Güncelleme Tarihi:
“Baba Candır’ın 38.Bölümünde; Haluk, Hasan'ı annesinin fotoğraflarına bakarken yakalayınca, annesinin aslında dün arabasına binen kadın olduğunu anlar. Bahar ise Ece'nin yardımı ile Salih'in evine sığınmıştır ve tüm hikayesini Salih ve ailesi ile paylaşarak onların kalbini kazanır. Hasan ile oğluna söylediği tüm yalanlardan pişman olur.
SON BÖLÜMDE NELER OLDU?
“Baba Candır’ın 38.Bölümünde Haluk, Hasan'ı annesinin fotoğraflarına bakarken yakalayınca, annesinin aslında dün arabasına binen kadın olduğunu anlar. Haluk ise annesinin evine geldiğini öğrenince onu bulmak için peşine düşer. Emrecan istemese de Ceylan'ın Almanya'ya gitmesine engel olmaz. Fakat Ceylan Emrecan'a haber vermeden evi terk eder. Müjde ile Adnan boşanma dilekçelerini imzalarlar. Fakat imzadan sonra Adnan'ın Egemen ile paylaşacağı çok büyük bir sürprizi vardır.
Haluk annesini saklayanın Ece olduğunu öğrenecek mi? Emrecan Ceylan'ın nereye gittiğini öğrenebilecek mi?
OYUNCULAR
Uraz Kaygılaroğlu
Haluk
Haluk büyük bir inşaat holdingi sahibi olan Hasan’ın 32 yaşındaki oğludur. Yurt dışında okuduğu için babasından yıllarca uzak kalmıştır. Okulu bitince babası onu şirketin yönetim kurulu başkanı yapmış ama baba oğulun ilişkisi patron, çalışan ilişkisinden öteye gidememiştir. Haluk kendini kanıtlayabilmek için çok çalışıyor ama sert ve kontrolcü tavırlarıyla altında çalışanları hayatından bezdiriyordur. Haluk babasının asistanı Ece’ye sinir olmaktadır. Ece’nin babasına kendisinden yakın oluşu ve işinde hızla yükselmesi Haluk’a batıyordur.
Berna Koraltürk
Ece
Ece 30 yaşında Türkiye’nin büyük holdinglerinden birinde yönetici asistanlığı yapan genç bir kadındır. Yıllardır aynı şirkette çalışmış, disiplini ve çalışkanlığı sonucu hızla yükselerek holding patronu Hasan’ın sağ kolu olmuştur. Ece iş hayatında yükselebilmek için hayatını işine adayarak özel hayatını bir kenara itmiştir. Bu durum babası Salih’i üzse de Ece hayatından memnundur. Ece’nin tek derdi patronun şımarık oğlu Haluk’tur. Ece patronu Hasan beyi ne kadar seviyorsa oğlundan o kadar nefret ediyordur.
Özgün Karaman
Emrecan
23 yaşındaki Emrecan ailenin en küçük çocuğudur. Tam bir “Problem Çocuktur”. Hayatı boyunca neye elini atsa başarısız olmuş,başı beladan hiç kurtulmamıştır. Yarattığı problemlerin yarısından kıvrak zekası ve sevimliliği ile yırtmış, kalan yarısından ise onu babası Salih kurtarmıştır. Emrecan asi ruhlu ve tembel bir genç olmasına rağmen özünde iyi kalpli ve dürüst biridir. Emrecan’ın hatalı seçimleri ailesinin hep alay konusu olmuştur. Emrecan işsiz geçen iki yılının ardından iş bulup kendisini ailesine kanıtlamak ve özgürlüğünü eline almak istiyordur.
