sürecindeki Türkiye'nin yılmadan reformları sürdürmesinin önemine dikkati çeken Babacan, “Avrupa Birliği ülkelerinin yaptığı her uygulamaya mükemmel diyemeyiz. Ancak kötü, bize örnek olmamalı. Sonuçta ne olacağından bağımsız olarak asıl amacımız, standartları ve Türk halkının refahını yükseltmektir. Türkiye'nin reform sürecinin, başka ülkelere örnek olması da bizim açımızdan önemlidir” şeklinde konuştu.

“HER ŞEYE RAĞMEN SABIRLI OLMALIYIZ”

Türkiye'nin, Avrupa Birliğinin gelecekte daha da güçlenmesi, küresel bir güç haline gelmesi ve bölge istikrarı için önemli bir ülke olduğunu belirten Babacan, ”Her şeye rağmen, AB'deki can sıkıcı gelişmelere karşı sabırlı olmalıyız. Türkiye çok büyük bir ülke. AB üyeliğinde de özel bir ağırlığı olacak bir ülkedir. Avrupa Birliği'nin istikrarı ve güvenliği için Türkiye'nin üyeliği önemlidir” ifadesini kullandı.

TARAMA BİTİYOR, FİİLİ MÜZAKERE SÜRECİ BAŞLIYOR

Avrupa Birliği başkentlerini dolaşarak, Türkiye'nin, Birlik içindeki imajını güçlendirmeyi amaçladıklarını ifade eden Babacan, tarama sürecini Cuma günü başarıyla bitireceklerini söyledi.
Babacan, bundan sonra ise fiili müzakere sürecinin başlayacağını, ancak bu sürecin, Bulgaristan ve Romanya'nın da tam üyeliği ile birlikte, 27 Avrupa Birliği başkentinin onay sürecini gerektirmesi açısından zorlu olacağını kaydetti.
Avrupa Birliği ile fiili müzakerelerde her bir fasılın açılıp kapanmasının, 27 ülkenin ayrı ayrı onayı ile gerçekleşeceğini hatırlatan Babacan, şöyle devam etti:

BRÜKSEL, ÖNEMLİ BİR ADRES HALİNE GELDİ

“AB başkentleri ile ilişkileri çok sıkı tutacağız. Tam üyelik müzakereleri süreci, sadece teknik bir süreç olsaydı, biz bu süreci 3-4 yılda tamamlardık.  Ancak bu, ağırlıklı olarak siyasi bir süreçtir. Biz de bunun için işimizi çok
iyi yapacağız. AB'ye üye olan ülkelerin, üyelik sürecinde görev yapan başmüzakerecileri ile görüştüm ve çıkardığım sonuç, müzakerelerin yüzde 80'ni Türkiye'de, yüzde 10'u Brüksel'de, geri kalan yüzde 10'u da AB başkentlerinde gerçekleşecek. Bu süreçte kurumlar arası mutabakat, sivil toplum kuruluşlarının dahil edilmesi, AB düzenlemelerinin uygulanması gibi unsurlar, Türkiye'de gerçekleştirilecek konulardır. Ancak bu süreçte Avrupa Birliği başkentleri müzakere sürecinin hızlandırılması açısından çok önemli olacak.

Haberin Devamı

Brüksel artık, Türkiye'nin de paydaş olduğu bir şehir konumuna gelmiştir. Bu nedenle ben Brüksel'e giden Türk heyetlerine, Türkiye'nin bir şehrinden başka bir şehrine gidiyormuş gibi hareket etmelerini söylüyorum. Çünkü ileride Brüksel'de çok sayıda Türk uzman, görev alacaktır.”

Haberin Devamı

Avrupa Birliği başkentlerine yaptıkları ziyaretlerde, bu ülkelerin Dışişleri, AB'den sorumlu bakanları, Maliye ve Ekonomi bakanları, parlamenterleri, iş çevreleri, sivil toplum kuruluşları, düşünce kuruluşları ve basın kuruluşları ile görüşmeler yaptıklarını anlatan Babacan, muhataplarını Türkiye'deki gelişmeler konusunda bilgilendirdiklerini belirtti.
Babacan, “bu yaptığımız toplantıların amacı, Türkiye'deki reform sürecini anlatmaktır. Kişisel kontaklarımızı geliştirmeyi amaçlıyoruz. Bu arada muhataplarımızın Türkiye ile ilgili görüşlerini de alıyoruz. Bu ziyaretlerimizde bize en çok sorulan soruların başında, Kıbrıs konusu ve Türkiye'deki siyasi reform süreci gündeme geliyor. Ayrıca Türkiye'deki hızlı ekonomik gelişmeden memnuniyetle bahsediyorlar” dedi.

KIBRIS KONUSU

Babacan, “Kıbrıs sorununa” ilişkin soruya karşılık, Kıbrıs konusunda Türkiye'nin temel görüşlerinin devam ettiğini, Kıbrıs'ta kısmi ya da geçici bir çözüm bulunacağını ümit ettiklerini vurguladı. Finlandiya'nın Kıbrıs konusundaki çözüm önerisine de değinen Babacan, bu önerinin sabit olmayan ve devamlı detayları gelişen bir öneri olduğunu belirterek, “Finlandiya'nın Kıbrıs çözüm önerisinde içi doldurulmuş paket diyebileceğimiz bir şey yok. sadece fikirler tartışılıyor” dedi.

