Baba güne nasıl başlıyor

Güncelleme Tarihi:

Baba güne nasıl başlıyor
Oluşturulma Tarihi: Ekim 11, 1999 00:00

Yener SÜSOYCumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Çankaya Köşkü'nün gizli kapılarını ilk kez Hürriyet'e açtıCumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in Çankaya'sında bir gün yaşadım ve gördüm. Her saniye bütün Türkiye'nin nabzını ne denli sıkı tuttuğuna tanık oldum. Doktorlarından korumalarına kadar gerçekten çok emin ellerde olduğunu gördüm. Köşkte kimselerin giremediği özel odasındaki sabah kahvaltısı sohbetinden günlük sağlık kontrollerine, sabah brifinginden akşamın geç saatlerine kadar süren kabullerine kadar. Samimiyetle itiraf edeyim, benden 23 yaş büyük olan Demirel, inanılmaz hızlı temposuyla beni soluksuz bıraktı. Geçmişte onun seçim gezilerini izleyen biri olarak gördüm ki yıllar Süleyman Bey'e vız gelmiş. Aman nazar değmesin. Gelin, şimdi hep birlikte Çankaya Köşkü'ünün 5 numaralı kapısından içeri girelim. Unutmayın, Çankaya'da saatler Demirel'le başlar...1934'de tamamlanan, Büyük Atatürk'ün hem Cumhurbaşkanlığı makamı, hem de konut olarak yaptırdığı Çankaya'daki tarihi Pembe Köşk'ün ikinci katındayız. İki tahta basamakla çıkılan sera gibi düzenlenen odanın sol bölümünde turuncu renkli bir tane üçlü, iki tane ikili, bir de tek koltuk yer alıyor. Ortadaki üstü cam sehpanın üzerinde gazete ve çiçekler var. Odanın sağ bölümde ise üzerinde peçetelerle birörnek muhteşem elişi işlemeli beyaz örtü olan dikdörtgen bir masa var. Camların önünde süs çiçekleri, hazeran kaplı kaloriferin üstünde ise Demirel'in dünya liderleri ve aile yakınlarıyla çekilmiş fotoğrafları bulunuyor. Odanın duvarlarındaki raflarda dünyada en son çıkan kitaplar, dergiler duruyor. Nazmiye hanım burasını tepeden tırnağa yenileyip kendine özgü bir çizgide oluşturmuş.DOKTORU ŞİKAYETÇİDemirel'in Çankaya'daki günü sağlık kontrolüyle başlıyor. Köşk'te ‘‘Cumhurbaşkanlığı Acil Sağlık Sistemi’’ adlı müthiş bir düzen kurulmuş. Sistemin kurucusu ve yöneticisi, Cumhurbaşkanlığı Sağlık Başdanışmanı ve Ankara Numune Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Osman Müftüoğlu. Son dokuz yıldır Demirel'in yanında çalışan Müftüoğlu, pazar günleri hariç her sabah 07.45'de günlük vizitine başlıyor. Cumhurbaşkanı, Dr. Müftüoğlu'nu benimle tanıştırırken ‘‘Osman benden şikayetçidir; sor da sana anlatsın’’ dedi. Müftüoğlu boynunu büktü, gözlüklerini düzeltti; sonra ‘‘Sayın Cumhurbaşkanımızdan bazı şeyleri uygulamasını arz etmek, kaplana gem vurmaya benzer. Yine de çok iyi, uysal bir hastadır’’ diye cevap verdi.CHECK-UP BAŞLIYORDemirel, check-up'tan önce günlük ilaçlarının ilk bölümünü içti. Demirel her gün iki diyabet, bir tansiyon, üç vitamin hapı alıyor. Vitaminler Müftüoğlu tarafından özel olarak kombine edilmiş, piyasada satılmıyor. Bundan sonra Demirel'in tansiyonu ölçtü doktoru ve hemen sonucu söyledi: 13/8. Sonra da nabzına baktı, 78 idi.DİJİTAL EKGSıranın kalp elektrosu çekimine geldiğini söyledi Demirel. Bekliyorum ki, koca makineler taşınacak, vazelinler sürülecek, Demirel'in ayaklarına, kollarına elektrotlar bağlanacak. Ne gezer?.. Dr. Müftüoğlu, gülerek ceketinin iç cebinden ‘‘Tetris’’ gibi bir şey çıkarıp Cumhurbaşkanının kalbinin üstüne oturttu. Aletin küçük ekranında görünmeye başladı Demirel'in kalp atışları. Meğer o minik kutu, Japon malı dijital bir EKG cihazıymış. Demirel bu cihazdan birini Ankara'da kalp ameliyatı geçiren Azerbaycan Devlet Başkanı Aliyev'e armağan etmiş. Cihaz ölçülen tüm değerlri hafızasında saklıyor. Müftüoğlu Demirel'in kalbini de dikkatle dinledikten sonra; ‘‘Efendim hiçbir sorununuz yok, bütünüyle sağlıklısınız.’’ dedi.GÖZLERE DAMLASon olarak Demirel'in sağ gözüne ilaç damlatıldı. Sağ gözündeki Glokom (göz tansiyonu) iki kez 35'e yükselince, geçen yılki Amerika gezisinde ünlü John's Hopkins Hastanesi'nde lazerle müdahale yapılmış. Şimdi göz tansiyonu 17'ye düştüğü için günde iki kez göz damlası tatbikiyle yetiniliyor. Bu damla konusunda Demirel öylesine dakik ki, yolda giderken otomobilini durdurtup doktorunu çağırıyor.Kahvaltıda ne, nereden geliyorSüleyman Demirel'in sabah check-up'ından sonra kahvaltıya oturuyor. Arkadaşımız Yener Süsoy’un da katıldığı kahvaltı, bildiğimiz geleneksel Türk kahvaltısı. Sadece biraz daha zengin. Çünkü Anadolu'nun her köşesinden köşke yiyecek geliyor. Baba'nın sofrasına şu illerden şu yiyecekler geliyor:Van'dan otlu peynirİzmir'den tulum peyniriEdirne'den beyaz peynirKars'tan kaşar peyniriIsparta'dan tulum peyniriOrhangazi'den sese zeytiniAyvalık'tan siyah zeytinŞemdinli'den balAyakkabı numarası 44Demirel'in ayakkabı numarası 44. Tercih ettiği renk ise siyah. Genellikle hazır alıyor, kimi zaman da özel yaptırtıyor. Yurt dışından tercih ettiği marka Bally.Tercihi koyu renkElbiselerini genellikle yurt içinden tercih ediyor. Yakın bir süre öncesine kadar İlhan Şerif ve Sarar'dan giyinen Cumhurbaşkanının elbiseleri UKİ'den. Her üç firma da bu elbiseleri Cumhurbaşkanının en ayrıntılı ölçülerini alarak özel olarak dikiyor. Elbiselerde koyu rengi tercih ediyorBerberi 30 yıllıkDemirel'in eski yaşamından ve halktan kopmadığının bir göstergesi de berberi. Saçlarını Tunalı Hilmi'deki 30 yıllık berberi her ay bir kere Köşk'e gelerek saçlarını kesiyor.Sabah ilaçları2 adet diyabet hapı1 adet tansiyon hapı3 adet vitamin hapı (Bu haplar dışarıda satılmıyor. Özel doktoru tarafından özel olarak kombine edilmiş).Taraksız dolaşmıyorCumhurbaşkanı Demirel, kahvaltıda sohbet ederken birden ceplerini boşaltmasını isteyince; ‘‘Yahu senden gizleyecek neyim var, çok yaman adamsın’’ dedi. Sonra ceketinin tüm ceplerini tek tek boşaltarak masanın üstüne dizmeye başladı. Önce ceketinin sağ cebinden başladı. Cumhurbaşkanlığı amblemli altın bir anahtarlık ile yine altın bir anahtarlık biçiminde, kılıf içinde küçük bir Kuran çıktı. ‘‘Bunu cebimde hep taşırım’’ dedi, ancak kimim armağanı olmadığını söylemedi. Ceketinin sol iç cebinden iki dolmakalem çıktı. Biri 18 ayar ünlü bir marka altın dolmakalem. Sonra bir de kırmızı tükenmezkalem çıkardı. Sol ön cebinden Cumhurbaşkanlığı forslu bir tomar not kartı çıkardı. Küçük kartların Üzerinde günlük notlar, programlar yazılıydı. Derken son olarak kahverengi bir tarak çıkardı cebinden. Güldüğümü görünce devam etti; ‘‘Gülme Yener, saçımda iki tel bile kalsa yine taşırım.’’BAHŞİŞİ 5 MİLYONDemirel'in ceketinin sağ iç cebinden ise tam beş adet 5 milyonluk banknot çıktı. ‘‘Bu paraları sadece bahşiş için kullanırım, başka hiçbir şey için ben para kullanmam’’ dedi. En büyük kupür olan 5 milyon lira en küçük bahşişimdir. Son günlerde bahşişi 10 milyona çıkardım'' diye ekledi.Sıra gelmişti pantolon ceplerine. Sağ cebinden bir tesbih çıkarıp öyküsünü anlattı: ‘‘Bunu bana 1993'te kendisini ziyaret ettiğim Suudi Arabistan Kralı Fahd hediye etti. Ziyaretin sonuda tam kalkarken avucumun içine bir şey koydu, baktım bu tesbih. Bunu o günden beri hep yanımda taşırım.’’ Demirel'in yakasını çok şık, çok değerli bir ay-yıldız rozet süslüyor: ‘‘Bunu bana kayınbiraderim Ali'nin eşi Füsun armağan etti.’’ Kayınbirader Ali Şener o sırada aramıza katıldı. Eniştesinin rozetini o anlattı kısaca, ‘‘Cumhuriyetin kurulduğu sene yapılmış bir antikadır. Üzeri pırlanta ve yakutlarla süslü’’ dedi Copyright 1999   Hurriyet| ana sayfa | son dakika | haber indeksi | türkiye | ekonomi | dünya | spor | yaşam | yazarlar | tv programlari | fal | | hava durumu | kelebek | istanbul | | | | | | teknonet | interaktif tüketici | | | | seri ilanlar | e-mail | | |
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!