Ayrılığa götüren süreç

Güncelleme Tarihi:

Ayrılığa götüren süreç
Oluşturulma Tarihi: Kasım 12, 2010 01:18

Eski Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, veda konuşmasında “Ayrılmak isteyen bendim” yönünde açıklama yapmış olsa da kendisini ayrılma isteğine yönelten asıl süreç, hükümetle arasında son dönemde artan uyumsuzluktan kaynaklandı.

Demokratik açılım

Bardakoğlu’nun, başkanlığın yeni teşkilat yasası sonrasında yeniden göreve atanmamasıyla sonuçlanan gelişmeler, hükümetin 2009 ilkbaharında başlattığı ‘Demokratik Açılım’ atağıyla başladı. Hükümet, ‘Demokratik Açılım’ kapsamında Kürtçe vaaz ve hutbe seçeneğini de gündemine aldı. Bardakoğlu, vaaz ve hutbelerde Kürtçe kullanılmasının “Zihinlerdeki parçalanmayı arttıracağı; Kürt kökenli vatandaşların bu yolla da ötekileşeceği” teziyle taleplere direndi. Başbakan Erdoğan, 2010 Mart’ında Diyanet’in kuruluş yıldönümündeki konuşmasında, “Diyanet’in bir devlet projesi olan milli birlik ve kardeşlik sürecinde, aktif rol almalarını sizlerden rica ediyorum, istirham ediyorum” dedi. Başbakan’ın, “Farklı dil ve lehçelerde vaaz, hutbe çalışmaları belli bir aşamaya geldi” yönündeki sözleri ise birkaç gün sonra Bardakoğlu tarafından Hürriyet’e yapılan, “Şu anda, Kürtçe hutbe okunması söz konusu değil” açıklamasıyla doğrulanmadı. Bardakoğlu, “Ülkemizde birlik ve beraberliğin, ayrımcılığın önlenmesi temel hedeflerimizdendir. Diyanet, bir başka projenin parçası olmak yerine, işini sahiplenmeli” açıklamasında da bulundu.

Alevi açılımı

Bardakoğlu’nun hükümetle ikinci yol ayrımı “Alevi Açılımı” sürecinde yaşadı. Bardakoğlu, çalıştay sürecinde hükümete, aralarında, “Cemevlerinin bir statüsü olmalı, ancak bunun ibadethane olarak düzenlemesi İslam açısından uygun değil” uyarısının da bulunduğu bazı çekinceleri sundu.

Türban tartışmaları

Bardakoğlu’nun tartışma yaratan açıklamalarından biri de türban konusunda oldu. Başbakan Erdoğan, “Diyanet’e soralım” dedi. Bardakoğlu’ndan, “Dini konularla ilgili görüşümüzü sorarlarsa, söylemekten çekinmeyiz” yanıtı geldi. Ancak, Bardakoğlu’nun Cumhuriyet’te yayınlanan, “...‘Bir konuda yasal düzenleme yapacağız, Diyanet’in görüşü nedir’ demek, laiklik ilkesine aykırıdır” sözleri daha önceki sözlerinin, “Sorarlarsa söyleriz, ancak sorulmamalı” anlamını taşıdığını ortaya koydu.

Protokoldeki yeri

Bardakoğlu’nun, resepsiyonlara ve devlet törenlerine katılmaması da dikkat çekiyordu. Bardakoğlu, “Atatürk dönemi dışında Diyanet’in hükmü şahsiyetine gereken önemin verilmediği bir gerçek. Türkiye’deki bütün orgeneral ve korgeneraller, birçok kurumun başkan ve üyeleri, protokolde Diyanet İşleri Başkanı’nın önünde. Bu durum ülkenin sivilleşme açısından alması gerektiği mesafeyi gözönüne seriyor” sözleriyle sitemini ortaya koydu.

Cemaatlerin tepkisi

Eski başkan, aralarında kadına yönelik şiddeti meşru gösterenlerin de bulunduğu ve Hz. Muhammed’e aitmiş gibi kabul edilen hadislerin temizlenmesi için çalışma başlattı, avcılığa savaş açtı. Bardakoğlu, “Kurban kesimi, canlı hayvan rezervini tehlikeye sokacak olursa, ‘Kesmeyin’ derim” çıkışı yaptı. Geleneksel İslam anlayışına zaman zaman aykırılıklar taşıyan bu düşünceleri nedeniyle, cemaatlerin tepkisi çekti.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!