Haberin Devamı

Sadece Kıbrıs yüzünden Avrupa Birliği ile bir “tren kazası” olmaması gerektiğini belirten Babacan, böyle olması halinde süreçten AB projesinin de zarar göreceğini, projenin zarar görmesi durumda ise AB'nin artık katılımcı, çoğulcu bir yapıdan daha içine kapalı yapıya bürünmüş bir birlik haline geleceğini kaydetti. Kıbrıs konusunda AB'de adil olmayan bir yaklaşım olduğunu düşündüklerini belirten Babacan, “Kıbrıs'ın önümüze konması, adil değildir. Çünkü Kıbrıs ile ilgili süreç, müzakere sürecinden bağımsız hareket etmeliydi” dedi.

"AB'DE ÖZGÜVEN EKSİKLİĞİ VAR"

Babacan, Avrupa Birliği'nde aralık ayındaki liderler zirvesine kadar Kıbrıs konusunda somut bir çözüm hareketinin beklendiğini, bu sürece kadar beklenen çözümün “kısmi ya da geçici” bir çözüm olabileceğini vurguladı. Türkiye'nin daha önce ortaya koyduğu ve Birleşmiş Milletler resmi dokümanı haline gelen Kıbrıs çözüm önerisinin, kısmi bir çözüm içerdiğini hatırlatan Babacan, AB'nin kabul etmesi halinde bu çözüm önerilerini AB'de ortaya koyabileceklerini kaydetti.

Haberin Devamı

Babacan bu arada, halen resmi ziyarette bulunduğu İspanya'nın, Türkiye'nin Kıbrıs'taki çözüme ilişkin gayretlerini desteklediğini ifade etti.

Babacan, Kıbrıs'ta kesinlikle tek taraflı bir çözümden yana olmadıklarının da altını çizdi.
AB'nin bazen kendini, iç sorunlarına çok kapattığını, gücünün farkına varmadığını belirten Babacan, “AB'de özgüven eksikliği var” tanımlamasında bulundu. AB'de genişleme, anayasa konularının yer aldığı, korumacılığın içe kapanma direncinin ortaya çıktığı bir “sonbahar” döneminden geçildiğini belirten Babacan, bu sürecin çabuk atlatılmasını ümit ettiklerini dile getirdi.

TÜSİAD'IN ELEŞTİRİSİNE YANIT

Babacan, TÜSİAD Başkanı Ömer Sabancı'nın “başmüzakerecinin iki şapkalı olmasının sıkıntı yarattığına” ilişkin sözleri hatırlatıldığında ise “Bu, TÜSİAD Başkanı'nın kendi görüşüdür. Biz, bu soruya defalarca yanıt verdik. Müzakere edilecek bir çok fasıl, ekonomiyi çok yakından ilgilendiriyor” dedi.

301. MADDE TARTIŞMALARI

Avrupa Birliği'nin Kasım ayında yayımlanacak ilerleme raporuna kadar 301. madde ile ilgili bir adım atılıp atılmayacağına ilişkin soru üzerine Babacan, ”301. madde ile ilgili, hukukçulardan alternatifli bir çalışma istedik. Ancak bu çalışma, siyasi karar sürecine henüz gelmedi” diye konuştu.

FRANSA'TAKİ GELİŞMELER

Babacan, Fransa'da “sözde Ermeni soykırımının inkarını suç sayan” yasa teklifine ilişkin de, Türkiye'den 301. madde gibi ifade özgürlüğüne ilişkin konularda istekte bulunulurken, Fransa'daki gelişmelerin tezat oluşturduğunu kaydetti.
Babacan bu konuda, “Biz ifade özgürlüğünü savunurken, Fransa, Kopenhag kriterlerine karşı bir hareket içinde. Biz bu reformları kendimiz için yapıyoruz. Fransa'nın tutumu, Türkiye'de Avrupa Birliği aleyhtarlığını körükleyebilecek bir gelişme olacaktır” dedi.

Haberin Devamı

Avrupa Birliği sürecine yılmadan devam etmeleri gerektiğini anlatan Babacan, ”Türkiye kızarak, Avrupa Birliği sürecinden çıktığı zaman, bunun cevabını bulmak kolay değil. Bu süreç Türkiye'ye, ileriye açılımında hız sağlamaktadır. Avrupa Birliği, uzun vadeli somut bir hedef olarak reformlar için itici bir güç oluşturuyor” diye konuştu.
Ali Babacan, Türk Silahlı Kuvvetlerinin Avrupa Birliğine bakışı ve desteğine ilişkin soruya karşılık da, son yıllarda gerçekleştirilen reformlar ve demokratikleşme sürecinin, Türkiye'yi çok farklı bir noktaya getirdiğini ve bu sürecin, gerek asker gerekse sivil devletin tüm kurumlarının desteklediği bir süreç olduğunu vurguladı. Babacan bu nedenle, sadece asker değil Türkiye'de tüm kesimlerin bu reform sürecinin arkasında olduğunu ifade etti.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!