Emre BAYLAN/ANTALYA, (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Eylül 06, 2010 22:45
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, iktidarda oldukları 8 yıl boyunca demokrasi ve hukuk düzeni konusunda Türkiye’yi istedikleri noktaya getiremediklerini belirterek “Anayasa çerçevemiz, hukuk düzenimizle Türkiye’nin daha yüksek refah seviyelerini yakalaması mümkün olmayacak Artık bu çerçeve bize dar geliyor” dedi.
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Memur Sendikaları Konfederasyonu (Memur-Sen) Antalya İl Temsilciği’nin düzenlediği iftar yemeğine katıldı. Antalya Öğretmenevi’nde gerçekleşen iftarda Türkiye’nin 2002 yılından bugüne milli gelirini 3 bin dolardan 10 bin dolar çıkardığını kaydeden Bakan Babacan, “Türkiye’nin bu artan refahı dört bir köşede hissediliyor. Ekonomide elde ettiği başarı dünyanın dört bir tarafından konuşuluyor, takdir ediliyor. Bu başarını temelinde en önemli faktör güven faktörüdür. Bir ülkede güven ortamı varsa ekonomisi hızlı toparlıyor. Gelecekle ilgili şüpheler varsa, yönetime güven yoksa ekonomiyle ilgili sıkıntılar büyüyor” diye konuştu.
Bakan Babacan, ekonomi alanındaki bu reformlara karşın Türkiye’yi demokrasi ve hukuk düzeni konusunda istedikleri noktaya getiremediklerini belirterek, “Ekonomide reformlar konusunda çok ileriye gittik. Kriz yılı olan 2009’da en büyük sanayi kuruluşları kazançlarını artırarak çıktıysa demek ki Türkiye doğru şeyler yaptı. Fakat Bu ülke 30 bin, 40 bin dolar milli gelire nasıl ulaşacak? Anayasa çerçevemiz hukuk düzenimizle Türkiye’nin daha yüksek refah seviyelerini yakalaması mümkün olmayacak. Milli geliri 30 bin 40 bin dolar olup demokrasisi ağır aksak işleyen bir ülke göremezsiniz. Demokrasiyle ekonomi at kulağı gibi başbaşa gider. Artık bu çerçeve bize dar geliyor” dedi.
Bu nedenlerle 12 Eylül’ün çok önemli bir fırsat olduğunu belirten Babacan, “Türkiye, demokrasinin bir basamak daha yukarı mı taşıyacak, darbe dönemlerine aralık olan kapıyı kapatacak mı yoksa ‘Halimizden memnunuz. Böyle gelmiş böyle gider’ mi diyecek. 12 Eylül böyle bir karar” şeklinde konuşmasını sürdürdü.
Referandum sürecinin siyasi partilerin çekişme alanı haline geldiğini, sürecin genel seçimmiş gibi devam ettiğini belirten Bakan Babacan, “Karşımıza evet ya da hayır seçeneği çıkacak. Evet demek siyasi partiye evet demek değil. Evet demek Türkiye’de ben ‘Daha iyi işleyen bir hukuk düzeni, evrensel standartlarda demokrasi istiyorum’ demek” dedi.
Konuşmasında isim vermeden TÜSİAD’ı da eleştiren Bakan Babacan, “Yeri geldiği zaman tercih ortaya konabiliyor ama konu anayasa değişikliği olduğu zaman ‘Üyelerim bilir’ diyor. AB’ye tarafsa ve bu paket bizi AB’ye daha da yaklaştırıyorsa tarafsız kalmak tutarlı bir davranış değil” dedi. İftara katılan Memur-Sen üyelerinden anayasa değişikliğini siyasi parti seçimi havasına dönüştürülmesine mani olmaya çağıran Bakan Babacan, “Bu fırsat 1960’dan sonra önümüze çıkmış bir fırsat. Genel seçimler yakın. Mayıs, Haziran, Temmuz 2011’de Genel
Seçim var. İsteyen istediği partiye oy verir ama önce Türkiye’nin önüne çıkan bu önemli fırsatı başarıyla geçelim” diye konuştu.
Memur Sendikaları Konfederasyonu (Memur-Sen) Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, Konfederasyon olarak Türkiye genelinde başlattıkları kampanyada Pakistan’a 100 bin TL’lik yardım topladıklarını ve yardımların ‘Yüz akı’ İHH, Kimse Yok mu?, Deniz Feneri derneklerine eşit olarak teslim edildiğini söyledi.
Memur-Sen’in 9 yıl önce Türkiye’nin darbeciler ülkesi olmaktan kurtarmak ve memurun hükümetle toplu sözleşme imzasını sağlamak için yola çıktığını kaydeden Gündoğdu, “Bunun için de taşın altına elimize değil bütün vücudumuzu koyduk” dedi. Verdikleri mücadele sonucunda toplu sözleşme hakkının bugün Anayasa değişiklik paketi içinde yer aldığının kaydeden Gündoğdu, “Toplu sözleşme hakkımız pakette. Eğer Meclis'te çoğunluk ‘evet’ deseydi biz şimdi toplu sözleşme imzalayacaktık. Yüksek Seçim Kurulu Yüksek Siyaset Kurulu’na dönüşüp referandum tarihini ötelemeseydi toplu sözleşme yapmış olacaktık. İsteğimiz fiili toplu sözleşme imzalama demek bu kararlılıkla masaya oturduk. Sonuçta fiili toplu sözleşmeyi imzaladık” diye konuştu.
Türkiye’de oligarşik bürokratik yapının hakim olduğunu öne süren Gündoğdu, “Meclis İçtüzük’ü ‘Bayanlar Tayyör giyer’ diyor. Bu cümleye dayandırılarak bu ülkenin eski başbakanlarından birisi de dahil yüzde 99’u Müslüman olan bir ülkede Merve Kavakçı’ya haddini bildirmek için Meclis'çe ayağa kalkıyor. O başbakan da dahil, terörist başına bile haddini bildirmek için o kadar şevkle ayağa kaldırıldığını görmedim” dedi.
Konuşmasında Yargıtay’da yaşanan ‘Öcalan’a ihtiyacımız var’ tartışmasına da göndermede bulunan Gündoğdu, “İpin ucunu kaçırmışlar, Türk milleti adına karar vermesi gerekenler Öcalan’a ihtiyaç duyuyorsa Türk milletinin o yargıçlara ihtiyacı yok” diye konuştu. 3 bin kişilik iftar yemeğinde, Anayasa değişiklik paketiyle Türkiye’nin demokrasi liginde 1’inci sıraya çıkacağını savunan Gündoğdu, sadece anayasanın geçici 15’inci maddesinin kaldırılmasının hatırına pakete ‘evet’ oyu verilebileceğini söyledi. 12 Eylül’de yapılacak referandumu milli maça benzeten Gündoğdu, “Darbecilerin kirlettiği 12 Eylül’ü millet iradesiyle temizleyeceğiz” diye konuştu.