OluÅŸturulma Tarihi: Åžubat 05, 2001 00:00
AZ SONRA... Dün akşam annem, ben ve Ted Turner oldukça mühim konuların konuşulduğu bir meclisteydik. Turner yirmi yıl önce yoktan var ettiği CNN kanalında çocuğu yaşındaki bir muhabire bir röportaj veriyordu. Annem de bir metre yirmiyedi santim -yazının nesnelliğine halel gelmesin diye kalkıp ölçtüm- ötemde alışveriş listesini dikte ediyordu. Elbette listeyi daha iyi anladım... Güzide
haber kanallarımızın günde ortalama onbeş kez maruz kaldığım tıpkıbasım haber bültenlerinin bu noktaya varmasının müsebbibi olarak gördüğüm Turner'ı da zaten dinlemeye pek niyetim yoktu. Meraklısı için hafızamda kalanlardan bir kaç not ileteyim, az sonra olaya gireceğim. İlk yıllarında "chicken nuddle network" olarak nam salmış, Demir Lady Thatcher'ın porno kanalı zannedip röportaj vermeyi reddettiği CNN, bugün AOL-Time/Warner birleşmesinin ardından 200 milyar dolarlık bir dev haline gelmiş olan bir kuruluş. Bir kaç kıyasa gitmek gerekirse 50 tane
Koç topluluÄŸu, 10 Çukurova grubu, son fiyatlara göre 60 cep telefonu lisansı, 400 kadar Türkiye Ligleri yayın hakkı ve saire deÄŸerinde... Böyle bir girizgâhtan sonra televizyon yayıncılığı ve haberciliÄŸi ile ilgili sistemden bahsetmek istiyorum tabiatıyle, bir baÅŸka gün de emin olun neden memleketimiz için en hayırlı politik sistemin "Nasyonel Sosyalizm" olduÄŸuna inandığımı anlatırım. Öncelikle ilk tespitimi arz edeyim. Televizyon kanallarındaki üst düzey yöneticiler ya sayı saymayı bilmiyorlar, ya da hiç dayak yememiÅŸler. Bu sonuca nereden mi vardım? Ä°zah edeyim: Televizyonların canlı yayınlar, naklen futbol maçları gibi mühim olayların ardından reklam saniye ücreti en pahalı olan saatleri muhtelif kaynaklarda farklı zaman dilimleri olarak belirlenmiÅŸ olan 18:00 - 23:00 saatleri arasındaki "prime-time" denilen saatlerdir. Bu saatler "dolar" kelimesinin tam anlamıyla nakde döndüğü zaman dilimleridir. Bu saatlerdeki reklam saniye ücreti, televizyonuna göre 100 ile 300 dolar arasında deÄŸiÅŸir. Ana haber bültenleri de malumunuz olduÄŸu üzere bu saatlerde yayınlanır. Åžimdi gözünüzün önüne sıradan bir haber kurgusunu getirin. Haber merkezine ulaÅŸmış olan topu topu bir dakikalık ham görüntü usta bir lastikçinin, pardon montajcının elinde giriÅŸ ve çıkış anonsları, dan, dun sesleriyle gözümüze sokulan yazılarıyla birlikte 4 - 5 dakiyaya toplam onbeÅŸ baÅŸlıklı bir bülten de, haber ÅŸaklabanın maharetine paralel olarak bir saate uzar. Saç baÅŸ yolduran bir diÄŸer haber tekniÄŸi de, ben memleketimizden ve MTV'den baÅŸka bir kanalda örneÄŸini görmedim, ana haber bülteninde ne iÅŸi olduÄŸunun ayrıca tartışılması gereken ÅŸarkıcı - türkücü güruhunun haberlerinin başına son klibinden eklenen minimum otuz saniyelik görüntülerdir. Tamam, hadi biz ahmağız, ÅŸarkıyı duymadan söz konusu "kimse"yi hatırlayamıyoruz, birader o zaman kısa tut baÅŸtaki görüntüyü, döşe haber altına müziÄŸi tatlı tatlı, hem siz para kaybetmeyin hem de biz sakız çiÄŸner gibi haber seyretmeyelim. BahsettiÄŸim bir dakikalık net haberin bu mantıkla yayıncı ÅŸirkete verdiÄŸi zarar da dolar nevinden yüzbinleri bulur. Güzel insanlar olan yöneticilerimiz de trene baktığı, otla beslendiÄŸi rivayet olunan memeli canlılar gibi seyrederler olan biteni. Ä°ddia ederek söyleyebilirim ki, bir çoÄŸu eÅŸzamanlı olarak "konuÅŸurluk" misyonu da üstlenmiÅŸ olan bu tayfa başında bulunduÄŸu kanalın saniye maliyetini bilmez. Eh bu kafayla gidince de bir süre sonra banka almak ve batırmak farz olur. GözlemlediÄŸim bir diÄŸer konu da "az sonra" hastalığı... Bakın ben kesinlikle anladım; bu haber merkezinde çalışan abiler çok akıllı. Yıllardır tutturdular bir "az sonra" muhabbeti sanıyorlar ki biz ekran başındaki milyonlarca kiÅŸi tümden aptalız. "Az sonra"sı olmayan haberi seyretmiyoruz. Aslında pek haksız da sayılmazlar, kendi adıma konuÅŸayım, ben habere haber demem en az üç "az sonrası" olmadıkça. Haber merkezlerinde görev yapan abilerim, ablalarım -bugün vapura bindim de bu seyyar satıcı jargonu ordan kaldı- farkında mısınız, tekrar görüntülerle montajladığınız haberin, her bir "az sonra" tanıtımının maliyeti binlerce dolar. Hadi "parası benim cebime mi giriyor" diyeceksiniz; hiç mi gâvur kanalı seyretmiyorsunuz, hiç mi insaf yok sizde, bize acımıyorsunuz? Bakın genel itibariyle idrak etmekte sorunlu bir toplum yapımız olabilir ama inanın haberlerinizi anlıyor ve hatta severek izliyoruz. Nihayetinde günün birinde görüntü tekrarından ve "az sonra" tanıtımlarının sıklığından sıyırmış bir vatandaÅŸ basıverecek merkezinizi, diÄŸer kanalların "az sonra"sı oluvereceksiniz. Bir daha arzedeyim. Ben ve milyonlarca kiÅŸi, yanlış hatırlamıyorsam anayasanın 26. maddesinde yer alan haber alma özgürlüğümüzü istiyoruz. Soytarılık görmek deÄŸil haber almak istiyoruz. Bu yazıdan haberiniz olacak mı bilmem ancak ricam o ki haberi olanlar olmayanlara haber etsin... Kaan VOLKAN - 5 Åžubat 2001, Pazartesi Â
button