Güncelleme Tarihi:
Antalya Adli Tıp Kurumundaki otopsisinin ardından yakınları tarafından teslim alınan Hatyaoğlu'nun cenazesi, tören için Cumhuriyet Mahallesi'ndeki İstiklal İlkokulu bahçesine götürüldü.
Cenaze törenine Haytaoğlu'nun babası Mustafa, annesi Mezide, ablası Ezgi Tuğba ve kardeşi Hazan Haytaoğlu, yakınları, Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Mücahit Demirtaş, Osmaniye Valisi Erdinç Yılmaz, AK Parti Osmaniye milletvekilleri Mücahit Durmuşoğlu ve İsmail Kaya ile çok sayıda vatandaş katıldı.
Üzerine Türk bayrağı örtülen tabuta, ablası Ezgi Tuğba Haytaoğlu, Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü öğrencisi kardeşi için mezuniyet cübbesi serdi.
Cenaze namazının ardından Haytaoğlu'nun naaşı, Durmuşsofular köyündeki mezarlıkta defnedildi.
Antalya'da 28 Temmuz'dan beri kızlarından haber alamayan Haytaoğlu ailesinin durumu İlçe Emniyet Müdürlüğüne bildirmesinin ardından arama çalışması başlatılmış, genç kızın cesedi Varsak ormanlık alanında gömülmüş halde bulunmuştu. Şüpheli M.M.A. çıkarıldığı sulh ceza hakimliğince tutuklanmıştı.
BABA, DHA'YA KONUŞTU
Kızının cenazesini memleketine getiren Mustafa Haytaoğlu, muhtarı da olduğu Dervişpaşa Mahallesi'ndeki evinin yanındaki İstiklal İlkokulu'nun bahçesinde taziyeleri kabul etti. DHA'ya konuşan Haytaoğlu, katil zanlısına seslenerek, "Onun 8-9 yaşlarında oğlu varmış. Görsem başını okşarım. Babalık böyle olmayı gerektirir. Eğer beni duyuyorsa adamlık, insanlık görsün. Çocuklar bir melektir, onları suçu yoktur" dedi.
'KİMSE KİMSEYE GÜVENEMEYECEK Mİ?'
Kızının katili Mustafa Murat Ayhan'ın ağırlaştırılmış müebbet cezasına çarptırılması gerektiğini kaydeden Haytaoğlu, “Benim kızım üniversite öğrencisiydi, bunları hak etmemişti. Bu dünyada kimse kimseye güvenmeyecek mi? Ben yüce Türk adaletine güveniyorum. İnşallah hak ettiği cezayı alır. Ağırlaştırılmış müebbet cezasından aşağısı kurtarıyor mu sizce? Hak etmedi mi? Hiç olmasa iyi. Tamam çocuğu boğdun, öldürdün, parça parça edip götürüp ormana atmak ne?" dedi.
Mustafa Haytaoğlu, kızının kaybolduğu gece ablası Ezgi Tuğba ile tartıştığı iddialarına ilişkin şunları söyledi:
“Küçük kızım aradı, delta varyantı olduğunu söyledi. 'Kızım kendine niye dikkat etmedin?' dedim. 'Baba oldu bir kere' dedi. 'Niye aşı olmadın?' dedim. 'Olmadım' dedi. O zaman 'ablan yanında, her dediğini yapacaksın' dedim. 'Tamam babacığım' dedi. Ondan sonra da ablasına bağışıklık sistemini güçlendirecek şeyler içirmesini söyledim. Kızım biraz hareketli, sıkılırdı. Ablası ona çok güzel bakıyordu. Kızım öğretmen, cahil değil. Şimdi o akşam 'abla aşağı inmek istiyorum' diyor saat 20.00 gibi. Kızım 'İnemezsin' diyor. Sonra da 'Aşağı banka gidip oturabilirsin' diyor. Tartışmanın hepsi bu. O da gidip banka oturuyor. Ablası sabahlara kadar bekliyor. O kadar duyarlı insan ki. Yorgun bitap düşüyor, sonra içeri kanepeye uyuyor. Sonra bakıyor kardeşi orada yok. Olay böyle başlıyor. Ben onları arkadaş gibi büyüttüm."
İDAM KURTULUŞ OLUR
Azra'nın annesi Mezide Haytaoğlu ise acısının çok büyük olduğunu ifade ederek şöyle konuştu:
"Annelerin ciğerini yaktılar. Ne olur bunun devamı gelmesin. Ne olur benim kuzumu yaktılar, başka annelerin yanmasın. Gelen herkese sorun Azra ile bir anısı vardır. Hepsinin bir konuşması vardır. Azra'mı herkes severdi. Emanet verdi Allah'ım, emanetini geri aldı. Şehit oldu benim kızım, melek gibi uçtu gitti. Televizyonda izlediğim başıma geldi, istemezdim. Müge Anlı'yı, Hakan Ural'ı hiç kaçırmazdım reklam hangisine girerse öbürünü açar izlerdim. Kızımın ölüm haberini Hakan Ural'dan duydum. Yeter artık devamı gelmesin, ben dayanamıyorum, 1 haftadır yavrumu dağlardan taşlardan topladım. 3-4 gündür de buzdolaplarında bekletiyorum yavrumu."