Güncelleme Tarihi:
''İçişleri Bakanlığı’nca görevden uzaklaştırılmam hukuki bir karar olmayıp siyasidir.
Demokratik bir ülkede yargı kararı olmadan seçimle gelenlerin idari kararla görevden uzaklaştırılmaları hukuka aykırıdır.
Türkiye’de bugüne kadar büyükşehir belediye başkanları içerisinde görevden uzaklaştırma kararı olmadığı gibi, diğer belediye başkanları ile ilgili de uzaklaştırma kararı yok denecek kadar azdır. Benimle ilgili alınan kararın ise bir tek emsali yoktur. Zira görevden uzaklaştırılmamı gerektirecek boyutta ne bir mahkeme kararı, ne bir kovuşturma, ne de bir soruşturma yoktur.
Esasen bugüne kadar haklarında dava açılanlar, mahkum olanlar dahi Danıştay kararıyla görevlerine iade edilmişlerdir.
Danıştay emsal kararlarında “Asıl olan, halkın iradesiyle, seçimle göreve gelen bu kişilerin belirli bir dönem içinde görevlerini kesintisiz yerine getirebilmeleridir. Belediye başkanlarının haklarında açılan her soruşturma veya kovuşturma nedeniyle geçici olarak görevden uzaklaştırılarak, yerine bir başkasının görevlendirilmesi kent halkının demokratik iradesinin değiştirilmesi anlamını taşıdığı gibi kamu hizmetlerinin iyi bir şekilde yerine getirilmesi olanağını da ortadan kaldırır” denilmektedir.
Bu arada Danıştay’ın Türkiye Belediyeler Birliği Başkanlığımla ilgili en son kararı da aynı doğrultudadır. Söz konusu Danıştay 8. Dairesi’nin 2010/764 sayılı kararında da “ … Seçilmiş kişilerin görevine yasal bir düzenleme olmaksızın son verilmesi ve bu görevlere genel idare tarafından atama yapılması, hukuka uygun değildir…” denilerek İçişleri Bakanlığı’nın Türkiye Belediyeler Birliği Başkanlığı görevinden beni almasını hukuka aykırı bularak iptal etmiştir.
Sonuç olarak, hiçbir demokratik hukuk devletinde görülmeyen şekilde görevden uzaklaştırılmam konusunda alınan kararın iptali için Adana İdare Mahkemesi’ne dava açmış bulunuyorum. Türk Adaleti’ne olan güvenim tamdır. Bu konuda gerekli hukuki kararın verileceğine inanıyorum.''