Güncelleme Tarihi:
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Azerbaycan’ın ulusal televizyon kanallarına açıklamalarda bulundu. İkinci Karabağ savaşından sonra asıl görevlerinin Azerbaycan’ın askeri zaferinin siyasi düzeyde de göstermek olduğunu belirten Aliyev, “Hemen çalışmalara başladık. Çünkü biz bu zaferi siyasi alanda göstermezsek, bu zaferi dünya kamuoyunda kabul ettirmezsek bazı sorunlarla karşılaşabileceğimizi iyi biliyorduk. Hemen aktif çalışmaya başladık ve bugün, savaştan iki yıl sonra, savaşın sonuçlarının dünya tarafından kabul edildiğini kendimizden emin bir şekilde söyleyebileceğimizi düşünüyorum. Azerbaycan'ın haklılığı bir kez daha doğrulanmıştır ve savaşın sonunda oluşan durumu, yani konumumuzu daha da güçlendirmemiz gerekiyor. Son iki yılda hem uluslararası ilişkiler düzeyinde hem de ülke içinde istediğimizi elde edebildik" dedi.
“AZERBAYCAN SÖZÜNÜ AÇIKÇA SÖYLEYEN VE BAĞIMSIZ SİYASET YÜRÜTEN ÜLKELERDEN BİRİDİR”
Azerbaycan'ın dünyada çok güvenilir ve ciddi bir ortak olarak kabul edildiğinin bir sır olmadığını vurgulayan Aliyev, “Azerbaycan sözünü açıkça söyleyen ve bağımsız siyaset yürüten ülkelerden biridir. Elbette bunun temelinde hem askeri gücümüz hem de şanlı zaferimiz var. Çünkü ben savaştan sonra, zaten Azerbaycan siyasetine karşı olumlu tutumun daha da arttığına, yani bize olan rağbetin daha da arttığına tanık oldum. Çünkü dünyanın siyasi eliti, bu zaferi ne pahasına elde ettiğimizi, hangi riskleri aldığımızı, hangi güçlere karşı mücadele verdiğimizi ve bugün de mücadele vermeye devam ettiğimizi çok iyi anlıyor. Yani savaş bitse de mücadele hala devam ediyor ve ben kazanacağımızdan eminim. Çünkü biz doğru yoldayız ve bizim hem askeri hem de siyasi gücümüz, aynı zamanda ekonomik bağımsızlığımız elbette gücümüzü artırıyor” dedi.
“ZENGEZUR KORİDORU STRATEJİK BİR PROJE”
Zengezur Koridoru’nun öneminden bahseden Cumhurbaşkanı Aliyev, “Bizim için Zengezur Koridoru projesi sadece ekonomik ve ulaşım projesi değil, stratejik bir proje. Bu projenin gerçekleşmesi bizim doğal hakkımız. Bu proje 10 Kasım 2020 tarihli bildiride yer alıyor. Bildiride ‘Zengezur Koridoru’ diye bir ifadenin olmadığı doğru. Çünkü ondan sonra jeopolitik sözlüğe ‘Zengezur Koridoru’ ifadesini ben ekledim. Çünkü bildiride Azerbaycan’ın batı bölgeleri ile Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti arasında bir ulaşım bağlantısının olması ve Ermenistan'ın bunu sağlaması gerektiği açıkça belirtiliyor. Şimdi Ermenistan bundan kaçmak istiyor, fiili olarak üstlendiği yükümlülüklerini iki yıldan fazla bir süredir yerine getirmiyor. Ancak bu bizi durduramayacak. Yani bu, sadece bizim için stratejik bir proje değil, birkaç ülke ve geniş bir coğrafi alanı kapsıyor. Zengezur Koridoru'nun hayata geçirilmesi tarihi bir zorunluluktur. O yüzden Ermenistan istese de istemese de bu olacak dedim. Yani benim böyle bir fikrim olmamasına rağmen onlar bunu Ermenistan'da başka bir tehdit olarak algılıyorlar. Sadece bu kaçınılmazdır. Er ya da geç olacak. Tabii ki, biz bunun daha hızlı olmasını istiyoruz” dedi.
“BAKÜ-TİFLİS-KARS DEMİRYOLUNUN KAPASİTESİNİ 5 MİLYON TONA ÇIKARACAĞIZ”
Şu anda Bakü-Tiflis-Kars demiryolu projesinin kapasitesini genişletilmesi ile ciddi olarak ilgilendiklerini belirten Aliyev, “Geçen yıl talimatlar verildi ve bütçeden 100 milyon dolardan fazla tahsis edilecek. Bu demiryolunun kapasitesini şu anda 1 milyon tondan 5 milyon tona çıkaracağız. Ama bu yeterli olmayacak. Orta Asya'dan gelen yük için yeni güzergahlar olması gerekiyor. Hazar üzerinden geçen güzergah zaman açısından çok cazip. Aynı zamanda ortak bir tarife politikası uygulayarak bu güzergahı ekonomik olarak daha cazip hale getirmeliyiz. Buradaki müzakerelerin de olumlu yönde olduğunu düşünüyorum. Yani Orta Asya ülkelerinin nakliye potansiyelini ve Avrupa'dan oraya giden kargoyu dikkate alırsak, tüm bu projeleri hayata geçirip yaygınlaştırsak bile yine de yeterli olmayacağını göreceğiz. Bu nedenle Zengezur Koridoru’nun ekonomik etkinliği şüpheye mahal verilmemelidir” ifadelerini kullandı.
