Güncelleme Tarihi:
Brüksel'de Kanal 24'ün sorularını yanıtlayan Babacan, mevcut anayasanın 1980 askeri darbesinden sonraki ortamın iklimi yansıttığını ve her ne kadar AB reformları çerçevesinde yaklaşık 3'te birini değiştirmiş olsalar da, Kopenhag kriterleriyle "yüzde yüz uyumlu" olmadığını belirtti.
"Mevcut anayasamızla ilgili önemli düzenlemeler yapmak Türkiye'nin ihtiyacıdır" diyen Babacan, bu düzenlemelerden önce mümkün olduğunca geniş bir mutabakat zemini oluşturmak istediklerini ifade etti.
Babacan, Türkiye'deki reform süreciyle alakalı olarak, 2007-2008 yasama döneminde AB müktesebatıyla ilgili 29 yasanın TBMM tarafından kabul edildiğini, şu anda ise her şeyiyle tamamlanmış ve TBMM'ye gönderilmiş 32 yasa tasarısının bulunduğunu bildirdi.
Ulusal Program (UP) taslağı hakkında da bilgi veren Babacan, taslakta 130'un üzerinde yasal düzenleme, 340'ın üzerinde ikincil düzenleme bulunduğunu anlattı. UP'de sadece yasal düzenlemeler değil, anayasa değişikliğini gerektirecek önemli adımların da öngörüldüğünü söyleyen Babacan, geniş kesimlerin mutabakatıyla UP'ye nihai şeklini vermek istediklerini kaydetti.
UP ile ilgili tartışmaları TBMM'nin ilk yasama günü olan 7 Ekime kadar tamamlamayı ve bir an önce uygulama safhasına geçmeyi hedeflediklerini söyleyen Babacan, Türkiye'nin reformlarda kaybedecek vakti olmadığını vurguladı.
Babacan, bir soru üzerine, halen Adalet Bakanlığının yargı reformu stratejisi belgesi üzerinde çalıştığını ve yıl sonuna kadar bu çalışmalarını tamamlamayı öngördüğünü belirtti.
Öte yandan Babacan, Türkiye'nin AB müzakere sürecinde her dönem başkanlığında iki faslın açıldığını gözlemlediklerini, oysa Türkiye'nin teknik hazırlıklarının çok daha ileri bir noktada olduğunu, bunu AB Komisyonu teknisyenlerinin de söylediğini kaydetti.
Babacan, iki faslın açılmasının zaman içinde sürekli bir hal almasıyla birlikte şüphelenmeye başladıklarını ifade ederek, şöyle devam etti:
"Yani acaba bize söylenmeyen, kendi aralarında bir mutabakat mı var? Türkiye'yi bu hızda götürelim, Türkiye çok hızlı ilerleyip de kapıyı üyelik için hemen çalmasın gibi bir yaklaşım mı var? İki iki gidince yılda 4 fasıl demek. Yıl sonu itibariyle 10 faslı açtığımızı kabul edersek, geriye 23 fasıl kalıyor. Bunu da 4'e bölersek 2014 gibi bir rakam. Acaba akıllarında 2014 gibi bir tarih var, onun için de böyle iki iki mi götürüyorlar? 2014'den daha erken tarihte Türkiye kapıyı çalmaya zorlamaya başlarsa, bunun için kendilerini hazır hissetmiyorlar mı daha? Bunlar da aklıma geliyor doğrusu."
Babacan, AB'nin bir sonraki dönem başkanı Çek Cumhuriyeti'nin Dışişleri Bakanı Karel Schwarzenberg ile bugünkü görüşmesinde, her dönem başkanlığında iki fasıl açılması kuralını bırakıp, artık bu sayının 3-4'e yükseltilmesini istediğini aktardı.