Güncelleme Tarihi:
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Ankara ATO Congresium'da düzenlenen 1. Uluslararası Medya ve İslamofobi Sempozyumu'nda, İslamofobi'nin temelde bir insan hakları sorunu olarak değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. İslam ve Müslüman düşmanlığının özellikle Avrupa’da yaygınlaştığına işaret eden Gül, birçok ülkede Müslümanların, kimliklerinden dolayı ayrımcılığa, şiddete, zulme maruz kaldığını belirtti.
İslamofobi'nin, demokratik temsilden kıyafete, sosyal hayattan eğitim kurumlarına, siyasetten medyaya, ibadethanelerden sivil topluma kadar birçok alanda kendini hissettirdiğini vurgulayan Gül, insanların giyimlerinden, kişisel görünüşlerinden dolayı terörist olmakla suçlanabildiğini, şiddete ve saldırıya maruz kalabildiğini aktardı. Bakan Gül, Avrupa'nın samimiyet testinde kötü bir sınav verdiğini söyledi. Dil, din, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, mezhep ve benzeri nedenlerle yapılan nefret söylemi ve ayrımcılıkla etkili şekilde mücadele edileceğini anlatan Gül, İslam ve yabancı düşmanlığı, göçmen karşıtlığı, nefret suçu kapsamında, ulusal ve uluslararası düzeydeki gelişmelerin yakından takip edileceğini ve bu konuda raporlar hazırlanacağını belirterek özetle şunları kaydetti:
KOLLUK GÜCÜ VE SAVCILARA EĞİTİM
“Ayrımcılık ve nefret suçlarına ilişkin Türk Ceza Kanunu'nda yeni bir düzenleme yapacağız ve bu suçlarla etkili bir şekilde mücadele etmek amacıyla soruşturma kılavuzları oluşturacağız. Mağdurlara psikososyal ve hukuki destek vereceğiz. Bu suçlara ilişkin istatistiklerin sağlıklı veriye kavuşması, bu suçlarla mücadele anlamında, kolluk ve savcılara eğitim vereceğiz. Nefret suçuyla mücadele, kolektif bir şuur oluşturularak yapılabilir. Bu konuda da denetleme, önleme ve yargılama yetkisine sahip bir uluslararası mekanizmanın elzem olduğuna inanıyorum. Aksi takdirde süslü cümleler söylenir, temenniden öteye geçmez. Yaptırımı olan, denetleyen, müeyyidesi olan bir uluslararası mekanizmanın kurulması, tüm dünyada nefret suçlarına karşı en etkili yol olacaktır.”