“AZERBAYCAN'DA ORTA KORİDOR VE KUZEY-GÜNEY KORİDORU İLE İLGİLİ ANA İŞLER TAMAMLANMIŞTIR”
Azerbaycan’ın uzun yıllardır taşımacılık alanında projeler hayata geçirdiğini ifade eden Aliyev, “Rusya-Ukrayna Savaşı yaptığımız işin önemini artırıyor. Azerbaycan topraklarında hem Orta Koridor hem de Kuzey-Güney Koridoru ile ilgili tüm büyük işler tamamlanmıştır. Sadece Kuzey-Güney Koridoru ile Azerbaycan topraklarından 15 milyon ila 30 milyon ton arası yükün taşınabileceğine inanıyoruz. Yani bu çok büyük bir rakam. Şu anda Azerbaycan’ın tüm transit imkanları bunun küçük bir yüzdesini oluşturuyor. Dolayısıyla Kuzey-Güney Koridoru, Orta Koridor ile rekabet edebilecek bir projedir” dedi.
Trans-Hazar doğal gaz boru hattı konusunun uzun yıllardır siyasileştirildiğini belirten Aliyev, “Ben buna karşıyım. Çünkü her zaman gerçek projelerde çalışmanın destekçisi olmuşumdur. Prensipte bu projenin ekonomik olarak uygulanabilir olduğunu düşünüyorum ama teknik ve ekonomik bir gerekçeye de ihtiyaç var. Gazın sahipleri ile hangi fiyattan satılacağı konusunda sözleşmeler imzalanmalıdır. Çünkü mesafe uzadıkça maliyetler de artıyor. Ama biz bu projeye her zaman siyasi destek verdik. Bu projeyle ilgili bize başvurulursa, yardımcı olmak için elimizden gelenin en iyisini yapacağız” dedi.
“BU YIL YAKLAŞIK 24 MİLYAR METREKÜP GAZ İHRAÇ EDİLMESİ BEKLENİYOR”
Azerbaycan'ın gaz rezervlerinin en az 100 yıl boyunca uluslararası piyasalara arz edileceğini söyleyen Aliyev, “Teknolojiler geliştikçe üretim imkanları artacaktır. Bu nedenle, 2,6 trilyon metreküp, potansiyelimizin onaylanmış minimum hacmidir. Avrupa Birliği ile birlikte tüm gaz boru hatlarının inşasını da göz önünde bulundurarak arzı artırmayı hedefledik. Bu nedenle mevcut gaz boru hatlarının genişletilmesi gerekmektedir. Çünkü hem TANAP hem de TAP boru hatları taahhüdümüzü üstlendiğimiz hacimler için tasarlanmıştır. Bu kadar kısa vadede Avrupa’ya arzı ikiye katlama ihtiyacını dikkate almadık. Yani Bayan Ursula von der Leyen ile imzalanan belge tam da bu noktaya işaret ediyor. Bu yıl toplamda yaklaşık 24 milyar metreküp gaz ihraç edilmesinin bekliyoruz. Dolayısıyla Avrupa pazarı da dahil olmak üzere gaz pazarında şimdiden ciddi bir oyuncu haline geliyoruz. TANAP ve TAP’ın aktarım kapasitesini ikiye katlamayı düşünüyoruz” dedi.
“ERMENİ TARAFI MÜZAKERE SÜRECİNİ AKSATIYOR”
Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki barış anlaşmasının müzakere süreci ilgili soruyu yanıtlayan Aliyev, “Ermeni tarafı müzakere sürecini aksatıyor ve bunun nedenlerini biliyorum. Ermenistan'ın bir gücü olup olmadığı ve diasporanın bu güç üzerinde bir etkisi olup olmadığı sorusuna gelince, bence böyle bir etki var ve bunu engelleyen birine atıfta bulunmak, sorumluluğu değiştirmek için çok uygun bir yol. Eğer hükümet sorumluysa, eylemlerinin hesabını vermelidir. Her ülkenin, her liderin kendine göre zorlukları vardır, ancak bu konuda spekülasyon yapılamaz. Bu, deyim yerindeyse evin iç işidir, herkes bu işi sadece barış konusunu gündeme getirerek değil, halkı ikna ederek, gerçekten barış için çabalayarak yapmalı” dedi.
“ERMENİSTAN MAKAMLARI TÜM SORUMLULUĞU ÜSTLENMELİ”
Savaştan sonraki iki yıl boyunca Ermenistan’ın yapması gerekenlerin hiçbirini yapmadığını belirten Aliyev, “Bu bağlamda Ermenistan makamları tüm sorumluluğu üstlenmeli ve bir barış anlaşması imzalamaya hazır olmalıdır. Özellikle daha önce de söylediğim için, bu beş prensibi ortaya koyduğumuzda bunun bir tür çok ciltli olmaması gerektiğini söyledim. Çok basit bir kağıt, temel ilkeleri özetleyen basit bir belge olmalıdır. Elbette iç sorunlarımız ve Karabağ'la ilgili tüm meseleler konuşulamaz. Kanaatimce Ermeni liderliğinin meseleyi uzatmasının sebeplerinden biri de budur. Çünkü karar vermeleri ve esasen Prag'da kaydedilen ve ardından ekim ayında Soçi'de onaylanan sorunları çözmeleri gerekiyor” dedi.