Güncelleme Tarihi:
YUNANİSTAN’a 20 Mart’tan itibaren Türkiye’den giriş yapan mültecilerin tutulduğu adalardaki kamplarda merak ve endişe var. Türkiye’den en çok mültecinin geçtiği ikinci ada olan Sakız’daki kampa sadece Yunan ve Türk Göç İdaresi yetkilileri ve insani yardım kuruluşları girebiliyor. Yoğun güvenlik önlemi alınan kamp tel örgülerle çevrili. Çeşme’den botla geçen ve ancak dün öğle saatlerinde kampa ulaşan İranlı grup polislerin girişteki sorularını şöyle yanıtlıyor:
“Biz bugün değil iki gün önce geldik. Otelde kalıyorduk. Kampı ancak bulduk.”Sakız merkezdeki diğer kampta ise 30 civarı Suriyeli ve Afgan mülteci bulunuyor. Onlar daha önce giriş yapanlar ve yüzlerinde gülümsemeyle bileklerindeki kayıt numaralarını gösteriyorlar. Sonia annesi Tahire ile iki hafta önce Sakız’a geldiklerini, geri gönderilmeyi değil kabul edilmeyi beklediklerini içlerinin rahat olduğunu söylüyor. Sonia babasının Taliban tarafından öldürüldüğünü 3 erkek kardeşini daha kaybetmemek için başka şanslarının kalmadığını da ekliyor. Rahaf ise Suriye Halep’ten 5 çocuğu ile gelmiş. O da kocasını savaşta kaybettiğini söylüyor. Kamplarda görev yapan gönüllü kuruluşlardan yetkililer ise endişeli konuşuyor: “Kimse ne olacağını bilmiyor. Kimler gönderilecek kimler kalacak? Ama buradan bir kişi bile geri gönderilirse ortalığın karışacağını tahmin ediyoruz.”
ADALILAR MUTLU
Birkaç hafta öncesine kadar adanın her yerinde görülmeye alışık olan mültecilere rastlamak zor. Sokaklarda az sayıda mülteci göze çarpıyor. Yunan adalarında çok hissedilmeyen polis ve askeri güvenlik önlemleri dikkat çekiyor. Sakızlılar ise geçen sezon turizmi etkileyen bu sezon da çok sayıda şirketin iptallerine neden olan mülteci görüntüsünün yazdan önce düzelecek olmasından mutlu görünüyor.
Türkiye’nin göndereceği mültecileri AB ülkeleri kendi kriterlerine göre seçemeyecek, BM’nin kırılganlık ilkeleri çerçevesinde karar verilecek.
FERİBOTTA SON AVRUPA YOLCULARI
AB ile Türkiye anlaşması öncesi kaçak yollardan adalara gelen mülteciler önce Atina’ya gönderiliyordu. Önceki gece Midilli’den gelen ve Atina’ya geçecek olan feribotu limanda parmakla sayılacak kadar az mülteci bekliyordu. Battaniyesine sarılmış bankta oturan bir mültecinin yanına yaklaşıyoruz. Muhammed Irak Kerküklü. Çeşme’den Sakız’a üç hafta önce geçtiğini anlatıyor:
“Burada arkadaşımı bekledim. O sahil güvenliğin yakaladığı arkadan gelen bottaydı. Tekrar geçmesi uzun sürdü. 3-4 defa daha yakalanmış. Sonunda pazar günü gelebildi ama onu geri gönderme kampına aldılar. Şimdi artık bekleyecek bir şeyim kalmadı. Almanya kabul etmiyormuş, ben de Yunanistan’a sığınmacı olarak başvurdum. Şimdi Atina’ya gidiyorum.”Mahmud Cemal ve Hene Batel Suriye’den Halep’ten kaçmışlar. “Çok mutluyuz. Birkaç hafta daha geçemeseydik diğerleri gibi geri gönderilecektik. Türkiye’den buraya botla gelene kadar 6-7 defa sahil güvenlik yakaladı. Gelişimiz zor oldu. Her şeyimizi sattık Avrupa’ya geçebilmek için. Eğer geri gönderilseydik bizim için çok kötü olurdu. Almanya almıyormuş, Finlandiya’ya gidiyoruz.”
DÖNÜŞLER4 NİSAN’DA BAŞLIYOR
MÜLTECİ anlaşması sürecinde işleyişin nasıl olacağı da ortaya çıkmaya başladı. Anlaşma gereği 20 Mart gece 24.00 sonrası Türkiye üzerinden Yunan adalarına giriş yapan tüm göçmenler 4 Nisan’dan itibaren Türkiye’ye geri gönderilecek. Göçmenlerin adalardan Türkiye’ye transferini Yunanistan sağlayacak. Türkiye ise alacağı 3 milyar Euro’dan geri gelen göçmenlerin kamplara ulaşım, yerleşim, barınma gibi ihtiyaçlarını karşılayacak. Türkiye riskli gördükleri göçmenleri kabul etmeyip ülkelerine gönderme hakkına sahip olacak. Avrupa’ya gönderilecek göçmenlerle ilgili ise AB değil Göç İdaresi ve UNHCR (Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği) birlikte çalışacak.