Güncelleme Tarihi:
Bu sabah Mersin Adliyesi'ne giden Mustafa Kemal Öncel, suç duyurusu dilekçesini nöbetçi Cumhuriyet Savcısı'na verdi. Öncel, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yanısıra, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker, AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat, AKP Mersin milletvekilleri Prof. Dr. Ömer İnan, Mustafa Eyceoğlu, AKP Mersin İl Başkanı Mustafa Güntak, AKP Mersin Merkez İlçe Başkanı Fehmi Gür, AKP Kuyuluk Belde Başkanı Ahmet Uysal ve asker arkadaşı Hanefi Çelik hakkında da suç duyurusunda bulundu. Dilekçesini kendi el yazısıyla hazırlayıp veren Öncel'in, Nöbetçi Savcı tarafından ifadesine başvuruldu. Öncel, Başbakan Erdoğan hakkında ‘hakaret’, Bakan Eker hakkında ‘Anayasa'yı ihlal’ diğer kişiler hakkında da ‘tehdit ve kaçırma’ suçlarından dava açılmasını istedi.
Öncel, savcılıktan çıktıktan sonra adliye bahçesinde gazetecilere açıklamada bulunmak istediyse de görevli polisin adliye içinde bunu yapamayacağı uyarısı üzerine adliye dışına çıkarak konuştu. Öncel, Başbakan'ın Mersin gezisi sırasında aralarında geçen diyalog sonrası savcılığa suç duyurusunda bulunmak istediğini, ancak, tehdit yüzünden, Recep Tayyip Erdoğan'dan da af dilediğini açıkladığı basın toplantısını yapmak zorunda bırakıldığını öne sürerek, şunları söyledi:
“Başbakan'a karşı hiçbir zaman hata yapmadım. Özür dilemesi gereken bir kişi varsa sayın Başbakan'dı. Ben AKP teşkilatının ahlak, şeref ve namus fakiri bazı yetkilileri tarafından kaçırılarak özür dilettirildim. Ben şerefini asla ayaklar altına aldıracak biri değilim.
Başbakan'na bir tek şey söylüyorum; ‘Ben şerefimle oynatmayacağım’ Ölümü göze aldım. Erkeksen gel buraya. Ben devletime son derece saygılı oldum. Milletvekili gibi şahsiyetsiz insanları, teşkilatın gibi basiretsiz insanları arkama koyup, önüme atıp beni bu hallere düşürmeyecektin.
Benim artistlikte, kahramanlıkta hiçbir zaman gözüm olmadı. Bu halkın feryadı ve duygularının tercümanı olduysam, sisteme olan isyandandır. İşte çiftçi yine kan ağlıyor, limonunu, sebzesini alan yok. Gözümüze bakarak yalan söyleme, medya üzerindeki baskıyı da kaldır. Dün yaptığın gibi ya teşkilatının çakalları ile ya da devletin güvenlik güçlerini kullanarak Kemal Öncel'i sindirmeye çalışacaksın.”
‘KAÇIRIP, TEHDİT ETTİLER’
Suç duyurusu dışında, başta Başbakan olmak üzere suç duyurusunda bulunduğu kişilerin dokunulmazlıklarının kaldırılması için TBMM Başkanı Bülent Arınç'a da mektup yazdığını söyleyen Öncel, başına gelen olayları, ‘Kurtlar Vadisi- Mersin’ olarak nitelendirip, şöyle konuştu:
“Evime gelip, beni sindirdiler, tehdit ettiler. Asker arkadaşımı da kullanarak beni kaçırdılar. Sonuçta haklı olduğum halde Başbakan'dan özür dilettirildim.
Bununla ilgili delillerim de var. Delillerim, evime sindirme amaçlı gelen ilçe başkanının bıraktığı ve kendisinin el yazısı bulunan kağıt, kaçırılmamda kullanıldığını düşündüğüm asker arkadaşım Hanefi Çelik'in evimi ziyareti sırasında kasete almış olduğum görüşmeler delildir. Benimle yapılan telefon görüşmeleri de GSM şirketi operatörlerince ortaya çıkarılacaktır.”
Merkez ilçeye bağlı Kuyuluk Beldesi'nde narenciye bahçesi bulunan Mustafa Kemal Öncel, 11 Şubat'taki Mersin gezisi sırasında Başbakan Erdoğan'ı “Çiftçi kan ağlıyor” diye protesto etmişti. Erdoğan, konuşmak için yanına çağırdığı çiftçiyi ‘Lan’ diye azarlamış, polis tarafından uzaklaştırılan çiftçi Öncel, Başbakanlık sivil koruma polislerinin kendisini dövüp, işkence yaptığını öne sürmüştü. Öncel, Başbakanlık sivil koruma polisleri hakkında da daha önce savcılığa suç duyurusunda bulunmuştu.