Baba olmayı biliyor musunuz?

Güncelleme Tarihi:

Baba olmayı biliyor musunuz
Oluşturulma Tarihi: Mart 03, 1999 00:00

Haberin Devamı

Günde sekiz saat mesai verdiğimiz bir meslek için en az sekiz yıl eğitim alıyoruz. Ya ömür boyu süren babalık için ne yapıyoruz? İşte bu soruyu Anne Çocuk Eğitim Vakfı'nın başlattığı Baba Destek Programı (BADEP) yanıtlıyor. 3-9 yaş arasında en az bir çocuğu olan okur yazar babalara yönelik olarak başlatılan BADEP projesinin öncelikli hedefi, babaların çocuklarıyla aile içindeki iletişimini güçlendirmek. Anne Çocuk Eğitim Vakfı (AÇEV), BADEP'in başlangıç bildirgesinde hedefini şöyle açıklıyor: ‘‘Babanın evde gerek çocuğuna, gerekse eşine karşı uygulayacağı demokratik yöntemleri öğrenerek daha demokratik, mutlu bir aile ve topluma ulaşmak...’’

Kadının toplumsal yaşama katılımını sağlamak amacıyla 1982'de birkaç eğitim gönüllüsü tarafından başlatılan Anne Çocuk Eğitim Programı bir süre sonra, Anne Çocuk Eğitim Vakfı'nın çatısı altında yürütülmeye başlandı. AÇEV'in başlangıçtaki amacı, kadının çocuklarıyla iletişiminin yöntemlerini aktarmak, kadınların gündelik yaşamdaki sosyal eksikliklerini gidermek ve temel eğitim gereksinimlerini karşılamaktı. Örneğin satın alacakları tüpün fiyatını okuyabilmek ya da binecekleri otobüsü seçebilmek gibi...

AÇEV'in en son projesi olan ‘‘Baba Destek Programı’’ (BADEP), Anne Çocuk Eğitim Programı'nın yaygınlaşmasıyla birlikte ortaya çıkan bir ihtiyaç. Aldıkları eğitim sayesinde çocuklarıyla çok iyi iletişim kurduklarını, eşleri eve gelene kadar her şeyin mükemmel olduğunu söyleyen anneler, ancak eşleri geldikten sonra bütün iletişimin koptuğundan şikayet ederler. Annelerin ‘‘Biz evde öğrendiklerimizi uygulayarak çocuklarımızla mükemmel bir iletişim kurmayı başarıyoruz. Ama akşam baba geldiğinde her şeyi mahvediyor!’’ şeklindeki eleştirilerinin üzerine ilk olarak AÇEP'te eğitim gören kadınların eşlerine yönelik olarak Baba Destek Programı (BADEP) başlatıldı.

ÖNEMİ YENİ ANLAŞILDI

AÇEV Proje Koordinatörü Erçin Kimmet, Baba Destek Programı'nın başlatılmasının ikinci ve daha önemli bir nedenini de şöyle aktarıyor: ‘‘Yapılan araştırmalar, babanın çocuğun yetişmesindeki rolünün en az anneninki kadar büyük olduğunu gösteriyor. Çocuğun zihinsel gelişiminden tutun cinsel gelişimine dek babalığın daha önce önemsenmeyen rolü yeni keşfedildi. Sanıldığının aksine babalık rolü kesinlikle ikincil bir rol değil. Aile içindeki ilişkilerin sağlamlaşması, ancak bireylerinin aralarındaki diyaloglarını güçlendirmekle mümkün. Mutlu aileler de ancak bu yolla kurulur...’’

1995'te İstanbul Bostancı Halk Eğitim Merkezi'nde beş haftalık pilot uygulama olarak başlatılan BADEP programı, 1996'da geliştirilerek Kristal-İş Sendikası'nın da desteğiyle Paşabahçe Cam Fabrikası işçilerine uygulandı. Birkaç yıllık pilot uygulamaların ışığında 1997 yılında revize edilen Baba Destek Programı, farklı toplumsal gruplar üzerinde uygulandı.Kartal'daki Kurfalı İlköğretim Okulu'nun öğrencilerinin babalarına yönelik olarak başlatılan BADEP programı, sosyo-ekonomik düzeyi düşük bir kesimde uygulanmasına rağmen, büyük bir başarı örneği gösterdi.

Ekonomik düzeyi yüksek insanların semti olarak bilinen Kemer Country'deki Kemerburgaz İlköğretim Okulu'nda başlatılan uygulama da Kartal Kurfalı'daki gibi babaların da akınına uğradı.

AÇEV Proje Koordinatörü Erçin Kimmet, sosyo-ekonomik düzeyleri farklı babaların yaşadıkları sorunların tek farkını şöyle aktarıyor: ‘‘Bütün babaların sorunları aynı. Fakir baba çocuğuna bir şey alamıyor. Zengin olan ise sadece para veriyor. İkisinin de sorunu ortak: İletişim yok!’’

Sıra, programı entelektüel kesimlere ulaştırmaya gelmişti. Ekonomik düzeyleri yüksek olmayan fakat kültürel açıdan zengin insanların toplandığı Toplumsal Araştırmalar Vakfı'nın Kadıköy şubesinde denenen program yine olumlu sonuçlar verdi. Baba Destek Programı, şu anda Merdeces-Benz'in Türkiye'deki en büyük tesisi olan Hoşdere'deki otobüs fabrikasında devam ediyor.

