Güncelleme Tarihi:
Aynur Kayan, 33 yaşında. İstatistiklere erkek kaçıran kadın olarak geçti. Oysa yaşadıkları çok farklıydı.
Olay yeri, Emniyet kayıtlarına göre kentin ‘‘en az suç işlenen ilçesi’’ Silivri. Tarih 9 Haziran 1999. Saat 21.30. Aynur, İstanbul'dan gelecek arkadaşı İbrahim Terzioğlu'yla Doğa Bar'da buluşacak. Bekliyor. Cep telefonu çalıyor. İbrahim, gelemeyeceğini söylüyor. Aynur bardan çıkıyor. Peşinden bir adamın geldiğini farkediyor. Dolmuş duraklarına doğru giderken takip eden kişinin yanında iki kişi daha beliriyor. Gırtlağına üç bıçak birden dayayıp yakındaki bir eve götürüyorlar. Sonra ormana götürüp tekrar tecavüz ediyorlar. 55 milyon lirasını ve cep telefonunu da gasp ettikten sonra gidiyorlar. Aynur, soluğu poliste alıyor. Şikayet üzerine üç kişi çaldıklarıyla yakalanıyor. Hırsızlıktan sabıkalı, işsiz Bayram Ölmez, seyyar satıcı Murat Varlık ve lise öğrencisi Serhat Yaz, birçok tecavüz olayında olduğu gibi, Aynur'un ‘‘rızasıyla’’ ilişkiye girdiklerini söylüyorlar.
Ve ikinci kabus
Aynur, avukat tutup işi yargıya bırakıyor. Ailesinin, psikiyatristin, spor alışkanlığının yardımıyla yaşadığı şoktan kurtulmaya çalışıyor. Yürüyüşe
çıkarken, kendisini korumak için yanına babasının Almanya yıllarından kalma eski tabancayı alıyor. 2. Dünya Savaşı yıllarında Ernawerke'nin subaylar için üretildiği 'Nazi tabancası' paslı, kullanılmaz halde. Yıllarca toprağa gömülüp saklanmış. Ne şarjörü ne de mermisi var.
23 Haziran sabahı, 07.00 sularında uzun bir yürüyüşün ardından evine gitmek için bir taksi durduruyor. Şoför Ahmet Gürtuna (28) evli, iki çocuk babası. Aynur, sağ arka koltuğa oturup evin adresini veriyor. Ancak şoför durmuyor, hızla otobana çıkıyor, Akören Köyü yoluna sapıyor. Fermuarını açıp cinsel organını gösteriyor. Aynur'da şafak atıyor!
Tabancasını çıkarıp şoförün şakağına dayıyor. Şoför direksiyon hakimiyetini kaybedip şarampole yuvarlanıyor. Taksinin ön camı çatlıyor. Şoför, olay yerine gelen polislere, Aynur'un kendisini silah zoruyla kaçırdığını söylüyor.
Alkolik dediler
Aynur, hazirandan bu yana yedi kilo verdiğini, kendisine ‘‘Ruh hastası ve alkolik’’ yakıştırması yapılarak işlenen suçların hafifletilmeye çalışıldığını anlatıyor. Olay sonrası sevkedildiği Bakırköy Ruh ve Sinir hastalıkları Hastanesi'nde üç hafta müşahade altında kalıyor. Ancak kendisine verilen resmi raporda ruh sağlığının ve tepkilerinin ‘‘Normal’’ olduğu, alkol gibi bağımlılıklarının olmadığı da belirtiliyor.
Silivri'nin küçük bir yer olduğunu, herkesini birbirini tanıdığını, şoförün bu tecavüzü duyup mağdur durumundan faydalanmak istediğini anlatıyor. Ruhsatsız silah taşıdığı için ceza alacağını, buna razı olduğunu söylüyor. Ama o, üç mütecaviz ve Aynur'a yaptıklarından dolayı çalıştığı taksi durağındaki işine son verilen taksi şoförünün hak ettiği cezayı çekmelerini istiyor.
Aynur Kayan adalet istiyor
Yaz sezonunda Akdeniz'deki tatil köylerinde çocuk animatörlüğü yapıyor. Ama asıl mesleğinin ressamlık olduğunu söylüyor. Üç yaşındayken gurbetçi olarak gittikleri Almanya'da resim eğitimi almış. 1991'de Türkiye'ye kesin dönüş yapıp Silivri'ye yerleşiyorlar. Babası aynı yıl ölüyor. Başından geçenleri anlatırken bazen gözyaşlarına hakim olamıyor. Onun tek isteği, faillerin yargı önünde hesap verip cezalarını çekmeleri.