Güncelleme Tarihi:
Olay, geçen yıl 12 Temmuz günü Gebze ilçesi Pelitli Mahallesi’nde meydana geldi. Dershaneden eve dönen Ayşegül Aydın, kendisini takip eden Afganistan uyruklu A.M. tarafından ağaçlık alana sürüklendi. Cinsel istismar girişiminde bulunan A.M., kendisine direnen Ayşegül Aydın'ın boğazını sıkıp, başından yaraladıktan sonra yol kenarına taşıdı. Yoldan geçenler, Ayşegül’ü fark edip sağlık ekibi çağırdı. Ayşegül Aydın gelen ambulansla hastaneye kaldırıldı. Yoğun bakım ünitesinde tedaviye alınan Ayşegül Aydın, 132 gün sonra yaşamını yitirdi. Olayla ilgili sürdürülen soruşturma kapsamında yakalanan A.M. ise çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.
‘AYŞEGÜL ÖLDÜKTEN SONRA BİZİM HAYATIMIZ KALMADI’
Acılı aile, kızlarının hatırasını odasında yaşatmaya devam ediyor. Yatağına Türk bayrağı serilen Ayşegül’ün oyuncakları, eşyaları, yarım bıraktığı pet şişedeki su bile odasında özenle saklanıyor. Kızının fotoğraflarından oluşan albüme bakarak hasret gidermeye çalışan Metin Aydın, suçlunun en ağır şekilde cezalandırılmasını talep ettiklerini ifade ederek gözyaşları içerisinde, “Ayşegül öldükten sonra bizim hayatımız kalmadı. Yaşayan bir ölü gibiyiz. Bizim hayatımız bitmiş durumda, bizim dünyada bir amacımız, gayemiz, hiçbir şeyimiz kalmadı. Ayşegül ile hepsi gitti” dedi.
Kızının yaşamak için çok çırpındığını ifade eden Metin Aydın, “Ayşegül’ü, her akşam saat 17.00’de yolda karşılıyordum. Köy içerisindeki çay ocağında minibüsten inmesini bekliyordum. O saatlerde orada otururken aklıma geldiği zaman ağlıyorum. Ayşegül benim her şeyimdi. Hayat doluydu, çok çırpındı yaşamak için, çok mücadele etti ama hiçbir şey yapamadık. O yıkıldı, biz de yıkıldık. Yaşamamızın hiçbir anlamı kalmadı” diye konuştu.
Yaşadığı acının günden güne arttığını söyleyen Metin Aydın, sözlerine şöyle devam etti:
“Meclis’teki bütün partilerimizden isteğim, artık bu acıların durması için, böyle şerefsizlerin cezalandırılması için, insanların canına kasteden adiler için idam cezasının çıkarılması. Benim gibi yüreği yanan anaların, babaların acılarını dindirsinler lütfen. Başka kimse bizim düştüğümüz duruma düşmesin, çocuklarımız böyle şerefsizlerin heveslerine, böyle adilerin saldırılarına maruz kalmasın. Tek isteğim budur. Başka bir şey istemiyorum, biz zaten bitmişiz, bu saatten sonra bizim için yaşamanın bir anlamı yok. Bir hiç uğruna benim çocuğum evine gelirken 50 metre kala katledildi.”