12 HAFTA, ÜCRETSİZ

BADEP projesinin son olarak uygulandığı Mercedes fabrikasının kapılarını AÇEV'e açan Mercedes Personel Müdürlüğü'nden M. Emin Güney, çalışanlarını sosyal açıdan beslemek amacıyla bu projeye destek verdiklerini söylüyor. Güney, ‘‘Biz hem çalışanlarımızın eğitimine, hem de yaptığımız bağışlarla AÇEV'in bundan sonraki projelerinin finansmanına katkıda bulunmuş oluyoruz’’ diyor.

Programın finansmanı oldukça dayanışmacı bir şekilde sağlanıyor. AÇEV program için katılımcılardan herhangi bir ücret talep etmiyor. Programın uygulanmasını isteyen sendika, işveren veya sivil toplum örgütlerinden de para alınmıyor. Erçin Kimmet, ‘‘Ancak maddi açıdan büyük zorluklar içinde olduğumuzu gören işverenler vakfa bağışta bulunabiliyorlar. Bunun dışında da sponsorlara ihtiyacımız var. Yeni proje ve programlarımızı maddi yetersizliklerden dolayı sürekli ertelemek zorunda kalıyoruz’’ diyor.

Kimmet, BADEP'in ‘anne-baba okulu’ olmadığını, bilgi ve becerilerin paylaşılarak davranış değişikliklerin etkileşimli olarak sağlanmasını hedeflediğini söylüyor. 12 hafta süren programda her oturumda babalar çocuklarıyla yaşadıkları sorunları tartışarak çözüm yollarını birlikte buluyorlar. Bir örnekten topluca çözüme ulaşılıyor.

DAHA ÇOK EĞİTMEN DAHA ÇOK BABA

AÇEV, BADEP'i özellikle sendika ve sivil toplum örgütleri aracılığıyla geniş kitleleri ulaştıracağını düşünüyor. Öncelikli olarak sendikaların içinden temsilcileri eğiterek onların programı çalışanlara aktarmalarını sağlamayı düşünüyorlar. AÇEV'in akademik desteğiyle sürdürülecek program, yeni eğitmenlerle geometrik olarak daha çok katılımcı babaya ulaşacak.

Baba Destek Programı'nın mimarları Doç.Dr. Sevda Bekman ve Prof.Dr. Çiğdem Kağıtçıbaşı. Kadir Özer, Banu Verdan, Kadir Akbulut, Nur Sucuka da BADEP'e hayat veren diğer isimler. Altısı psikolojik danışman, biri doktor, biri psikiyatrist ve biri eğitimci olmak üzere dokuz kişilik bir eğitimci grubu da programı babalara aktarıyor.

Kimmet, ‘‘AÇEV olarak en büyük hayalimiz, projemizi köy kahvelerine kadar götürmek. Babanın önemi fark edilmeli. ‘Baba para getirir' düşüncesiyle babanın çocuk üzerindeki duygusal etkisi sürekli olarak görmezden gelinmiş. Bu düşünceyi kırmamız için toplumun da bu tür eğitimlere açık olması gerekir. Böylece kendiyle, ailesiyle ve yaşadığı toplumuyla barışık bireyleri oluşturabiliriz’’ diyor.

Artık bağırmıyorum

Baba Destek Programı’na katılan babaların vakfa yazdıkları mektuplardaki ilginç satırlar dikkati çekiyor. Babalardan biri şunu itiraf ediyor: ‘‘Artık çocuğuma eskisi kadar bağırmama gerek kalmıyor.’’

Babaların BADEP'e katıldıktan sonra anlattıkları ise şöyle:

Ceza vermeden çocuğumu eğitebileceğimi gördüm

Eskiden çocuğumla çok çatışmamız olurdu. Şimdi sorunları çözebiliyorum.

Dışarıdaki ilişkilerimde de yardımcı oldu. Arkadaş ve amirlerimle daha iyi geçiniyorum!

Mercedes'in Hoşdere'deki fabrikasında süren BADEP programına katılan babalardan Müslüm Demir, programın yararlarını hemen görmeye başladığını söylüyor: ‘‘İkisi okula giden üç kızım var. Küçük kızım ders çalışan ablalarını rahat bırakmaz, onların defterlerini hırpalardı. Her türlü yöntemi denememize rağmen sorunu çözemedik. Ancak BADEP'ten öğrendiklerimle farklı bir yöntem denedim. Küçük kızıma ayrı bir defter ve kalem aldım. Artık ablalarının defterlerine zarar vermiyor. Biz de böylece sorun yaşamıyoruz.’’

Çocuğumla dost oldum

Baba Destek Programı'nın sorumlusu ve aynı zamanda eğitimcilerinden Kadir Akbulut'a göre katılımcı babalardaki değişimi gözlemek ‘‘muhteşem’’ bir şey... Babaların, gruplarda konuşulan konuları bir hafta içinde çocuklarıyla paylaşıp tepkileri hemen yansıtmalarının oldukça şaşırtıcı olduğunu söyleyen Akbulut, ‘‘Baba-çocuk ilişkisindeki olumlu değişimleri görmek bir eğitimci olarak beni inanılmaz derecede mutlu ediyor.’’ diyor. Psikolojik Danışman Akbulut, BADEP'e katılan babalardan birinin anlattığı bir anıyı aktarıyor: ‘‘Baba ‘Oğlum eskiden sadece para isterdi benden... Ama artık akşamları iki dost gibi birbirimize sorunlarımızı anlatıyoruz' demişti. Bir eğitimcinin yıllar boyunca duymak isteyeceği sözcükler bunlar...’’



Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!