Melis Tüzüngüç
Ceylan
Ceylan 23 yaşında Ürgüp’te yaşayan hayatını balon pilotluğu yaparak kazanan neşeli, yardımsever ve hayalperest bir genç kızdır. Ailesini yıllar önce bir trafik kazasında kaybetmiş komşular ve mahalleliler tarafından büyütülmüştür. Ceylan’ın hayatı 12 yaşındayken İstanbul’da okuyan bir grup çocuğun Kapadokya’ya geziye gelmesiyle tamamen değişir. Geziye gelen çocuklardan biri boğulma tehlikesi geçirince onu kurtaran Ceylan olur. Ceylan ve hayatını kurtardığı çocuk Emrecan, 11 yıl sonra İstanbul’da Ulus Parkında buluşup birbirleriyle evlenmek için söz verirler. Ceylan sözünü hiç unutmaz. İstanbul’a gidip Emrecan ile buluşacağı günün hayaliyle yaşar. O gün geldiğinde bavulunu toplar, Emrecan’dan sonra en büyük aşkı olan pilotluk okulunun broşürünü cebine katar ve İstanbul’a gelir. Ceylan ve Emrecan tesadüf eseri karşılaşırlar. Ceylan Emrecan’ı tanıyınca ondan verdiği sözü tutup onunla evlenmesini ister. Oysa Emrecan’ın kimseyle evlenmeye niyeti yoktur. Emrecan Ceylan’ın hayatını kurtardığı çocuğun ısrarla kendisi olmadığını söyler ama Ceylan ona inanmaz. Emrecan’ın evine yerleşir ve verdiği sözü tutmasını bekler. Zaman içinde Emrecan ve Ceylan yakınlaşacak gerçek çocuk ortaya çıktığında, Ceylan Emrecan’a duyduğu aşk ve o çocuğa karşı verdiği söz arasında kalacaktır.
Settar Tanrıöğen
Salih
Salih 55 yaşında karısı öldükten sonra üç çocuğunu tek başına büyütmek zorunda kalmış yufka yürekli bir yufkacıdır. Karısı genç yaşta bu hayattan göçüp gidince çocuklarına hem analık hem de babalık yapmıştır. Salih’in hayattaki tek amacı çocuklarının hem iş hayatında, hem de özel hayatlarında mutlu olduklarını görmektir. Çocuklar ise, artık büyüdükleri için, babalarının sözünü pek dinlemeden, kendi başlarının çaresine kendileri bakmayı, yani hayatı kendi bildikleri gibi yaşamayı tercih etmektedirler. Salih bu durumdan memnun değildir çünkü onun gözünde çocukları hala küçüktür ve onun ilgisine ve korumasına ihtiyaçları vardır. Salih çocuklarının yaptığı her şey için kendini sorumlu hisseder ve onların hatalarını düzeltmek için büyük çaba harcar.
BABA CANDIR GENEL HİKAYESİ
Baba Candır dizisinin ana hikayesi Emrecan’ın 11 sene önce katıldığı bir okul gezisinde meydana gelen bir yanlış anlaşılma; daha doğrusu bir “şaka” sayesinde başlar ve yürür.
“Hayat tesadüflerle yürür” sözünü doğrular şekilde; Emrecan’ın, ilkokuldayken, Ürgüp Peri Bacaları’na düzenledikleri bir okul gezisi sırasında karşılaştığı akranı yaştaki bir kız, büyüdüğünde, hem başının bir numaralı belası hem de hayatının aşkı olacaktır.
Ceylan, doğma büyüme Ürgüplü, güçlü karakterli, güzel yüzlü, akıllı, uslu, iyi kalpli, çalışkan, ve şirin bir kızdır.
Emrecan ve yakın arkadaşı Rüzgar; ilkokul gezisi sırasında, okul arkadaşlarından ayrılıp, dar bir vadide bir başlarına gezinmeye başlarlar. Ve o anda Rüzgar göle düşer, yüzme bilmediği için boğulması an meselesidir. Emrecan, bir türlü suya atlayıp arkadaşını kurtarmaya cesaret edemezken ve Rüzgar, tam kendini suyun derinliğine bırakıp boğulmak üzereyken; o sırada tesadüf eseri ordan geçmekte olan, Ürgüp’ün yerlisi küçük kız Ceylan, koşarak geldiği göle atlar ve Rüzgar’ın hayatını kurtarır.